Bireyler günlük yaşantılarında pek çok sorunla karşılaşır. Bir Grup Sağlık Çalışanında Öfke ve Mizaç Özellikleri: İlişkisel Bir İnceleme

April 24, 2019 | Author: Nesrin Akbay | Category: N/A
Share Embed Donate


Short Description

1 Düşünen Adam Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi 2011;24: DOI: /DAJPN Bir Grup Sağlık Çalış...

Description

Araştırmalar / Researches

Düşünen Adam Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi 2011;24:199-208 DOI: 10.5350/DAJPN2011240305

Bir Grup Sağlık Çalışanında Öfke ve Mizaç Özellikleri: İlişkisel Bir İnceleme

Gülseren Keskin1, Aysun Babacan Gümüş2, Esra Engin3 Asist. Dr., Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, İzmir - Türkiye 2 Yrd. Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Çanakkale - Türkiye 3 Doç. Dr., Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir - Türkiye

1

ÖZET

Bir grup sağlık çalışanında öfke ve mizaç özellikleri: İlişkisel bir inceleme Amaç: Nedensel kesitsel türde planlanan bu araştırmada, tıbbi sekreterlerde öfke, mizaç özellikleri ve ilişkili değişkenleri belirlemek amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırmanın evrenini, bir üniversite hastanesinde çalışan tıbbi sekreterler oluşturmuştur. Örneklem, araştırmaya katılmayı kabul eden 95 kişiden meydana gelmiştir. Çalışmanın verileri Sosyodemografik Veri Formu, Sürekli Öfke-Öfke Tarz Ölçeği ve Mizaç ve Karakter Envanteri kullanılarak elde edilmiştir. Bulgular: Sürekli öfke erkeklerde ve boşanmışlarda, öfkeyi dışa yansıtma eğitim düzeyi yüksek olanlarda daha yüksektir. Katılımcıların içe yönelik öfke ve kendini aşma düzeyleri arasında pozitif korelasyon bulunmuştur. Katılımcıların dışa yönelik öfke ve kendini aşma, işbirliği, sebat etme, ödül bağımlılığı, zarardan kaçınma, yenilik arayışı düzeyleri arasında negatif korelasyon saptanmıştır. Katılımcıların öfke kontrolü ve kendini aşma, işbirliği, kendini yönetme, sebat etme, ödül bağımlılığı, zarardan kaçınma ve yenilik arayışı düzeyleri arasında pozitif korelasyon vardır. Sonuç: Bu sonuçlar, tıbbi sekreterlerin sürekli öfke düzeylerinin yüksek olduğunu ve öfkelerini sağlıklı olarak ifade etmede yetersizlik yaşadıklarını göstermektedir. Anahtar kelimeler: Sağlık personeli, öfke, mizaç özellikleri, tıbbi sekreter

ABSTRACT

Anger and temperament characteristics of a group of health workers: a relational analysis Objective: The aim of this cross-sectional, causal study was to determine the temperament characteristics, anger and associated variables of medical secretaries. Methods: The study population included medical secretaries working in a university hospital. The sample of the study included 95 individuals who agreed to participate in this research. Study data were obtained using the Socio-demographic Data Form, Temperament and Character Inventory, Trait Anger Expression Inventory. Results: Trait anger was higher in men and divorced ones. Outward anger was higher in individuals with higher level of education. A positive correlation was determined between inward anger and self-transcendence scores of participants. A negative correlation was determined between outward anger and self-transcendence, cooperation, persistence, reward dependence, harm avoidance, novelty seeking scores of participants. A positive correlation was determined between anger control and self-transcendence, cooperation, selfdirectedness, persistence, reward dependence, harm avoidance and novelty seeking scores of participants. Conclusion: These results show that medical secretaries have high trait anger and lack means to express anger healthily. Key words: Medical staff, anger, temperament characteristics, medical secretary

GİRİŞ

B

ireyler günlük yaşantılarında pek çok sorunla karşılaşır ve bunlarla baş etmek zorunda kalırlar. Çözümlenmesi gereken bu sorunlar, bireylerin kişisel özelliklerine ve içinde bulundukları ortama göre farklılaşabilmektedir. Birey, sorunlarıyla baş ederken değişik duygusal ve davranışsal tepkiler vermektedir. Bu duygusal tepkilerden birisi de öfkedir (1,2). Novaco’nun (3)

Yazışma adresi / Address reprint requests to: Asist. Dr. Gülseren Keskin, Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, 35100, İzmir - Türkiye Telefon / Phone: +90-232-339-3564 Faks / Fax: +90-232-339-3546 Elektronik posta adresi / E-mail address: [email protected] Geliş tarihi / Date of receipt: 12 Ocak 2011 / January 12, 2011 Kabul tarihi / Date of acceptance: 1 Mart 2011 / March 1, 2011

modeline göre, duyguların bir yansıması olan öfke, davranışsal faktörler, dışsal olaylar ve bilişsel uyarılma arasındaki etkileşim sonucu oluşur. Öfke, bir başkasının tutumundan olumsuz etkilenme sonucu gerçekleşebilir. Örneğin, birisi kızgın olduğunda, kendisinde var olan olumsuzluktan bir başkasını sorumlu tuttuğunda, öfke ve saldırganlık kendiliğinden gelişebilir. Öte yandan, öfke, bir başkasının bireye adaletsiz davranması, zarar vermesi sonucu da gelişebilir (4,5).

Düşünen Adam Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi, Cilt 24, Sayı 3, Eylül 2011 / Düşünen Adam The Journal of Psychiatry and Neurological Sciences, Volume 24, Number 3, September 2011

199

Bir grup sağlık çalışanında öfke ve mizaç özellikleri: İlişkisel bir inceleme

Öfke ifade tarzları bireylere göre farklılaşmaktadır. Bu ifade tarzları içe yönelik öfke, dışa yönelik öfke ve kontrol edilen öfke değişkenlerince ölçülmektedir (6). İçe yönelik öfke, öfke yaratan düşünce ve duyguları bastırma eğilimini; dışa yönelik öfke, çevredeki insanlara veya nesnelere yönelik saldırgan davranışlar gösterme eğilimini; kontrol edilen öfke ise, öfke yaşantısını veya öfkenin ifade edilmesini kontrol edebilme yeteneğini yansıtmaktadır (7,8). Klasik psikanalitik görüşe göre, içe dönük öfke öfkenin bastırılması, var olan enerjinin içe döndürülmesi olarak değerlendirilmekte ve depresyonun etiyolojisinde rol oynadığı savunulmaktadır (5,9-11). Nörotik bozukluklarda, depresyonun bir yansıması olarak, öfke ve irritabilitenin meydana geldiği belirlenmiştir (4,8,12). Depresif hasta grubunda gerçekleştirilen bir çalışmada, depresyonun şiddeti, öfke atakları olan grupta, olmayanlara göre küçük, ama anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (13). Öfke, sürekli ya da şiddetli olduğunda ise yıkıcı hale gelerek, bulunduğu kişide düşük benlik saygısına, kişilerarası ve aile içi çatışmalara, sözel ve fiziksel saldırılara ve iş yaşamı ile ilgili uyumsuzluklara neden olabilmektedir (2). Bir çalışmada, öfke atakları olan hastalarda bağımlı, kaçıngan, narsisistik, sınır ve antisosyal kişilik bozukluğu ek tanısı anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (10). Kişilik yapısının yanı sıra, öfke tepkilerinde cinsiyetler arasında bazı farklılıklar da bulunmaktadır. Erkeklerin öfke duygularını daha doğrudan, kadınların ise dolaylı olarak ifade ettikleri belirlenmiştir (2). Kadınların ciddiye alınmama, haksızlığa uğrama, bir başkasının hatası nedeni ile suçlanma, işlerinin istedikleri gibi gitmemesi, bencil davranılma ve eleştirilme durumlarında daha fazla öfkelendikleri (2), erkeklerin ise öfke düşüncelerinin olumsuz kendilik - benlik algısı ile artış gösterdiği saptanmıştır (14). Öte yandan, öfke tepkilerinin yaşla birlikte azaldığı bildirilmiştir. Ancak genç yetişkin ve ergen grubu üzerinde yapılan bir çalışmada, yaş arttıkça kişilerarası öfke tepkileri ve öfke davranışlarının arttığı saptanmıştır (15). Eğitimin öfkenin ifade edilmesi üzerindeki etkisine dair yapılan çalışmalarda, yüksek eğitim düzeyindeki bireylerin kognitif rahatlığa sahip oldukları, öfkeye neden olabilecek problemleri çözmede daha başarılı olduklarından öfke düzeylerinin düşük olduğu belirlenmiştir (16,17) .

200

İş yaşamında öfke ve öfkenin ifadesi sıklıkla iş yeri stresi, organizasyon yapısındaki bozukluklar, otokratik yönetim, iş yerinin koşulları, bireyin iş yerindeki statüsü, karara katılma ve karar vermede yetersizlik, yetkilerin yetersizliği, çalışma ortamının demokratik olmayan, hiyerarşik, merkeziyetçi niteliği, varolan liderlik biçimi, özellikle çoğul roller ile ortaya çıkan rol belirsizliği ve bireyin kişiliğinin etkileşimi ile ilgilidir. Stres cevabı, tüm vücutta sempatik sinir sisteminin hızlı yanıtı ve noradrenalin ve adrenal medulladan adrenalin salınımı şeklinde kendini gösterir. Stres cevabı, eğer stresi sonlandırmaya yetmez veya stres gereğinden fazla ve uzun sürerse, fiziksel ve ruhsal dengeye ulaşmanın organizma için bedeli ağır olabilir, bireyde anksiyete belirtileri kendini gösterir. Bu bedele, ‘allostatik yük’ adı verilmektedir (18). Lazarus’un (19) transaksiyonel stres modeline göre, şiddetin doğası ve ciddiyetiyle orantılı olarak meydana gelen duygusal reaksiyonlar, bireysel karakteristik özellikler ve başa çıkma süreçleri arasındaki dinamik etkileşim sonrasında öfke kontrolünün kaybı ile ortaya çıkar. Stresli olaylar bazı iş ortamlarında diğerlerine göre daha fazlayken, bazı insanlarda da diğerlerine göre daha yoğun yaşanır (18,20). Özellikle, ruminatif kişilik yapısında stresin daha yoğun yaşandığı belirlenmiştir. İşle ilgili konularda çözümsüz, sürekli yineleyici zihinsel tekrarlar (ruminasyon), bireyi işten psikolojik olarak uzaklaşmaya iter. Geçmiş yaşantı ile ilgili, bireyi caydırıcı ve ısrarlı düşünce yapısı maladaptif kognitif süreç olarak kendini gösterir. Önceki çalışmalar da, farklı tiplerde ruminatif düşüncelerin olduğunu ortaya koymuştur (21,22). Bu farklı tiplerden birisini oluşturan öfke ruminasyonu intikam duygularını içerir, sıklıkla işyerinde yaşanan baskı, yıldırma sonrasında ortaya çıkan işyeri stresiyle birlikte gelişir (21). Araştırmalar, iş stresini yoğun yaşayan ruminatif kişilerin daha fazla sağlık problemleri yaşadıklarını, iş yerindeki stresin kişinin hayatındaki olumsuz yaşam olaylarıyla, gündelik sıkıntılarla ve kişilik özellikleriyle de birleşince, genellikle huzursuzluk, gerginlik, öfke, anksiyete, depresyon gibi sorunlarla karşılaşıldığını ortaya çıkarmıştır (18,20). İşyeri stresinin en yoğun olarak yaşandığı hastaneler, özellikle ekonomik yönden zayıf ve düşük statüde çalışanlar için engellenme, kısıtlamalarla doludur ve bu

Düşünen Adam Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi, Cilt 24, Sayı 3, Eylül 2011 / Düşünen Adam The Journal of Psychiatry and Neurological Sciences, Volume 24, Number 3, September 2011

G. Keskin, A. B. Gümüş, E. Engin

engellenme sonrasında en sık karşılaşılan duygu öfkedir (2,24,25). İş ortamındaki tehlikeler tüm çalışanlar için söz konusu olmakla birlikte tıbbi sekreterler, eğitim ve statü azlığı gibi nedenlerle her türlü istismara açık risk grubudur (26-28). Haksızlığa ya da hakarete maruz kalma durumlarında olduğu gibi zorlayıcı olaylar uygunsuz öfke tepkilerine yol açabilir (29). Bu nedenlerle, sağlık ekibinin bir parçası olan tıbbi sekreterlerin, stresli ortamda çalışmakta olmanın katkısıyla öfke yaşayabilecekleri düşünülmekte, kişilik özelliklerine ve sosyodemografik özelliklerine göre bu durumun farklılaşabileceği öngörülmektedir. Sonuç olarak, hastane hizmet kalitesini yükseltecek farkındalığı arttırmak için bu iki değişken arasındaki ilişkiye bakılmıştır. Bu doğrultuda planlanan bu araştırmada, belirli sosyodemografik değişkenlere göre tıbbi sekreterlerin öfke ve mizaç özelliklerini belirlenmesi ve bu iki değişken arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. YÖNTEM Örneklem Çalışma, nedensel kesitsel bir araştırma olarak planlanmıştır. Araştırma verileri, gerekli izinler alındıktan sonra, Mart-Haziran 2008 tarihleri arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan ve araştırmaya katılmayı kabul eden tıbbi sekreterlerden toplanmıştır. Çalışmada herhangi bir örneklem seçim yöntemi kullanılmamıştır. Çalışmanın evreni 113 tıbbi sekreterden oluşmaktaydı, ancak çalışanların on beşi, kurum (yönetim) baskısı olabileceği gibi nedenler öne sürerek, araştırmaya katılmayı kabul etmedi. Üç kişi de verilerde yanlış ya da eksik kodlama yaptığı için çalışma dışı bırakılmış, 95 birey ile çalışma tamamlanmıştır. Araştırma verilerini toplamak amacıyla üniversiteden gerekli resmi izinler alındıktan sonra, bireylerin bilgilendirilmiş onamları alınmıştır. Bu form, insan hakları evrensel beyannamesi etik kodlarını içermektedir.

Değerlendirme Araçları

Sosyo-demografik Veri Formu: Katılımcıların yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, medeni durum gibi özellik-

lerini içeren formdur. Sürekli Öfke ve Öfke Tarzı Ölçeği (SÖÖTÖ): Öfke duygusu ve ifadesini ölçen, bir kendini değerlendirme ölçeğidir. Spielberger (6) tarafından 1983 yılında geliştirilmiş, ülkemiz için geçerlilik ve güvenilirliği Özer (30) tarafından yapılmıştır. Ölçek, içe yönelik öfke, dışa yönelik öfke, öfke kontrol ve sürekli öfke olmak üzere 4 alt ölçekten ve 34 maddeden oluşmaktadır. Ölçeğin değerlendirilmesinde “Hiç tanımlamıyor” yanıtına 1 puan, “Biraz tanımlıyor” yanıtına 2 puan, “Oldukça tanımlıyor” yanıtına 3 puan, “Tümüyle tanımlıyor” yanıtına 4 puan verilir. İçe yönelik öfke, dışa yönelik öfke ve öfke kontrol alt ölçeklerinden alınabilecek en düşük puan 8, en yüksek puan 32; sürekli öfke alt ölçeğinden alınabilecek en düşük puan 10, en yüksek puan 40’tır. Ölçeğin genel toplam puanı olmayıp, dört alt ölçeğin maddeleri o alt ölçeğin toplam puanını oluşturmaktadır. Sürekli öfke alt ölçeğinden alınan yüksek puanlar öfke düzeyinin yüksek olduğunu, öfke kontrol alt ölçeğinden alınan yüksek puanlar öfkenin kontrol edilebildiğini, dışa yönelik öfke alt ölçeğinden alınan yüksek puanlar öfkenin kolayca ifade edildiğini, içe yönelik öfke alt ölçeğinden alınan yüksek puanlar ise öfkenin bastırılmış olduğunu gösterir (28). Mizaç ve Karakter Envanteri (MKE): Envanter, doğru/yanlış olarak doldurulan 240 maddeden oluşan, kendi bildirim tarzında bir ölçektir (31). Zaman sınırlandırması yoktur, 20-30 dakikada doldurulabilir. Bu yedi faktörlü kişililik envanterinin geçerlilik ve güvenirliliği hem genel nüfusta hem de psikiyatrik hastalarda sınanmış ve tekrarlanmıştır. MKE içerik olarak, 15 yaş ve üstü bireyler için uygulama alanına sahiptir. MKE, yenilik arayışı, zarardan kaçınma, ödül bağımlılığı ve sebat etme olmak üzere dört boyutlu bir mizaç ve kendini yönetme, işbirliği yapma ve kendini aşma olmak üzere üç boyutlu bir karakter bileşeninden oluşmaktadır. MKE çok çeşitli dillere çevrilmiş ve çok çeşitli kültürlerde psikometrik özellikleri sınanmıştır. Köse tarafından Türkçe’ye çevrilmiş ve tersine çevirme işlemi Sayar tarafından yapılmış ve bu çeviri Cloninger tarafından onaylanmıştır (31). Ölçeğin güvenilirlik ve geçerliliğine dair ilk bulgular Köse ve arkadaşları (32) tarafından bildirilmiştir.

Düşünen Adam Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi, Cilt 24, Sayı 3, Eylül 2011 / Düşünen Adam The Journal of Psychiatry and Neurological Sciences, Volume 24, Number 3, September 2011

201

Bir grup sağlık çalışanında öfke ve mizaç özellikleri: İlişkisel bir inceleme



İstatistiksel İşlem

Tablo 1: Hastaların sosyo-demografik özellikleri Değişkenler

Araştırma verileri SPSS 15.0 for Windows programında değerlendirilmiştir. İstatistiksel değerlendirmelerde, hastaların sosyo-demografik özellikleri sayı, yüzde dağılımı, ortalama, standart sapma değerleri halinde verilmiştir. Çalışmada kullanılan sürekli değişkenler Kolmogorov-Smirnov normallik testine göre normal dağılım gösterdiğinden, sosyo-demografik değişkenlerle SÖÖTÖ, MKE puanları arasındaki farklılık Student t testi (etki büyüklüğü, Cohen d), ANOVA testi ile belirlenmiştir. Gruplar arası farklılığı belirlemek için ise Bonferoni düzeltmeli Post Hoc testi kullanılmıştır. Normal dağılıma uymayanların analizinde (psikolojik destek alma, psikolojik destek biçimi, hastalara yaklaşım biçimi) Kruskal Wallis, Mann Whitney U testi kullanılmıştır. Hastaların SÖÖTÖ, MKE puanları arasındaki ilişkinin araştırılmasında Pearson ilişki testi kullanılmıştır. Tüm karşılaştırmalarda iki yönlü istatistiksel anlamlılık düzeyi p0.05) ve hastalara yaklaşım biçimine göre (z=0.253, p>0.05) katılımcıların SÖÖTÖ puan ortalamaları değerlendirildiğinde anlamlı istatistiksel farklılık saptanmamıştır. Katılımcıların MKE’den aldıkları puanlar psikolojik destek almaya (z=0.093, p>0.05), psikolojik destek biçimine (χ2=0.080, df=2, p>0.05) ve hastalara yaklaşım biçimine (z=0.120, p>0.05) göre değerlendirildiğinde, puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar saptanmamıştır. Araştırma kapsamında yer alan katılımcıların SÖÖTÖ puanları ile MKE puanları arasındaki ilişkilere bakıldığında, SÖÖTÖ’nün içe yönelik öfke alt ölçeği ile MKE’nin kendi kendini aşma alt ölçeği arasında pozitif korelasyon (r=0.240, p=0.019); SÖÖTÖ’nün dışa yönelik öfke alt ölçeği ile MKE’nin kendi kendini açma (r=-0.272, p=0.008), işbirliği (r=-0.285, p=0.005), sebat etme

Tablo 3: Katılımcıların cinsiyetine göre Sürekli Öfke ve Öfke Tarz Ölçeği puan ortalamaları Sürekli Öfke ve Öfke Tarz Ölçeği

Kadın (n=66)

Erkek (n=29)

Ortalama±SS

Ortalama±SS

t

p

Öfke içe

8.09±4.05

8.34±4.06

0.281

0.779

Öfke dışa

8.39±5.29

10.55±4.98

1.86

0.066

Öfke kontrol

11.27±5.82

11.44±4.10

0.147

0.884

Sürekli öfke

10.39±5.15

13.06±5.48

2.282

0.025

t:Student t test; SS: Standart Sapma

Düşünen Adam Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi, Cilt 24, Sayı 3, Eylül 2011 / Düşünen Adam The Journal of Psychiatry and Neurological Sciences, Volume 24, Number 3, September 2011

203

Bir grup sağlık çalışanında öfke ve mizaç özellikleri: İlişkisel bir inceleme

Tablo 4. Katılımcıların Sürekli Öfke ve Öfke Tarz Ölçeği (SÖÖTÖ) ile Mizaç ve Karakter Envanterinden aldıkları puanlar arasındaki ilişkiler Mizaç ve Karakter Envanteri SÖÖTÖ

Kendini yönetme

İşbirliği yapma

Kendini aşma

Ödül bağımlılığı

Sebat etme

Zarardan kaçınma

Yenilik arayışı

r

r

r

r

r

r

r

Öfke içe

0.20

0.16

0.24*

0.18

0.16

0.08

0.12

Öfke dışa

-0.19

-0.29**

-0.27**

-0.26*

0.25*

-0.27**

-0.20*

Öfke kontrol

0.35**

0.47**

0.28**

0.57**

0.32**

0.46**

0.40**

Sürekli öfke

0.08

-0.05

0.06

0.03

-0.15

0.08

0.10

SÖÖTÖ: Sürekli Öfke ve Öfke Tarz Ölçeği, *p
View more...

Comments

Copyright � 2017 SILO Inc.