DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

April 10, 2017 | Author: Alp Taş | Category: N/A
Share Embed Donate


Short Description

1 DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ MÜELLİF: SEYYİD AHMED HİLMİ ANKARAVÎ (? 1916 H.1335) TERCÜME, S...

Description

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

MÜELLİF: SEYYİD AHMED HİLMİ ANKARAVÎ (? – 1916 H.1335) TERCÜME, SADELEŞTİRME VE TAHRİC: ÖMER IŞIKTEKİN

İSTANBUL 2015

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ “Dini Muhafaza Etmede Fıkhın Önemi” adlı kitabın tüm hakları Ömer IŞIKTEKİN’e aittir. Dizgi, Mizanpaj: Memduhat İlim Derneği Baskı - Cilt: Sistem Matbaacılık Yılanlı Ayazma Yolu, No: 8 Davutpaşa / Zeytinburnu / İST Tel: 0 (212) 482 11 01 Memduhat İlim Derneği Merkez: Dumlupınar Mah. Mandıra Cad. No: 110/-1 Fikirtepe - Kadıköy / İST Şube: Yukarı Dudullu Mah. Atatürk Cad. Turna Sk. No: 10/5 Ümraniye / İST Şube: Örnek Mah. 3004. Cad. 3060. Sk. No: 1/2 Ataşehir / İST Tel: 0 (542) 498 29 75 Tel: 0 (507) 926 08 75 Tel: 0 (537) 577 76 98 E-Mail: [email protected] Web: www.memduhatilimdernegi.com

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُُ‫مُحُبُُالُفُقُه‬ ُ ُ‫لُحُفُظُُالدُين‬ MÜELLİF: SEYYİD AHMED HİLMİ ANKARAVÎ (? – 1916 H.1335) TERCÜME, SADELEŞTİRME VE TAHRİC: ÖMER IŞIKTEKİN

İSTANBUL 2015

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

MUHİBBU-L’FIKIH 1.BASKI KASIM 2015 İSTANBUL

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ْ ‫ُالل‬ ُ‫ُالَميم‬ ُْ ‫ُالَم ٰنن‬ ُ ٰ ‫بسم‬

ْ ‫ُالص َْلةُ ْو‬ ُ‫ُالس َْلمُ ْع ُٰلىُ ْرسول ْنا‬ ُْ ‫ُلل ْربُال ْعالْني ْنُ ْو‬ ُ ٰ ‫اْل ْحند‬

۩ُ‫م ْح ْن ٍدُ ْوُ ْع ُٰلىُآلهُ ُْوُ ْصحبهُاْج ْنعي ْن‬ ÖNSÖZ

Rahman ve Rahim olan Allah (Celle Celâluhu)’nun adıyla, Kâinatı yoktan var eden, bize sayısız nimetler yağdıran, Allah-u Teâlâ’ya sonsuz hamd-u senalar, öncekilerin ve sonrakilerin efendisi, Habib-i Muhterem’i Muhammed Mustafa’ya mahlûkat kadar salat-u selam olsun. Elinizde bulunan bu eser, asrının faziletlilerinden Ahmed Ziyauddin-i Gümüşhanevi Hazretleri’nin halifesi, Hacı Ahmed Hilmi Ankaravi Hazretleri’nin Kastamonu ilinin Devrekâni ilçesine tayin edildiği 1909-1914 yılları arasında yazmış olduğu eserdir. Tayin edildiği yerde ilmin garip, cehaletin gâlib olduğunu, insanların sünnete aykırı hareketlerini ve hatta haramlarını müşahede etmiş ve yapılan hatalara karşı da bu risaleyi toplamıştır. Bizler de bu zamanda aynı hataların yapıldığını, cehalet çukuruna düşüldüğünü, aslında çok önemli olmasına rağmen dikkat edilmeyen nikâh ve talak gibi, elfaz-ı küfür gibi, bid’atlerin sünnet gibi işlendiğini müşahede edince, bu eseri tercüme etmeye karar verdik. Bu işe başlarken haddimiz olmadığını bilerek tamamiyle Allah (Celle Celâluhu)’nun inayetine sığındık.

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Bu işi yaparken yaklaşık yüz sene önce yazılmış bir eseri, günümüzün anlayabileceği şekilde, aslına sadık kalarak sadeleştirme yoluna gittik. Bazı hadislerin arapça metni kitabın aslında olmaması sebebiyle tarafımızdan eklenmiş, metinlerde anlaşılması zor olan yerlere parantez içinde müdahale edilmiş, konuyla alakası olmayan paragraflar gerekli olan yerlere konulmuş, başlığı olmayan metinlere başlık konulmuş, eserde geçen ayet, hadislerin ve fıkıha dair meselelerin nerede geçtikleri tespit edilmiş, fıkıh meselelerinde kitaplarda geçen farklı hükümler zikredilmiş ve bunların tamamı dipnotlarda belirtilmiştir. Bu işleri yaparken tabii ki eserimizde hatasız olduğumuzu söyleyemeyiz. Hatasız olan tek kitap Rabbimizin kelamı Kur’an-ı Azimu-ş’Şan’dır. Okuyucularımızdan istirhamımız, eseri insafla okumaları, hata gördükleri yerleri bize bildirmeleri ve bağışlanmamız için rabbimizden af dilemeleridir. Son olarak, Rabbim hepimizi kendisine layık bir kul, habibine layık bir ümmet, Hacı Ahmed Hilmi Ankaravi Hazretleri’ne de en yüksek dereceleri ihsan eylesin. Sevdiklerine ve sevenlerine dünya ahirette güzellikler yağdırsın. Bizi de, sizi de ve eseri hazırlarken desteğini bizden esirgemeyenleri de şefaatine nail eylesin. Âmin, âmin, âmin.

ُ‫ُللُ ْربُال ْعالْني ْن‬ ُ ٰ ‫ُسيدُالنَ ْسلي ْنُ ْوال ْحند‬ ْ ‫بحَ ْمة‬ Âciz ve Fakir Kardeşiniz Ömer IŞIKTEKİN

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ MÜELLİFİN ÖNSÖZÜ VE RİSALEYİ TOPLAMA SEBEBİ Kastamonu vilayetinde ikâmete memur olduğum zaman, sözleri, hareketleri ve tavırları şeriata ve sünnete mutâbık, ümmetin salihlerinden, ârif-i billah bir zâta misafir oldum. O zâtın (bana anlattığına göre) ihvanından biri hasta olmuş. Tedavi zamanında bir tabip gelmiş. Konuşma esnasında tabip bu zâta anlatmış ki: –“Bir hasta için bir kişiye vardım. Orada ihtiyar bir adama sordum ki: –“Peygamberinin ismi nedir? Ve kitabınızın ismi nedir?” (O ihtiyar) Sustu,

cevap vermedi. Sonra ben o adama dedim ki:

–“Benim peygamberimin ismi İsa (Aleyhisselam)’dır. Ve kitabımın ismi İncil’dir. Ben biliyorum da, sen niçin bilmiyorsun?” dedim” diye, tabip o zâta böyle anlatmış. (Benim gibi) fakîr, kusurların pîrine, bunu işitmek zoruma gitti. Vaazda insanlara ve hocaefendilere söylemiş isem de, yüreğimin yangını sakinleşmedi.

Bir zaman sonra Devrekâni nâhiyesinde, Tevfikiyye Medresesi’nde ders vermekle meşgul ve Kudûrî müzakeresinde iken, ihlaslı ve dinine sıkı sıkıya bağlı bir zât, şeriatı ve dini sevdiğinden dolayı bizlerden, fetva ve fıkıh kitaplarından iman, elfâz-ı küfür, nikâh ve talâk’a dair birkaç meseleyi toplamamızı rica etti. O anda fakirin (Ahmed Hilmi) efkârından bazen canı boğazına gelip, tereddüt ederdi. Ve zamanın olaylarından gayet muzdarip bir halde idim. Allah (Celle Celâluhu)’ya güvenerek bu ricayı kabul ettim ve ders verme zamanlarında bu risaleyi topladım. Köylerin imam hatiplerine tavsiye ve rica ederim ki; Cuma ve toplantılarda ilmihâle dair bir risale okuyuvermelidirler. Yalnız çocuklarla yetinmemeli, Cuma namazından evvel Dürr-i Yekta Şerhi ve İmamı Birgivî’nin Vasiyyetnâme Şerhi, Kadızâde ve Konevî gibi kitaplardan edinmeli ve ahaliye okuyuvermelidirler. 1

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ ُ‫الْنُبُ ُْياء‬ ُ ُُ‫ُاْلُعُ ُلْ ُْناءُُ ُْو ُْر ُثْة‬ “Âlimler, peygamberlerin vârisleridir”1 buyurulmuş. Âlimler, herhalde şeriat hükümlerini ulaştırmada vâristir. Vazîfe olursa ve mukâbilinde geçim kaynağı var ise hemen çalışmalı, yok ise sükût edip kaçmalı mı ?! Enbiyâlar dini insanlara beyan etmekte neler çektiler. Ve tebliğ ederken:

ٍَُ ‫ْو ْماُاْس ُأ ْلكمُ ْعلْيهُمنُاْج‬ ُْ ‫انُاْجَ ْىُا ْلُ ْع ُٰلىُ ْربُال ْعا ُلْني‬ ‫ن‬ “Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafâtımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir”2 deyip, ilahi emri ve dini vazifeleri yaymaktan ve ulaştırmaktan hiç geri durmadılar. İnsanlar ise, onlara, duyurdukları din için düşman olurlardı. Hâlbuki Enbiyâ (Aleyhimüsselam) Cenab-ı Hakk’a tevekkül ve itimad edip, dini beyandan geri kalmayıp korkmadılar. Bizler ise ulemâdan olduğumuz halde dünya geçimini düşünüp arıyoruz. Onun da tamamını elde edemiyoruz. Bazımız dünya ve ahiret hasreti içinde gidiyor. Dini vazifeleri yaymada tamamen Enbiyâ (Aleyhimüsselam) mesleğine sülûk etsek, dünya ve ahiretimiz ma’mur olurdu. Ahâlimiz fukara, köyleri ufak, ayrı ayrı. Senelik imam tutup çocuklarını okutup, İslamiyetlerini tamamen öğrenemiyorlar, cahil kalıyorlar. Yardıma muhtaçlardır. Hadisi Şerifte:

1

İbni Mace, Sünen: 1/81; Ebu Davud, Sünen: 3/317; Tirmizi, Sünen: 4/346; İbni Hibban, Sahih: 1/289; Ebu Nuaym, Hilyetu-l’Evliya: 8/92; Beyhaki, Şuabul’İman: 3/221; İbni Abdi-l’Berr, Sahihu Camii Beyâni-l’İlmi ve Fadlihi: 1/168. 2 Şuara Suresi: 109, 127, 145, 164, 180.

2

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ْ ْ‫ا‬ ُ‫لدالُ ْع ُٰلىُال ْخيَُ ْكفْاعله‬ “Hayra vesile olan, yapan gibidir.”3 Ve:

...ُ‫واُاللُْيْنصَكم‬ ُ ٰ َ‫ُانُتْنص‬... “… Allah’a yardım ederseniz Allah da size yardım eder ”4 âyetini okumuş veya işitmişsinizdir. Ankara doğumlu, İzmit’te yaşamış, Devrekâni’de ikâmet etmiş. Hazreti Şehîd Hüseyin’in Torunu, Hanefi Mezhebinden, Nakşi Tarikatından, Halidi Kolundan İcazetli, Ahmed Hilmi bin Muhammed (Kuddise Sırruhu)

3

Ahmed b. Hanbel, Müsned: 37/44, 38/132; Buhari, Edebu-l’Müfred: 1/127; Tirmizi, Sünen: 4/338; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 6/186, 17/227; Ebu Nuaym, Hilyetu-l’Evliya: 6/266; Ebu Nuaym, Müsnedu Ebi Hanife: 1/150; İbni Abdil’Berr, Sahihu Camii Beyâni-l’İlmi ve Fadlihi: 1/74; Ebu Ya’la, Müsned: 7/275. 4 Muhammed Suresi: 7.

3

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ 1.BÖLÜM İHTİKÂR (KARABORSACILIK) İnsan ve hayvan yiyeceklerinde ihtikâr (karaborsacılık) mekruh olur.5 Şehirdeki ihtikâr, şehir ahalisine zarar verir. İhtikâr, kıtlık için yiyeceği hapsetmektir. İhtikâr, on şeyde olur:6 Buğday, arpa, hurma, üzüm, darı (mısır), yağ, zeytinyağı, peynir, ceviz.7 Karaborsacılık yapan hakkında nice hadîs-i şerif varid olmuştur ki:

ُ‫اْل ْجالبُ ْمَزو ٌقُ ْوالنح ْتكَُ ْملعو ٌن‬ “Pazara (satmak üzere) mal getiren (kâr etmiş, helâlinden) rızıklanmıştır. İhtikâr yapan (karaborsacı), lânetlenmiştir.”8 Bir rivayette:

ُ‫ئ‬ ْ ‫فْهُ ْو‬ ٌ ‫ُخاط‬ “O (karaborsacı) hatadadır (günahkârdır).”9 5

Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 5/233; Merginani, Hidaye: 4/377; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 7/145; Mevsili, el-İhtiyar: 4/161; Molla Hüsrev, Dureru-l’Hukkam: 1/322; İmam-ı Muhammed eş-Şeybani, Camiu-s’Sağir: 1/481; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 3/213. 6 Alınıp satılan bütün yiyecek maddelerinde ihtikâr söz konusudur. İhtikâr bazı yiyecek maddeleri ile sınırlandırılmış değildir. Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 3/214; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 7/146. 7 Müellif sonuncusunu yazmamıştır. Sonuncusunu baldır. Deylemi, Firdevs: 1/123. 8 Darimi, Sünen: 3/1657; İbni Mace, Sünen: 2/728; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 13/509. 9 Ebu Davud, Sünen: 3/271; Darimi, Sünen: 1/611; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 25/37; İbni Ebi Şeybe, Müsned: 2/169; Müslim, Sahih: 3/1228; İbni Mace, Sünen: 2/728; Tirmizi, Sünen: 2/558; İbni Hibban, Sahih: 11/308; Taberani, Mu’cemul’Kebir: 20/445; Hakim, Müstedrek: 2/14; Abdurrezzak, Musannef: 8/203.

4

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Bu hadiste, mel’un lafzı, iyi insanların derecesinden kovulmuş demektir. Hakikatte lanet murad edilmemiştir, belki bu işin hassasiyetini beyandır. Ve bir rivayette:

ُُ‫ط ُلْبُُالُ ُْقحُط‬ ُْ ُ‫نُ ُيْوُمُاُل‬ ُْ ‫الط ُْعا ُْمُ ُاْرُ ُبْعُي‬ ُْ َُُْ ‫ك‬ ُْ ‫ُْمنُُاُمُ ُْت‬ ْ ‫ُاللُ ْوال ْن َْلك ْكةُ ْو‬ ُ‫النا ُاْج ْنعي ْن‬ ُ ٰ ‫ْف ْعلْيهُلْع ْنة‬ ُ‫ُصَفاُ ْو ْلُ ْعدل‬ ُ ٰ ‫ْو ْلُيْق ْبل‬ ْ ‫ُاللُمنه‬

“Her kim bir yiyeceği pahalanır gayesiyle kırk gün saklarsa, Allah’ın, meleklerin, insanların laneti onun üzerine olur. Allah-u Teâlâ ondan farz ve nafile (hiçbir ibadet) kabul etmez”10 vâkî olmuştur.

ُ‫ُْمنُ تْ ْن ُٰنىُالغ َْْل ْءُ ْع ُٰلىُا ْمتىُلْيلْةُ ْوامدْة‬ ْ ‫ُاْم ْب‬ ُ‫ُس ْنة‬ ُٰ ‫ط‬ ْ ‫ُاللُ ْع ْنلْهُاْربْعي ْن‬

“Ümmetimin üzerine bir gece pahalılık temenni edenin, Allah kırk senelik amelini iptal eder.” 11 Başka bir hadis-i şerîfte:

10

Molla Hüsrev, Dureru-l’Hukkam: 1/322. Suyuti, Fethu-l’Kebir: 3/171; Ali el-Müttaki: Kenzu-l’Ummal: 4/98; Şevkani, Fevaidu-l’Mecmua: 1/143; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/12312; Suyuti, Camiul’Ehadis: 20/178. 11

5

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ‫ا ْنُالُنح ْتك َُْيح ْشَُ ْم ْعُقْ ْتلْةُالْنب ْياء‬ “Muhtekir (karaborsacı), peygamber katilleriyle haşrolunur.”12 Zira karaborsacılık yapılan eşyada, umumun hakkı vardır. Çünkü satıştan men’ etmek, onların hakkını iptal etmektir. Ve halka zorluktur. Eğer şehir olup, ihtikâr şehrin ahalisine zarar vermezse, kendi malını hapsetmiş olur. İhtikârın yiyeceğe has kılınması, İmam-ı Âzam ve İmam-ı Muhammed’e göredir. Ebu Yusuf katında yiyeceğe mahsus değildir. Umuma zararı olanın hepsinde ihtikâr mekruhtur.13 Denildi ki; ihtikâr hapsetmektir. Kırk gün hapsedip, satmamaktır. Zira Nebi (Aleyhisselam):

ُ ُ‫نُلْيلْة‬ ُْ ‫ْمنُام ْت ْك َُْ ُْط ْعامُاُاْربْعي‬ ُ‫ُْاللُمنه‬ ُ ٰ ‫ُاللُ ْوبَْئ‬ ُ ٰ ‫ْف ْقدُبَْئُْم ْن‬

“Her kim bir yiyecekte kırk gece ihtikâr ederse, Allah’tan uzaktır ve Allah da ondan uzaktır”14 buyurmuştur. Kısacası, yiyecekten hapsetmekle yapılan ticaret, her halde şeriatın güzel gördüğü bir şey değildir. Bulunulan hâl, hâkime 12

Ulaşabildiğimiz kaynaklarda bulamadık. Allame Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 5/129; Mevsili, el-İhtiyar: 4/162; Bedreddin el-Ayni, el-Binaye: 12/213; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/229; Zeylai, Tebyinul’Hakayık: 6/27; Şeyh Alemgiriyye, Fetevay-i Hindiyye: 3/214; Mevsili, İhtiyar: 4/162. 14 Ahmed b. Hanbel, Müsned: 8/481; Fakihi, Ahbaru Mekke: 3/28; Hakim, Müstedrek: 2/14; Ebi Ya’la, Müsned: 10/115; İbni Ebi Şeybe, Musannef: 4/302; Zeylai, Nasbu-r’Raye: 4/262; Şehabeddin el-Buseyri el-Kenani, İthafu-l’Hiyere: 3/280. 13

6

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ bildirilse, hâkim muhtekire (karaborsacıya) kendi giderinden fazla olanı satmasını emreyler. Muhtekir satmaktan kaçınırsa, hâkim satar.15 Kendi çiftliğinin mahsülünü hapsedip muhafaza eylemek ihtikâr değildir. Başka şehirden alıp getirdiği şeyi muhafaza edip satmaması ihtikâr değildir. Ebu Hanife’ye göre ihtikâr, halkın hakkı taalluk eden, şehirde olan şeyi toplayıp hıfz eylemektir. Yahut şehre yakın gelen şeyi karşılayıp almaktır. İmam-ı Muhammed katında mekruhtur.16 (Haram olduğuna dair rivayetler de vardır.)

17

Bulunan o beldeden şehre getirmek âdet olsa mekruh olur. Zira halkın hakkı taalluk eder. Kefen satmak da böyledir. Beyit: İşini verme götürü ve tâat-i İlahi yapma götürü, Mahlûkuna merhamet et, Hakk’dan ötürü. Hemcinsine merhamet ve şefkat etmeyen, Allah (Celle Celâluhu) tarafından merhamete mazhar olmaz. Her ne kadar dünyayı elde edeceğim diye insanlara zulüm ve hâinlik etse, yanına kalmaz. Dünya ve ahiret cezasını görür. Nitekim çok zalimlerin gördüğü gibi.

15

Allame Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 5/129; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 7/146; Bedreddin el-Ayni, el-Binaye: 12/219; İbni Abidin, Reddul’Muhtar: 6/399; Şeyh Alemgiriyye, Fetavay-i Hindiyye: 3/214; Mevsili, İhtiyar: 4/161; Mısır Fetva Kurulu, Fetava: 9/380; Ebu Bekir b. Ali, Cevheretun’Neyyireh: 2/286. 16 Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 7/145; Mevsili, İhtiyar: 4/161; Ebu Bekir b. Ali, Cevheretu-n’Neyyireh: 2/286; Molla Hüsrev, Dureru-l’Hükkam: 1/322; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/229; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/399; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 6/28; Şeyh Alemgiriyye, Fetevay-i Hindiyye: 3/213. 17 Allame Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 5/129; Merginani, Hidaye: 4/377; Bedreddin el-Ayni, el-Binaye: 12/216; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/229; Meydani, Lubab: 4/167.

7

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ VELÎME (DÜĞÜN YEMEĞİ) Evlilik mahallinde olan yemek, kadîm sünnetlerdendir.18 Bir kimse düğün yemeği ile başka bir yere davet edilse, düğün yemeğine icabet etsin. Eğer o kimse icabet etmez ise, günahkâr olur.19 Velîme (düğün) yemeğinden bir şeyi alıp, isteyen birine vermek, ancak sahibinin izniyle olur. Eğer davet edilen kimse, velime (düğün) meclisinde lehv (faydasız eğlence, boş işler) olduğunu bilirse, icabet eylemesin.20 KELÂM Kelâmın bazısıyla sevap kazanılır; tesbih (Subhanallah), tahmid (Elhamdülillah) ve tekbir (Allahu Ekber) gibi. Ve Nebi (Aleyhisselâm)’a salavat-ı şerife, Kur’an tilaveti, hadis-i şerifler ve fıkıh ilmi gibi. Nitekim Hak Subhânehu ve Teâlâ Hazretleri’nin:

ْ ‫ُاللُْ ْكييَاُ ْو‬ ْ ‫ُ ْو‬... ُ ُ‫الذاك َْات‬ ُ ٰ ‫الذاكَُ ي ْن‬

۩ُ‫ُاللُلْهمُ ْمغف َْةُ ْواْجَاُ ْعيينا‬ ُ ٰ ‫ُُُُُُُاْ ْع ْد‬ “… Allah-u Teâlâ'yı çokça zikreden erkekler ve zikreyleyen kadınlar (var ya), onlar için Allah Teâlâ bir mağfiret ve pek büyük bir mükâfaat hazırlamıştır.”21 18

Abdurrahman Ceziri, el-Fıkhu ala Mezahibi-l’Erbaa: 3/1109; Seyda Muhammed Konyevi, Asrımız Meselelerine Fetvalar:362; Şeyh Alemgiriyye, Fetevay-i Hindiyye: 13/81; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 5/128; Molla Hüsrev, Dureru-l’Hükkam: 1/311; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/214. 19 Şeyh Alemgiriyye, Fetevay-i Hindiyye: 5/343; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 9/202; Suheyb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 12/31; Buhari, Sahih: 7/25; İbni Hibban, Sahih: 12/117. 20 Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 7/10; Seyda Muhammed Konyevi, Asrımız meselelerine fetvalar:362; Şeyh Alemgiriyye, Fetevay-i Hindiyye: 5/343; Molla Hüsrev, Dureru-l’Hükkam: 1/311; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/348. 21 Ahzab Suresi: 35.

8

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Kelamın bazısıyla da günah kazanılır. Bu konuda hadis-i şerifler çoktur. Günah meclisinde bulunan bir kimse, kendisi de o günahı işlediği halde, tesbih ile kelam eylese, bu kelam kendisiyle alay edilmeyi ve muhalefeti gerektirir. Ve vaki olur ki, o tesbih ile günahkâr olunur.22 Eğer o tesbih, ibret için ve günahkârların fiillerini inkâr için olursa, müstehabtır.23 Ve buna benzerdir ki, bir kimsenin pazarda tesbih ve tahmid eylemesi (Subhanallah ve Elhamdülillah demesi), pazarın dışında yalnız tesbihinden efdaldir.24 Nitekim Nebi (Aleyhisselam):

ٰ ُُ‫سبُيل‬ ُ‫الل‬ ُْ ُ‫جاهُدُُفُى‬ ُْ ُ‫نُ ُْكالُن‬ ُْ ‫اللُفُىُالُ ُْغافُلُي‬ ُ ٰ َُُُ‫ُْذاك‬ “Gafiller içinde Allah’ı zikreden, Allah yolunda cihad eden gibidir”25 buyurmuştur. Yani; gafiller içinde Allah (Celle Celâluhu)’yu zikretmek, Allah (Celle Celâluhu) yolunda cihad etmek gibidir. Tüccar taifesi, ticaret malını açtığında, “La ilahe illallah” yahut “Subhanallah” yahut “Allahumme Salli Ala Muhammed” dese, günahkâr olur. Zira o, bu kelam ile para kazanır. Ama gazi, savaş anında ve âlim ilim meclisinde tekbir getirse, ecir almışlardır. Zira onların maksatları, ta’zim ve dinin alametlerini açığa çıkarmaktır.26 22

Şeyh Alemgiriyye, Fetevay-i Hindiyye: 5/315. Şeyh Alemgiriyye, Fetevay-i Hindiyye: 5/315. 24 Şeyh Alemgiriyye, Fetevay-i Hindiyye: 5/315. 25 Bu manada hadisi şerifler: Bezzar, Müsned: 5/166; Taberani, Mu’cemu-l’Evsat: 1/90; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 10/16; İbni Şahin, Terğib: 1/60; İbni Nüceym, Hilyetu-l’Evliya: 3/119; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 2/89; İbni Ebi Şeybe, Musannef: 7/202; İbnul Esir, Camiu-l’Usul: 4/479; İsbehani, et-Terğib ve-t’Terhib: 2/166; Ali el-Müttaki, Kenzu-l’Ummal: 1/425, 430; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/6781; Acluni, Keşfu-l’Hafa: 1/480. 26 Şeyh Alemgiriyye, Fetevay-i Hindiyye: 5/315. 23

9

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Nebi (Aleyhisselam)’dan rivayet olundu ki, kıraat mahallinde sesi yükseltmeyi mekruh görmüşlerdir. Ve cenazenin yanında, harpte ve vaaz meclisinde sesi yükseltmeyi mekruh görmüşlerdir.27 İmam-ı Âzam kabrin yanında Kur’an okumayı kerih görmüştür. İmam-ı Muhammed kabrin yanında Kur’an okumayı caiz görmüştür.28 Fetva da buna göredir. Zira kabir üzerine Ayetel’Kürsi ve İhlas-ı Şerif ve Fatiha-i Şerife okumakta nice eserler varid olmuştur. Bazı kelamın da, ne ecir ne de sevabı vardır; kalk-otur, yedim-içtim gibi. Bu kelam, ne ibadettir ve ne de günahtır. Melekler (Kirâmen Kâtibîn) ancak sevap ve günah olan kelimeleri yazarlar. Bazıları da “söylenen sözü yazarlar, lakin cezası olmayan dünyada yok olur, cezası olan baki kalır” buyurdular. Bazı kelamlar vardır ki, kişi günahkâr olur: yalan,29 gıybet,30 söz taşıma,31 sövme gibi. Bunların tamamı, akıl ve nakil ile haramdır. 27

Şeyh Alemgiriyye, Fetevay-i Hindiyye: 1/162, 5/319; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 1/310; Zeynuddin er-Razi, Tuhfetu-l’Muluk: 1/114; Ebu Bekir b. Ali, Cevheretun’Neyyireh: 1/108; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 2/207; Şurunbulali, Merakil’Felah: 1/224; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/551; Tahtavi, Haşiye: 1/606; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/418. 28 İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 5/246; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/552; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 1/246; Şeyh Alemgiriyye, Fetevay-i Hindiyye: 1/166; Halil Günenç, Günümüz Meselelerine Fetvalar: 1/214; Seyda Muhammed Konyevi, Asrımız Meselelerine Fetvalar: 229; Zeynuddin er-Razi, Tuhfetu-l’Muluk: 1/283; Mevsili, İhtiyar: 4/179; İbrahim Halebi, Mülteka: 1/219; Bedreddin el-Ayni, Minhatu-s’Suluk: 1/487. 29 İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/427; Haskefi, Şerhu Tenviri-l’Ebsar: 1/669; Serahsi, Mebsut: 30/211, Zehebi, Kebair: 146; Zeynuddin er-Razi, Tuhfetul’Muluk: 1/279; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/552; Bedreddin el-Ayni, Minhatus’Suluk: 1/483. 30 Baberti, İnaye: 2/440; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/408; Zeynuddin erRazi, Tuhfetu-l’Muluk: 1/279; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/552; Bedreddin elAyni, Minhatu-s’Suluk: 1/483. 31 İmam-ı Birgivi, Tarikat-ı Muhammediyye: 517; Zehebi, Kebair: 186; Zeynuddin er-Razi, Tuhfetu-l’Muluk: 1/279; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/552; Bedreddin el-Ayni, Minhatu-s’Suluk: 1/483.

10

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Temelluk (yaltaklanma, yağcılık) dahi haramdır.32 Ve temelluk, âdetten ziyade tevazu ve kendini zelil kılmaktır. Beyit:

ُ ‫الت ُْذلُلُُ ُْمذُمُو ٌُم‬ ُْ ‫لت ُْواضُعُُ ُْمحُنُو ٌُدُ ُْو‬ ُْ ْ‫ُا‬ “Tevazu övülmüş,33 tezellül (kendini zelil kılmak) ise zemmolunmuştur”34 Ve Nebi (Aleyhisselam):

ُ ُ‫لُْالُنُ ُْت ُْعلُ ُْم‬ ُ ُ‫الت ُْنلُقُُا‬ ُْ ُُ‫َلقُُالُنُؤُمُن‬ ُ ْ ُ‫سُمُنُُ ُاْخ‬ ُ ْ ُ‫ُلْي‬ ُ‫له‬ ُ ْ ُ‫لُسُ ُْتاذُهُُ ُْوالُ ُْو ُلْ ُْدُلُ ُْوالُدُهُُ ُْوالُ ُْعبُ ُْدُلُ ُْنو‬

“Yağcılık mü’minin ahlakından değildir, ancak talebenin üstadına, çocuğun ana-babasına, kölenin de efendisine (yağcılığı) müstesna”35 buyurmuşlardır. Yalan, aklen ve naklen haramdır.36 Ancak savaşta düşmanı aldatmak için yalan söylemek haram değildir. Ve dahi iki insanın 32

Zeynuddin er-Razi, Tuhfetu-l’Muluk: 1/279; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/552; Bedreddin el-Ayni, Minhatu-s’Suluk: 1/483. 33 Şemseddin Hanbeli, Ğızau-l’Elbab: 2/230. 34 Hadimi, Berika: 2/188. 35 Bu manada hadisler için: Beyhaki, Şuabu-l’İman: 6/495; İbni Abdi-l’Berr, Camiu Beyani-l’İlmi ve Fadlihi: 1/523; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 3/61; Ali elMüttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/455; Acluni, Keşfu-l’Hafa: 2/204; Suyuti, Camiul’Ehadis: 18/310. 36 İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/427; Haskefi, Şerhu Tenviri-l’Ebsar: 1/669; Serahsi, Mebsut: 30/211, Zehebi, Kebair: 146; Zeynuddin er-Razi, Tuhfetul’Muluk: 1/279; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/552; Bedreddin el-Ayni, Minhatus’Suluk: 1/483.

11

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ arasını düzeltmede ve bir kimsenin karı-koca arasını düzeltmesinde, zalimin zulmünü def’etmekte yalan haram değildir.37 Zira halis niyeti, ıslah içindir. Ta’riz ile (üstü kapalı) yalan söylemek mekruhtur. Ancak bir hâcet için olursa mekruh olmaz.38 Ta’riz, tasrihin (açık söz söylemenin) zıddıdır. Sözü örtülü söylemektir. Mesela, bir kimseye “gel bizimle yemek ye” desen, o “yemek yedim” diye yalan söylese, bundan muradı bir hâcete binâen, “dün yemek yedim” demekse, mekruh değildir. İnsanlara söz ve hareketleriyle zulmeden kimse için söylenen söz gıybet değildir.39 O zalim için hâkime varıp, zulmünü bildirmek günah değildir, belki sevaptır.40 Nehy-i ani-l’münker (kötülüğü engelleme) babındandır ve gıybet değildir. Yalnız bilinmesi içindir. Bu takdirce, köy halkı hakkında konuşmak gıybet değildir.41 Zira bundan kastedilen meçhuldür. Boşa konuşulan söz gibi olmuş olur. Durer’de bildirilmiştir ki, bir müslüman kardeşinin kötülüğünü, dikkat edilsin diye söylemek gıybet değildir. Gıybet, gazaplı bir şekilde söyleyip, kötülemektir.

37

El-Mervezi, Müsnedu İshak: 5/169; Muhammed b. Cafer el-Haraiti es-Samiri, Müsaviu-l’Ahlak: 1/88; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 6/443; Şihabuddin el-Busiri elKenani, İthafu-l’Hiyere: 4/87; İbni Hacer el-Askalani, Metalibu-l’Âliye: 11/612; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 17/54. 38 Mevsili, İhtiyar: 4/180; İbrahim Halebi, Mülteka: 1/221; Şeyhzade, Mecmaul’Enhur: 2/552; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/352. 39 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/362; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 5/383; Molla Hüsrev, Durer: 1/323; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/236; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/553; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/408. 40 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/362; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 5/383; Molla Hüsrev, Durer: 1/323; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/236; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/553; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/408. 41 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/362; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 5/383; Molla Hüsrev, Durer: 1/323; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/236; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/553; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/408.

12

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ TAVLA VE SATRANÇ (KUMAR) Tavla, satranç,42 on dörtlü oynamak haramdır. 43 Bütün oyunlar haramdır.44 On dörtlü, bir oyunun ismidir. Yahudi taifesi kullanırlar. Eğer bunları bir şeye karşılık oynarsa, meysir olur. Nass ile (yani ayet ve hadis ile) haramdır. Zira meysir, bütün kumarların ismidir. Eğer karşılıksız oynarsa abes olur. O dahi haramdır. Nitekim Allah-u Teâlâ Hazretleri’nin:

ُ ۩ُ...ُ‫اُخلْق ْناكمُ ْع ْبيا‬ ْ ‫اْف ْْحسبتمُأْنْ ْن‬ “Sizi sadece boş yere yarattığımızı mı zannettiniz…”45 kavl-i şerifi kat’î delildir. Oyunlar hakkında Nebi (Aleyhisselam):

ْ ‫ُم َْا ٌُمُا ْلُث َْْلثْةُ ْم َْلع ْب ْة‬ ُ ُ‫ُالَجلُباْهله‬ ْ ‫ب‬ ٍ ‫كلُلع‬ ُ ُ‫اضلْ ْتهُب ْقوسه‬ ْ ‫ْوتْأدي ْبهُب ْف َْسهُ ْوم ْن‬

“Bütün oyunlar haramdır ancak üçü müstesna; kişinin hanımıyla oynaşması, atını eğitmesi ve ok atması”46 kavl-i şerifi vakidir. 42

Satrançla kumar oynamak haramdır: Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/352; Semerkandi, Tuhfetu-l’Fukaha: 3/345. Şafiilere göre satranç mekruhtur: Zuhayli, el-Fıkhu-l’İslami ve Edilletuhu:4/2663; Molla Hüsrev, Durer: 2/381; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 5/127. 43 Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 5/127. 44 Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 6/206. Bütün oyunların mekruh olduğuna dair: İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 9/566; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 12/250. Batıl olduğuna dair: Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit:5/401; İmam-ı Muhammed, Camiu-s’Sağir: 1/483. Kumarın olmadığı oyunların kimisi haram, kimisi mubahtır: Zuhayli, el-Fıkhu-l’İslami ve Edilletuhu:4/2663. 45 Mu’minun Suresi: 115. 46 Bu lafızlarla kaynağına ulaşılamamıştır. Bütün oyunların batıl olduğuna dair lafızlarla bkz: Ahmed b. Hanbel, Müsned: 28/533; Darimi, Sünen: 3/1557; İbni Mace, Sünen: 2/940; Tirmizi, Sünen: 3/226; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 6/148;

13

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Başka bir hadiste:

ْ ‫الشط َْنجُ ْو‬ ْ ‫بُب‬ ُ ُ‫النَد‬ ْ ‫ْمنُلْع‬

ُ َُ‫سُيْدْهُبدْمُالخنزي‬ ْ ‫ْف ْكاْنْ ْناُ ْغ ْن‬ “Satranç ve tavla ile oynayan kimse, elini hınzır kanına batırmış gibidir”47 kavl-i şerifi vakidir. Ve diğer hadis-i şerifte:

ُ ٌَُ ‫ُاللُفْه ْوُ ْميس‬ ُ ٰ َ‫ْماُاْن ْها ْكُ ْعنُذك‬ “Seni Allah’ın zikrinden ne alıkoyuyorsa, o kumardır”48 buyrulmuştur. Bu kavl-i şerif hepsini kapsamaktadır. Mü’mine yakışan, boş şeyler için yaratılmadığını bilip, gerektiği gibi amel edip, boş yere nefesini harcamamasıdır. Ve İmâmeyn (İmam-ı Muhammed ve İmam-ı Ebu Yusuf) hakir görmek için, onlara selam vermeyi kerih görmüştür.

Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 10/382; Suhayb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 9/459; İbni Ebi Şeybe, Musannef: 4/229; İbnu-l’Esir, Camiu-l’Usul: 5/43. 47 İbni Hacer, İthafu-l’Mehere: 2/552; Ali el-Müttaki, Kenzu-l’Ummal: 15/215; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 38/131; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 8/454; Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 12/385; Beyhaki, Sünenu-l’Kubra: 10/362; Suyuti, Camiul’Ehadis: 21/389; İbni Türkmani, Cevheru-n’Naki: 10/214; Siracuddin Ebu Hafs, Bedru-l’Münir: 9/632; Muhammed b. Selame, Müsned: 1/317; İmam-ı Ebu Yusuf, Âsâr: 1/215. 48 Hadis olarak bkz: Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 5/127; Merginani, Hidaye: 4/380; Mevsili, İhtiyar: 4/164; Baberti, İnaye: 10/65; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 12/253. Kasım b. Muhammed’in sözü olarak, bkz: Ahmed b. Muhammed el-Hanbeli, Emr-i bil Maruf: 1/63; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 8/469; Beyhaki, , Marifetu-s’Sünen ve-l’Âsâr: 14/325; İbni Türkmani, Cevheru-n’Naki: 10/216; Zeylai, Nasbur’Raye: 4/275.

14

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ SAÇ EKLEMEK İnsanın saçına saç eklemek mekruhtur. İster insan kılı olsun, isterse başka şeyin kılı olsun.49 HASTA ZIMMÎ’Yİ ZİYARET ETMEK Zımmî’yi hasta iken ziyaret etmek caizdir.50 Zira Nebî (Aleyhisselam) çevresinde olan bir yahudiyi hasta iken ziyaret edip, kelime-i şehadeti teklif etti. Hasta yahudi babasına baktı. Babası dahi “Ebu-l’Kâsım’a itaat et” yani, icabet et diye söylediğinde, icabet edip, kelime-i şehadet getirdikten sonra vefat etti. Nebî (Aleyhisselam):

ٰ ‫اْل ْحند‬ ْ ‫ُللُالْذُىُبُىُاْن ْق ْذُنْس ْنةُم ْن‬ ُ ُ‫ُالنار‬ “Onu benim vesilemle ateşten kurtaran Allah’a hamdolsun”51 buyurmuşlardır. Buna binaen (zımmînin) selamına karşılık vermekte bir beis yoktur. Ve lakin “ve aleyke” kavlinden fazla söylemesin.52 49

Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali: 487. Haram olduğuna dair: Mevsili, İhtiyar: 4/164; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/372; Haskefi, Şerhu Tenviri-l’Ebsar: 1/656; Zuhayli, el-Fıkhu-l’İslami ve Edilletuhu: 4/2658; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye:5/358; Mısır Fetva Kurulu, Feteva: 10/154; Kuveyt Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı, Kuveyt Fıkıh Ansiklopedisi:42/346. 50 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/348; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/232; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/554; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 6/30; Molla Hüsrev, Durer: 1/319. 51 Numan b. Sabit, Müsned: Hadis No:4; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 20/187; Buhari, Edebu-l’Müfred:1/271; Buhari, Sahih: 2/94; Ebu Davud, Sünen: 3/185; Nesai, Sünenu-l’Kubra: 8/9; İbni Hibban, Sahih: 11/242; Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 1/105; Abdurrezzak, Musannef: 6/34; Nevevi, Hülasatu-l’Ahkam: 2/909; Şemseddin Muhammed el-Hanbeli, Tenkihu-t‘Tahkik: 4/243; Zeylai, Nasbur’Raye: 3/460; İbni Hacer el-Askalani, Metalibu-l’Âliye: 5/461. 52 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/325; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 5/327; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/232; İbni Abidin, Reddul’Muhtar: 6/413; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 6/30; Kuveyt Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı, Kuveyt Fıkıh Ansiklopedisi:25/168.

15

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Yalnız, ilk selamı (müslüman) vermesin. Zira ilk selam vermekte, ta’zîm ve tekrîm vardır. Eğer zımmînin yanında bir hâceti var ise, ilk selamı vermekte beis yoktur. Yalnız, mağfiret ile dua etmesin. Eğer hidayet ile dua ederse caizdir. Denildi ki, eğer hasta mecusi ise ziyaret edilmesin. Ve bazıları dediler ki, ziyaret edilsin. Zira bu işte İslâm’ın güzelliğini açığa çıkarmak vardır. Fâsığı hasta iken ziyaret etmekte ihtilaf ettiler. Esah olan görüş, ziyaret olunmasıdır.53 Zira müslümandır. İâdesi, yani hasta iken halini sormak ise, müslüman haklarındandır. HAYVANI KISIRLAŞTIRMAK Hayvanı enemek (kısırlaştırmak) caizdir.54 Eşeği kısrak üzerine çekmek caizdir.55 Tedavi kastıyla erkek ve kadına iğne yapmak caizdir.56 Nebi (Aleyhisselam):

ْ ُ‫يبُ ْد ْواء‬ ُ‫الداء‬ ْ ‫ُفْإ ْذاُأص‬،‫لكلُ ْداءٍُ ْد ْوا ٌء‬ ُ‫ُاللُ ْع ْزُ ْو ْج ْل‬ ُ ٰ ‫بْ َْأُْبإذن‬

“Her hastalığın bir ilacı vardır. Hastalığın ilacı bulunduğu zaman Azîz ve Celîl olan Allah'ın izniyle iyileşir”57 buyurmuşlardır. 53

İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 1/660, 6/388. Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/357; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 5/376; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 12/241; Molla Hüsrev, Durer: 1/319; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/555; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/388; Seyyid Sâbık, Fıkhu-s’Sünne: 3/510. 55 Merginani, Hidaye: 4/380; Zeynuddin er-Razi, Tuhfetu-l’Muluk: 1/236; Zekeriya b. Mes’ud el-Ensari, Lubab: 2/646; Baberti, İnaye: 10/63; Zebidi, Cevhere: 2/283; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 12/242; Molla Hüsrev, Durer: 1/319; İbrahim Halebi, Mülteka: 1/224. 56 Molla Hüsrev, Durer: 1/319; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/237; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/555; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 6/32; Kuveyt Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı, Kuveyt Fıkıh Ansiklopedisi: 2/88. 54

16

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ BORÇ VERİP ERZAK ALMAK Bir fakir kimsenin parası olsa, zayi olmasından korkarsa, o parayı bakkala borç verip, muhtaç olduğu zaman o para bitinceye kadar bakkaldan bazı ihtiyaçlarını alması mekruhtur. Zira bu bir borçtur ki, menfaati celbeder. Bu ise mekruhtur. Zira Nebi (Aleyhisselam) menfaati celbeden borçtan nehyetmiştir. Ama emanet olarak (parayı) bakkala verip, istediği şeyi azar azar alırsa caizdir.58 BORÇ VERMEK59 Parayı borç vermek sadaka vermekten daha sevaptır. Zira borç isteyen herhalde hiç parası kalmamış ki ödünç almaya mecbur olmuş. Sadaka verilen fukaranın ise belki elinde para bulunur, yine de dilencilik eder.60 VÜCUDUN BAKIMI Faziletli olan, her yedi günde bir tırnaklarını kesmesi, bıyıklarını kısaltması, edep yerini tıraş etmesi ve yıkanarak bedenini temiz etmesidir. Eğer haftada bir olmazsa, on beş günde bir. En çoğu kırk gündür. Bundan fazlasında tehditlere müstehak olur. 57

Ahmed b. Hanbel, Müsned: 22/450; Müslim, Sahih: 4/1729; Nesai, Sünenul’Kubra: 7/80; Tahavi, Şerhu Meani-l’Âsar: 4/323; İbni Hibban, Sahih: 13/428; İbni Munde, Tevhid: 1/267; Hakim, Müstedrek: 4/222; İsbehani, Tıbbu-n’Nebevi: 1/185; Beyhaki, Sünenu-s’Sağir: 4/73; Ebu Ya’la, Müsned: 4/32; Suheyb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 3/460; Beyhaki, , Marifetu-s’Sünen ve-l’Âsâr: 14/120; Muhammed b. Fettuh, el-Cem’u Beyne-s’Sahiheyn: 2/386; İbnul Esir, Camiu-l’Usul: 7/513; Nevevi, Hulasatu-l’Ahkam: 2/921; Ali el-Müttaki, Kenzul’Ummal: 10/6; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 3/22; San’ani, Fethu-l’Ğaffar: 4/1986; İbni Hacer el-Askalani, Metalibu-l’Âliye: 11/23; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/9295; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 17/464. 58 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/368; Merginani, Hidaye: 4/379; Baberti, İnaye: 10/61; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 12/232; İbni Nüceym, Bahrur’Raik: 8/231; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/394; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 6/29. 59 Bu konu kitabın sonundan alınıp buraya taşınmıştır. 60 İbni Mace, Sünen: 2/812; Taberani, Mu’cemu-l’Evsat: 7/16; Beyhaki, Şuabul’İman: 5/189; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 2/123; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 6/210; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 13/91.

17

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Savaş anında mücahid olursa bıyık ve tırnak uzatmasında müsaade vardır. KANAAT Kendisine yetecek ile kanaat etmek ve geri kalanı ahirette fayda sağlayacak şeylere sarf eylemek evladır. Çünkü:

ُ ۩ُ...ُ‫ُخي ٌَُ ْوُاْب ُٰقى‬ ُ ٰ ‫ُ ْو ْماُعند‬... ْ ‫ُْالل‬ “… Allah katında olanlar ise, daha hayırlı ve daha kalıcıdır…”61 âyeti zahirdir. Malum ola ki, (insanın, kendisine) yeten şeyin en aşağısı ile yetinmesi azimettir. En aşağısı üzerine nimetler ve lezzetler eklemek ruhsattır. TECDÎD-İ ÎMÂN (İMANI YENİLEMEK) Her gün tecdîd-i îman (iman yenilemek) müstehabtır.62 Yapılışı: –“Ya Rabbi! Eğer benden unutarak veya hata ile veya bilerek küfür, şirk, günah ve her ne meydana geldiyse ki bilmiyorum ve imanım sabittir. Ancak eğer oldu ise ben onların tamamından tevbe ettim ve dönüş yaptım ve pişman oldum. Bir daha yapmamaya azim ettim ve kesin karar verdim. Dîn-i Mübîn-i İslâm’ı kabul ettim. Peygamberimiz Hazretleri senin şerefli tarafından her ne getirdiyse, inandım, kabul ettim. Cümlesi haktır ve gerçektir. Eğer sözlerim ve hareketlerim şeriate muhalif ise, ondan dahi döndüm. Ve dilim ile ikrar, kalbim ile tasdik ettim. Cân-ı gönülden kabul ettim. 61 62

Şura Suresi: 36. İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 1/42; Hadimi, Berika: 3/168.

18

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Allah-u Teâlâ’ya, sıfatlarına ve fiillerine ve Allah-u Teâlâ tarafından gelen şeylere Allah-u Teâlâ’nın murad-ı şerifi üzere inandım. Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayrın ve şerrin Allah-u Teâlâ’dan olduğuna iman ettim. Öldükten sonra dirilmek haktır. Ben şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilâh yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed (Aleyhisselam) O'nun kulu ve elçisidir.” TECDÎD-İ NİKÂH (NİKÂH YENİLEMEK) Evli olan, hiç olmazsa haftada bir kere tecdîd-i nikâh (nikâh yapsın.63 Zira bu zamanda cehalet galib oldu ve yaygınlaştı. Din ilimleri garip kaldı. Cehalet küfre gözün karasıyla beyazı kadar yakındır. yenilemesi)

Tecdîd-i Nikâh (nikâh yenileme) de lazım olan, iki kişinin yanında yahut iki hatun bir erkek kişinin yanında (hanımından) vekâletini aldıktan sonra, iki erkek veya iki avrat bir erkek yanında: “Önceden nikâhım altında olan hatunumu, onun tarafından vekâletim olması hasebiyle, kendi nefsime eş ve nikâh edip asâleten aldım, kabul ettim. “Zevvectu Zevcetî İyyâye” (Zevcemi yalnız kendime nikâhladım) Sizler şâhid olun” desin. TEVBE Her Müslüman akşam ve sabah tevbe edip, kusurlarına kalbiyle pişmanlık duymalı, o kusurlara ve günaha dönmemeye azmetmeli ve lisanıyla:

63

İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 1/42; Hadimi, Berika: 3/168.

19

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ ‫ُاللُْال ْعيي ْمُالْذى‬ ُ ٰ َ‫اْس ْتغف‬

ُ ُ‫ىُال ْقيو ْمُ ْواْتوبُالْيه‬ ُْ ‫ْلُا ُٰل ْهُا ْلُه ْوُال ْح‬ “Kendisinden başka ilâh bulunmayan, ebedî hayatla daima diri olan, her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinatı yöneten Allah’tan beni bağışlamasını diler ve günahlarıma tövbe ederim” diyerek, mağfireti ummaya devam etmelidir. İmam-ı Gazâlî’nin beyanı üzere, hakiki tevbe üç şeyin toplanmasından ibarettir. (İlim, Pişmanlık, Terk) Birincisi: Kendinden meydana gelen günahın zararını bilip ve her sevdiği (şeyin) Allah (Celle Celâluhu)’dan mahrum edip, Mevlâsına itaate ve muhabbete perde ve engel olduğunu bilmektir. İkincisi: Bunun üzerine kalbi yanarak, pişman olmaktır. Üçüncüsü: Bundan sonra böyle günahları terk etmeye azimet edip, hemen o günaha karşılık olacak iyiliklerle, kaçırdıklarını tedariğe çalışmalıdır.64 Yoksa; kalbi gâfil, kendi câhil ve günaha ısrarlı ve meyilli iken, sadece lisanıyla tevbe ve istiğfarın faydası olmaz. Nitekim:

ُ‫اللُ ْوجلْتُقلوبهمُُ ْوإ ْذا‬ ُ ٰ َُُْ ‫ُالْذي ْنُإ ْذاُذك‬ ُ ‫إ ُنْ ْناُالُنؤمنو ْن‬

ُ۩ُ‫تل ْيتُ ْعلْيهمُآيْاتهُ ْزا ْدتهمُُإي ْنانُاُ ْو ْع ُٰلىُ ْربُهمُيْ ْت ْو ُْكلو ُْن‬ ُ ۩ُ‫ُالص َْلةُْ ْوم ُْناُ ْر ْزق ْناهمُينفقو ُْن‬ ُْ ‫ُاُْلْذي ْنُيقينو ْن‬

64

İmam-ı Gazali, İhya-u Ulumiddin: 4/7.

20

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ ‫ات‬ ُ ٌ ‫ُمقُاُلْهمُ ْد ْر ْج‬ ْ ‫اُو ُٰلئ ْكُهمُالنؤمنو ْن‬

۩ُ‫عندُْ ْربُهمُ ْو ْمغف َْةٌُ ْورز ٌقُ ْكَي ٌُم‬

“Gerçek müminler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. Ve onlara (Allah’ın) âyetleri okunduğu zaman (bu ayetler onların) imanlarını arttırır. Ve onlar yalnızca Rabblerine tevekkül ederler. Onlar ki, namazı gereği gibi kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yoluna harcarlar. İşte gerçek mü'minler onlardır! Onlara Rablerinin katında dereceler, mağfiret ve güzel rızık vardır!”65 âyet-i celîlesinde, mü’minlerin kâmilleri ancak şu kimselerdir ki, imanlarına Allah (Celle Celâluhu) korkusu, ihlas, tevekkül ve tevbe ile görünmeyen amellerini güzelleştirmeyi; namaz kılarak, zekat vererek ve sadakalarla da görünen amelleri güzelleştirmeyi arttırarak, bunların hariçlerinden kaçınarak, mağfirete ve yüksek derecelere ve sonsuz büyük nimetlere ulaşmayı ummuşlardır. Kısaca manası budur. “Tevbe” kelimesi, “kul” ile vasıflandığı vakitte, günahtan dönen kastedilir. Allah-u Teâlâ’ya vasıflandığı vakitte, (kulunu) azaptan mağfirete döndüren kastedilir. Tevbe ikidir. Biri zâhir, biri bâtındır: Tevbe-i zâhir, görünen günahtan, yani şeriata muhalif görünenden tevbe ve muhalefeti terk etmektir ve âzâlarını itaatte kullanmaktır.

65

Enfal Suresi: 2-3-4.

21

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Tevbe-i bâtın ise iç âlemde işlenen günahtan kalbin tevbe etmesidir. O da zikirden kalbin gaflet etmesidir. Tevbe, öyle bir itibarla ola ki, lisanı sussa, kalbi zikirden geri durmamalıdır. Nefsin tevbesi, zikri haram olan dünya alakalarından kesilmesidir. İffet ve kanaat ile dünyanın kolay ve azından almasıdır. Aklın tevbesi, geçen zamanlarda, çeşitli yalnızlıklarda, ayetler ışığında ruhlar ve melekler âleminin sanatını düşünerek vakit geçirmektir. Vehb’den (Radiyallahu Anh) rivayettir; havariler İsa (Aleyhisselam)’a:

–“Evliyâullah (Allah dostları) kimlerdir?” diye sordular. İsa (Aleyhisselam) buyurdu: –“Onlar o kimselerdir ki, dünyanın zâhirine nazar etmediler, bâtınına ve ahirete nazar ettiler. Ölümün zikrini ihya ettiler, hayatın zikrini öldürdüler. Onlar Allah-u Teâlâ’ya muhabbet ederler ve Allah-u Teâlâ’nın zikrini severler” buyurdu.66

66

İbni Ebi Dünya, el-Evliya: 1/15; Ahmed b. Hanbel, Zühd: 1/53; İbni Cevzi, Tebsira: 2/112; Abdulaziz b. Muhammed, Mevaridu-z’Zaman: 5/623; İbni Ebi Hatim, Tefsir: 6/1964; Suyuti, Durru-l’Mensur: 4/370; İbni Asakir, Tarihu Dimeşk: 47/466.

22

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ 2.BÖLÜM

ْ ‫ُالَم ٰـنــن‬ ْ ‫ُالل‬ ُ ُ‫ُالَمـــيــم‬ ُ ٰ ‫بـســــــم‬ Sonsuz hamd-ü sena, Cenab-ı Hakk’a mahsustur ki; enbiyânın çabası olan, şeriatı muhafaza etmek için halis kullarını, saf ve temiz olan enbiyâ kullarına vâris kılmak sebebiyle şereflendirip, o kullarını ilâhî yardımıyla, hayrı ve iyiliği işlemeyi onlar için kolay eyleyip, imdâd eyledi. Onlar dahi Cenab-ı Hakk’ın zâtı için kulluğu güzel eylediler. Ve Allah-u Teâlâ’nın şeriatını bâtılcıların ve cehennemliklerin kelamlarından hıfz ve muhafaza yolunda canlarını verdiler.

ُ‫ْو ُاْش ْهدُاْىُاْصدْقُب ْقلبُىُ ْواقَُبل ْسانىُ ْم ْعُالذ ْعان‬

ُ‫ُلُ ْمعبو ْدُ ْومس ْت ْح ُْق‬ ُ ْ ‫ُاللُاْى‬ ُ ٰ ‫ْوالنق ْيادُ ْواْنْهُُ ْلُا ُٰل ْهُا ْل‬

ُ‫لُال ْواجبُالوجودُالُنس ْتجنعُب ْجنيعُالُ ْن ْحامد‬ ُ ْ ‫للع ْبا ْدةُا‬ ْ ُ‫ُسي ْدنْاُم ْح ْندُاُ ْعبدهُ ْو ْرسوله‬ ُ‫النبُى‬ ْ ‫فىُال ْواقعُ ْواْش ْهدُاْ ْن‬ ْ ‫ُ ْوتْ ْعلْنواُلْه‬،‫ال ْكَيمُال ْقاكلُتْ ْعلْنواُالعل ْم‬ ُ‫ُالسكي ْن ُْة‬

ُ‫ْوال ْوقْا ُْرُ ْوالحل ْمُ ْو ْع ُٰلىُ ٰالهُ ْواْص ْحابهُال ْقاكني ْنُبنص َْة‬

ُ‫الدينُفىُال ْحَبُ ْوالسلمُاْىُُالُ ْن ْسالمُ ْوالصلحُ ُْون ْصلى‬ ُ .‫ْعلْيهُ ْو ُْعلْيُهُمُاْج ْنعي ْن‬ 23

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ “Ben, şehadet ediyorum ki, yani; anlayarak ve itaat ederek, kalbimle tasdik ediyorum ve dilimle ikrar ediyorum ki Allah (Celle Celâluhu) dan başka ilah yoktur. Yani hakikatte bütün övgüleri kendisinde toplayan Vacibul Vücud Hazretleri’nden başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur. Ve yine şehadet ediyorum ki, “İlim öğreniniz. İlimle birlikte sekînet, vakar ve hilmi de taleb ediniz” diyen, kerem sahibi Nebi Efendimiz Muhammed (Aleyhisselam) O’nun kulu, Rasulüdür. Salat ve Selam, O’na ve savaşta, barışta dine yardım eden sahabelerinin üzerine olsun.” Bundan sonra, kulların en hakiri, cür’etlilerin en büyüğü Ahmed İbni Muhammed İbni Abdulğanîzâde (Mevlâ onun günahını affedip ve ayıbını örtüp, iyilik ve güzelliğini zâhir ve bâtın bütün işlerine ulaştırmayı lütfeylesin. Ana babasına ve şeyhlerine ve zürriyetine ve sevenlerine dahi ihsan eyleyip, görünen ve görünmeyen nimetlerini üzerlerinde daim eylesin) der ki:

Zamanımızın havadislerini, özgürlüğe düşkün olmakta gördüm. Zaman ki, insanların kalpleri fesâda uğradı. Ve beden ve âzâları dahi bozuldu. Yalan, nemime (söz taşıma), gıybet ve şetm (sövme) herkes arasında yayıldı. (İnsanlar) dünya ve dünyanın malını, makamını ve rütbesini toplamaya düştüler. Dünya zînetine aldanıp, ahiret ve din işlerine bakmayıp umursamaz oldular. Şu amelleri ki; ibadet bâbında tedbiri, ahirette ve şeytan insanın imanına kastettiğinde faydası olup, kurtuluşa sebep olacak şeyleri terk ettiler. Zaman zaman olur ki, küfre götüren kelimeler lisanlarından meydana gelir. Ömründe işlediği amel bâtıl ve mahv olur. İnsanlar lisanlarından meydana gelen hatalardan gafil, iblisin hile ve tuzaklarıyla imanı kapmakta olduğundan habersiz, dünya işlerine ihtimamı tam, ahiret işleri hatırlarına bile gelmez. Zannedilir ki uykudadırlar. Bu insanları haber verip uyarmazsak, ancak ölüm uyandırır. Bunlar (insanlar), boğazında zincir ve bukağı olacağından gafillerdir.

24

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Çok adamlar var ki, söylediği söz hata mı, değil mi farkına varmaz ve bilmez. Sohbet esnasında, âdet etmiş söyler. Hâlbuki o söz, ya iftira cezasını (80 sopayı) gerektirdi veya şer’î taziri (şiddetli kınanmayı gerektirdi) veya kâfir olması hasebiyle nikâhı gitti, evladı veled-i zina oldu. Gıybet, yalan, iftira ve iki kimse arasını bozmak için söz gezdirmek âdet hükmünü almış. İnsanlar bu hâle bu zamanda gayet dalmış, ahlak ve lisanını ıslah etmek ahirete kalmış, talebe ve câhil bu babta birleşmiş, dünya sevgisi, yaşama sevgisi kalbe yerleşmiş. Halleri ıslah etmek (kullarının çabası olmadan) Mevlâ’nın yardımına ve tevfîkine kalmış. Fakat mü’minlerin çoğu, bulundukları bu halde bile fukahânın kelamından menfaat buluyorlar. O sebepten, avam tabakadaki insanlara fayda olsun diye, birkaç mesele (bu risalede) toplandı. Mevlâ rızasına muvaffak buyurup, din kardeşlerime hâlisâne bir hizmette bulunmayı ve mü’minlerin kalplerine muhabbet ihsanıyla, mütalaasından fayda bulmalarını Cenab-ı Rabbu’l İzze’den niyaz ederim. Başarı O’ndandır. Allah (Celle Celâluhu) bize yeter, o ne güzel vekildir. Ashab-ı Sünen Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) rivayetiyle vârid olan hadîs-i şerîf:

ُ‫ْوإ ْنُأ ْمتُىُ ْس ْتف ْتَقُ ْعلْىُث َْْلثْ ٍةُ ْو ْسبعي ْنُفَ ْقةُكل ْهاُفي‬

ْ ْ‫ُاللُ ْمنُهمقُق‬ ْ ‫ُيْاُ ْرس‬:‫يل‬ ْ ‫ُق‬.ُ‫النارُإ ْلُفَقْةُ ْوامدْة‬ ْ ُ‫ُ ْما‬:‫ال‬ ُ ٰ ‫ول‬ ُ 67‫أْنْاُ ْعلْيهُ ْوأْص ْحابُى‬

67

Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir.

25

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ –“Benim ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılırlar. Yetmiş üç fırkanın cümlesi, hepsi cehenneme girerler. Ancak onlardan bir fırka cehenneme girmezler.” Denildi ki: –“Yâ Rasulallah! Onlar kimlerdir?” Hazret-i Rasul-i Ekrem (Sallallahu Teâlâ Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: –“Onlar benim ve ashabımın (yolu) üzere olanlardır.”68 Bundan malum oldu ki, fırka-i nâciye (kurtulucu fırka) Hazret-i Fahr-i Âlem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz’in ve ashabının (Radiyallahu Anhum Ecmaîn) itikadı üzere olanlardır.

68

Tirmizi, Sünen: 4/323; Kettani, Nazmu-l’Mütenasir: 1/46; İbni Vaddah elKurtubi, el-Bida’ ve-n’Nehyu Anha: 2/167; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 13/30; Ebu Nuaym, Hilyetu-l’Evliya: 9/238; Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 1/213; İbnul Esir, Camiu-l’Usul: 10/33; Suheyb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 2/322; Sehavi, Mekasidu-l’Hasene: 1/259; Ali el-Müttaki, Kenzu-l’Ummal: 1/183.

26

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ EHL-İ SÜNNET İTİKADI Şimdi, ehl-i sünnet itikadının beyan olunması lazımdır ki; -Allah-u Subhanehu ve Teâlâ birdir ve kadimdir. -Araz değildir (yani; var olmak için başka bir şeye muhtaç değildir). -Cisim değildir. -Cevher (parçalanmayı kabul etmeyen boşlukta mekan tutan en küçük parça) değildir. -Musavver (suretlenmiş ve şekillenmiş) değildir. -Mahdud (sınırlanmış) değildir. -Ma’dud (adetlenmiş) değildir. -Parçalardan ve (yeryüzünde) yer tutan şeylerden (değildir) ve onlardan bir araya gelmiş (de) değildir. -Sonu yoktur. -Ne olduğu ve nasıl olduğu vasıflanmaz. -Mekândan münezzehtir ve üzerine zaman mefhumu olmaz. -Hiçbir nesne ona benzemez. -İlim ve kudretinden bir nesne çıkmaz (yani; her şey onun bilgisi ve kudreti dâhilindedir). -O’nun zâtıyla kâim ezelî sıfatları vardır. -O sıfatlar O’nun aynısı ve gayrısı değildir. Onlar şunlardır ki: Hayat, ilim, kudret, irade, semi’, basar, kelam, tekvin.69 Allah (Celle Celâluhu)’nun (ahirette) görülmesi, aklen câiz ve naklen vaciptir.70 Âlem, parçaların toplanmasıyla meydana gelmiştir. Malum ola ki, her âkil ve bâliğ olan kimselere bilinmesi farz olan şeyler iki kısımdır. Bir kısmı itikad, bir kısmı ameldir.

69

İmam-ı Azam, Fıkhu-l’Ekber: 1/26; Mer’i b. Yusuf el-Makdisi, Ekâvîlus’Sikât: 1/63; Kalabazi, et-Tearruf Li-Mezhebi Ehli-t’Tasavvuf: 1/39; Şemseddin Sefarini el-Hanbeli, Levamiu-l’Envar: 1/263. 70 Saadeddin-i Taftazani, Şerhu Akaidi-n’Nesefi: 126; Maturidi, Tevhid: 1/77; İmam-ı Harameyn, Lem’u-l’Edille: 1/115; Şemseddin Sefarini el-Hanbeli, Levamiu-l’Envar: 2/251; Mukatil b. Süleyman, Tefsir: 1/115; Kurtubi, Hidaye: 3/2134; Suyuti, el-Hâvi: 2/241; Heytemi, Feteva-i Hadisiyye: 1/154; Halili, Feteva: 1/77; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/274.

27

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Ameller dahi iki kısımdır. Bir kısmı farz-ı ayn’dır, bir kısmı farz-ı kifaye’dir. “Ameller” diye, bilinmesi ve tasdik edilmesi ve zâhir âzâ ile işleyip amel etmesi farz olana derler. Abdest, gusül ve namaz gibi. “İtikad” diye, bilinmesi ve kalp ile inanıp tasdik etmesi amelsiz farz olana derler. Allah’ı (Celle Celâluhu), kitaplarını ve peygamberlerini bilmek (inanmak) gibi. İtikad cihetinden farz olan dahi iki kısımdır. Biri iman ve bir kısmına itikad-ı ehl-i sünnet ve-l’cemaat derler. Eğer ki, inanmadığı takdirde kâfir olursa, ona iman derler. (Buna misal:) Allah-u Teâlâ’nın varlığına ve birliğine ve sıfat-ı zatiyye ve selbiyye ve ef’aliyyesine inanmak gibi. Eğer ki inanmadığı takdirde kâfir olmazsa, ona itikad-ı ehl-i sünnet ve-l’cemaat derler. (Buna misal:) Kabir azabına ve münkernekir suallerine inanmak gibi. Bir kimse, bunlardan birini inkâr etse, kâfir olmaz. Lâkin fâsık ve bidatçı ve fırka-i dalâletten olur. Malum ola ki, âkil ve bâliğ olan erkek ve kadın, gerek müslüman, gerek kâfir olsun, başta farz olan imandır. Ve iman altı farz ile sahih olur: Öncelikle, Rasulullah (Sallallahu Teâlâ Aleyhi ve Sellem) Efendimiz’in, Allah-u Teâlâ tarafından, Din-i Muhammediyye’de, zarureten ve açık olarak getirdiği şeylerin her birine kalp ile inanıp ve razı olması, istenildiği vakitte ikrar etmesi ve üç şey başa gelmeden önce olmasıdır: 1- Can çekişmeden önce olması, 2- Güneş batıdan doğmadan evvel olması, 3- Kalbinde imanın durmayacağına alâmet olan elfâz-ı küfürden (küfür lafızlarından) zaruretsiz olarak uzak olmasıdır. Şimdi, bu altı farz bulunmasa iman sahih olmaz. Bu din-i İslâm’da zarureten malum olanlar: 28

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Allah-u Teâlâ, melekleri, kitapları, peygamberleri, kıyamet günü, kaza ve kader, hayır ve şerrin Hüdâ’dan olduğu, Kur’an’da ve hadiste şüphesiz malum olan farzlar ve haramlar gibi. İman iki türlüdür. Biri iman-ı icmâli ve biri tafsilidir.71 İman-ı icmâli, kelime-i şehadeti ve manasını bilerek söylemektir. Yani: “Ben Allah-u Teâlâ’nın birliğine ve varlığına (iman ettim) ve müstehak bir zat yokur, ancak Allah-u Teâlâ vardır ve birdir. Ortağı ve benzeri yoktur. Muhammed (Aleyhisselam) onun peygamberi ve rasulü ve kuludur diye şehadet ederim” demektir. (O’nun gibi) ibadete

İman-ı Tafsili, kalbiyle altı şeye inanıp, lisanıyla dahi “Âmentü billahi ve melâiketihi” yi sonuna kadar manasını bilerek okumak farz-ı ayndır. Ve iman-ı şer’î de budur: Yani, Allah-u Teâlâ’nın varlığına, zatında ve sıfatında ve ef’âlinde, ortağı ve benzeri olmadığına ve bütün eşyayı yaratan ve ibadete lâyık ve kendi ile kâim olan sıfat-ı âliyesi, ne aynısı ne gayrısıdır. Ezelî ve ebedî olup, hep sıfatları zatının gereğidir. Gayriden değildir. Zâtından ayırmak olmaz. “Ben, Allah-u Teâlâ’nın kitapları, peygamberân-ı izâm’a Cebrail (Aleyhisselam) vasıtası ile gönderdiğine, sonra gelen kitap ve şeriatın, evvel gelen kitap ve şeriatın hükmünün ve zamanının tamam olduğunu beyan ettiğine inandım. Ve Allah-u Teâlâ’nın, insanlardan nice kâmil zevât-ı kirâmı lutf-u ilâhîsiyle peygamberlik suretiyle müşerref kılıp, mübarek ellerine mu’cizeler yaratıp, hak peygamber oldukları sâbit olduktan sonra, her biri zamanlarında ümmetlerine Allah-u Teâlâ’nın emir buyurdukları şeriatına davet ettiklerine inandım. 71

Salih b. Abdulaziz, Şerhu-t’Tahavi: 1/315; Ebu Abdillah el-Hazimi, Şerhul’Akîdeti-l’Vasitiyye: 4/12, 12/1; Abdulaziz b. Salih, Cuhudu-ş’Şeyh Muhammed Emin eş-Şenkıti: 1/365; Ebu Abdillah el-Hazimi, Şerhu Mesaili-l’Cahiliyye: 14/21.

29

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Ve ahiret gününün vâki’ olacağına, ehl-i tefsirin beyanları üzere bütün ölülerin tekrar diriltilip, herkesin kabirlerinden kalkıp haşr meydanında toplanmasına, amel defterlerinin ellerine verilmesine, hesaba çekilmeye, günah ve sevabın tartılmasına, sırat köprüsünden geçip ehl-i cennetin cennete, ehl-i cehennemin cehenneme girip, herkesin amelinin cezasını görerek ebedî sevabın ve devamlı azabın ve sair ayet-i kerime ve hadis-i şerifede vârid olan ahiret hallerinin cümlesine inandım. Bunların zamanı sonsuz zamandan ibarettir. Takdir olunan her şey meydana gelen hayır ve şerden ibarettir. Gerek kulun isteyerek yaptıkları ve gerek diğer eşyanın tümünün Allah-u Teâlâ’dan olduğuna, yani Allah-u Teâlâ’nın dilemesi ve takdiriyle olduğuna inandım” İRADE-İ CÜZ’İYYE İtikadda mezhebimiz olan Ehl-i Sünnet ve-l’Cemaat mezhebine göre kulun fiili iki kısımdır.72 Birisi ihtiyari (kulun isteyerek yaptıkları), birisi iztirari (insanın başına gelen zorunlu haller) dir. İztirari ki; düşmek, hasta olmak, acıkmak, duymak, uyumak, istemeden titremek gibi. Kulun bu fiillerinde etkisi yoktur. Ancak Mevlâ’nın (etkisi var) dır. Ef’al-i ihtiyarisi ki; oturmak, kalkmak, gitmek, gelmek, okumak, yazmak ve kendi istediği ve arzusuyla işlediği şeylerden, kulun irade-i cüz’iyyessi ve ihtiyârı vardır. Hak Teâlâ kulda, fiil ve terk taraflarına taalluk eden salih kudret ve irade yaratmıştır. Kulun iradesini bir tarafa sarf etmesi ve o tarafa kastetmesi ve ihtiyarından ibaret olan irade-i cüz’iyyesiyle takdir edilmişlerin akabinde, (bunlardan sonra) Allah-u Teâlâ dilerse, o tarafa kudret-i ilâhiyyesiyle yaratır. Rıza-i rabbaniyyesine uygun ise itaat sayılır. Kul sevaplanmış olur. Eğer rıza-i rabbaniyyesine muhalif ise, ma’siyet sayılır. Kul, azara ve azâba müstehâk olur. 72

Abdurrahim es-Sülemi, Şerhu Akideti-l’Vasitiyye: 18/4.

30

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Şimdi, kulda iki irade vardır. Biri külli, biri cüz’îdir. İrade-i Cüz’îyye, İrade-i Külliyye’yi kullanmak demektir. İrade-i Külliyye mahluktur, mevcuttur. Ve irade-i cüz’iyyye ise gayr-ı mahlûktur, gayr-ı mevcuttur.73 Zira İrade-i Cüz’iyye hal olarak kabul edilir. İdrak edilmeye bağlıdır. Hariçte vücudu olmadığından, yaratılmakta yeri yoktur. Bir mü’min, iman edilmesi lazım olan bir şeyde, aklı ermeyip şüphe eylediğinde, o kişiye farz olan, o halde Allah-u Teâlâ’nın ilminde o şeyde hak olan neyse ona inanmaktır. Sonra hakikatini akâid ilminde kâmil bir zât bulup da ondan öğrenmektir. İhmal ve kusur câiz değildir. Bazı ulema, icmali iman ve müfesser (tafsili) iman diye ikidir demiştir. İcmalî imanı şu suretle beyan etmişlerdir ki: “Allah-u Teâlâ’nın buyurduğu şeylerin cümlesine muradı üzere inandım. Ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ e inandım. Ve Rasulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurduğu şeylerin küllüsüne inandım” demektir. İman-ı Müfesser’in tarifi ise, bütün şeriat zikrolunup, onlara iman etmektir: “Peygamberimizin ismi Muhammed (Aleyhisselam), babasının ismi Abdullah, büyük babasının ismi Abdulmuttalib ibni Haşim’dir. (Peygamber Efendimiz) Mekke şehrinde doğmuş, peygamberlik orada iken gelmiş, Medine-i Münevvere’ye hicret edip, orada dâr-ı bekâya teşrif ile Ravza-i Mutahhara’sında medfundur. Ve hayy-ı manevi ile hayydır. Bize Hüdâ’dan getirdiği kitabın ismi Kur’an-ı Azîmu-ş-Şân’dır. Hükmü kıyamete kadar bâkidir. Şeriat bütün kitabın ahkâmıdır.” Her mü’min din ve imanını muhafaza yolunda, malını ve canını feda eylemelidir. İmanın muhafazası güçtür (zordur). Zira imana zarar veren şeyler çoktur. Eğer imanını muhafaza yolunda olmayıp, 73

Maturidi, Tefsir: 1/168.

31

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ ağzına gelen fuhşiyyâtı söyler, şer’an hürmet edilmesi vacip olan, din ilmi, iman, mezheb ve şer’an mübarek olan şeylere sövüp, tahkir ederse, imanı ve nikâhı gider. Sakınmalı, ırz ve namusuyla yaşamaya gayret etmeli. Evlad ve ailesini gözetmeli ve terbiyesine dikkat etmeli, itikad ve ahlakını düzeltmeli. Evlad ve ailesine her şeyden evvel ilmihalini öğretmeli. Mahşer gününde kendisinden davaya meydan bırakmamalıdır. Evladı ve ailesi Allah (Celle Celâluhu)’nun emanetidir. Emanete hıyanetlik etmemiş olur. Eğer ki, okutup ilmihalini öğretmezse, nikâhın ve talakın, helalin ve haramın ne olduğunu, kendisi ve evladını ulemaya müracaatla öğretmeye çalışmayıp gayret etmeyip hüsranda kalırsa ceza gününde hali müşkil olur. İnsan dünyaya ne için geldiğini bilmelidir. Yaratılmaktan murad-ı ilahi, Allah’ı (Celle Celâluhu) bilmektir.

۩ُ‫اُخلْقتُالج ْنُ ْوالن ْسُا ْلُل ْيعبدون‬ ْ ‫ْو ْم‬ “Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” ayet-i celilesi bunu beyan eder.74

74

Zariyat Suresi: 56.

32

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ KURTULUŞ BEYİTLERİ Yaratılışın sebebi nedir bu âleme, Kâinâta, bilhassa bu âdeme. Yemek içmek mi bu yaratılıştan merâm? Böyle birkaç gün için mi bu nizâm? Yalnız hoşça geçirmek mi zaman? Yalnız dünya mıdır maksud hemân? Gerçi lâzımdır bu dünya herkese, Muhtâc etmesin bizleri namertlere. Evvelâ Hakk’ı bilmektir elzemi, Çünkü tevhiddir ilimlerin evveli. Ey zekî! Hüdâ’yı öyle bilme; Hakkal’yakîne gel, taklitle yetinme. Tembel olma! Tembeli sevmez Hüdâ, Lâkin âhireti bütün etme fedâ. Rütbe, para, evlat, âile ve mal, İlim, fazilet, san’at, izzet ve kemâl… Hepsi neticelerin sebebidir bu hep, Bu yere sarf etme, ey sâhib-i edep. O netice irfanı elde etmek, Ma’rifetle Hakk’ın zâtını birlemek, Her nefeste Rahmân’ı zikreylemek. Mevlây-ı Müteâl, kendi zât-ı ilâhiyyesini bilip, ibadet kabiliyetini insanlara ve cinlere ihsan buyurdu ve sair sebepleri onlara hizmetçi ve menfaate sebep olmak üzere yarattı. Nitekim Şeyh Sâdî (Kaddesallahu Esrarehu) Hazretleri buyurdular ki: 33

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ‫ُاْبَُُُ ُْو ُبْادُُ ُْو ُْمهُُ ُْوخُورُشُيدُُ ُْو ُْف ُلْكُ ْدر ْكا ْرند‬ “Bulut, rüzgâr, ay, güneş, felek, her şey seferber olmuş, senin eline bir lokma vermek için çalışmaktadır.”75 Yani Hüdâ, bunları sana hizmetkâr tayin etmiştir. Tâ ki, sen bu vasıta ile Allah (Celle Celâluhu)’ya ibadet edesin. Senin Allah (Celle Celâluhu)’nun emrini tutmayıp, nefis ve şeytanın peşine gidip, hizmet etmen insaf değildir. Felekleri ve arzı, hayvanâtı ve nebâtâtı sana hizmetçi olarak yaratmıştır. Her biri senin için işe koyulmuşlardır. Bir lokmayı tefekkür et, kaç hizmetçi ile meydana geliyor. Mevlana Ârif buyurmuşlar ki: –“Herkim ki bütün vakitlerinde nefis ve rahatını arayıp, kendi tedbiri kaygısında olsa, bilfiil Cehennem’dedir. Her kim Rabbine bel bağlayıp, Hak Subhânehu ve Teâlâ’nın takdiri mütalaasında olsa Cennet’tedir.” Şimdi, bu ilâhi lütfu, yüce manayı nimet bilmeli, yaratıcının emrine boyun eğip, memur olduğun İslâm dininin vazifeleriyle âmil olman gerekir. İman edilecek şeyleri bilip iman ettikten sonra, beş vakit namazın farzlarını ve vaciplerini bilip, Peygamber (Aleyhisselam) Hazretlerinden naklolunduğu vecih üzere yerine getirmeli ve tadil-i erkân üzere edâ etmeli ve bütün işlerin üzerine takdim eylemen lazımdır. Yalnız âdet (haline gelmiş bir şey) gibi, hemen nasıl olursa olsun demeyesin. Halka dikkat ile (bakarak) ibret al. Kendi amelini ıslaha çalış. İnsanların çoğu, acele edip imamdan evvel yatıp kalkar. Hâlbuki ilâhî emre sarılıp ecir ve sevap ümidiyle kıldığı namazı ifsad ve kerahete vardırmak acaba neden ileri geliyor? Bir kere tefekkür etsek, dünya işinde dikkat(li olunuyor da), ahiret ameli geldiği vakit böyle acele ve gaflet ve kerahetle edâ etmek akıl kârı mı? İnsaf ile bakılsın. 75

Sadi Şirazi, Gülistan: 2; İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 3/71, 5/17, 7/392, 9/159.

34

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Bir rek’atte birkaç kere kerahet işleniyor. Kıraatten sonra rükû tekbiri başlayacak ve elleri dizlerine koyunca bitecek. Zira rükû tesbih mahallidir. Tekbir ise inerken son bulacak. Rükûdan kalkarken “Semiallahu Limen Hamideh” demeye başlayıp, ellerini yanına koyunca son bulacak. Orada (sonrasında) “Rabbena Leke-l’Hamd” denir.76 Kavmede iken secde tekbirini alıp, secdeye başı değdiğinde son bulacak. Eğer secdeye baş koyduktan sonra son verirse mekruh olur. Zira secde tesbih mahallidir, tekbir yeri değildir. Bir rükunda iki kerahet oluyor. Biri tekbir mahallinde kısa tutup tekbir getirmemek, ikincisi tesbih mahalline kadar tekbiri uzatmak. Zira tekbirleri yerinde getirmek sünnettir. Sünnete muhalefetten (de) kerahet zuhur eder.77 Namazda sünnet olan; kıyamda sağ elini sol bileği üzerine, baş parmağı ile küçük parmağını halka edip, göbeği ile kuşağı altına koymak, rükuda parmaklarını açıp dizlerini tutmak, secdeye vardığında ayaklarının parmaklarını kıbleden çevirmemek, iki secde arasında oturduğunda sol ayağı üzerine oturup sağ ayağının parmaklarını kıbleye doğru olduğu halde dikmek, yere yatırmamak, sağ ayağının baş parmağını kıbleden döndürmeyip tırnağı üzerine dahi getirmemektir.78 Secdede iken iki ayağını birden yerden keserse, namaza eksiklik verir. Belki bozar diyenler var.79 76

Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/74; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 1/359; Alauddin Semerkandi, Tuhfetu-l’Fukaha: 1/132; Kasani, Bedaius’Sanai’: 1/207; Molla Hüsrev, Durer: 1/70; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 1/333. 77 Molla Hüsrev, Durer: 1/108; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 2/25; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/338; Zuhayli, el-Fıkhu-l’İslami ve Edilletuhu: 1/414; Abdurrahman Ceziri, el-Fıkhu ala Mezahibi-l’Erbaa: 1/254; Şurunbulali, Meraki-l’Felah: 1/126; Hace Necah el-Halebi, Fıkhu-l’İbadat: 1/92. 78 Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 1/339; Hace Necah el-Halebi, Fıkhu-l’İbadat: 1/88; Zuhayli, el-Fıkhu-l’İslami ve Edilletuhu: 2/889; Abdurrahman Ceziri, el-Fıkhu ala Mezahibi-l’Erbaa: 1/218; Nesefi, Kenzud’Dekaik: 11; Seyda Muhammed Konyevi, Asrımız Meselelerine Fetvalar: 179; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/88; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali: 147. 79 Molla Hüsrev, Durer: 1/71; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 1/336; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali: 141; Zuhayli, el-Fıkhu-l’İslami ve Edilletuhu: 2/968.

35

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

‫صلى‬ ْ ‫صلواُ ْك ْناُ ْرأْيتنونىُا‬ ْ ُ “Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız öyle kılınız”80 hadis-i şerifine sarılarak, mümkün mertebe namazı şeriate uygun şekilde tatbike çalışmalı. Zira Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): –“Ey ümmet-i ashabım! Sizler namazı, beni nasıl kılıyor gördünüz, öylece eda edin” buyurmuştur.

ْ ‫ْعنُأْبيُه َْي َْ ُْةُأ ْ ْنُ ْرس‬ ُ‫ىُاللُ ْعلْيهُ ْو ْسلْ ْمُ ْد ْخ ْل‬ ُ ٰ ‫ُص ُٰل‬ ُ ٰ ‫ول‬ ْ ‫ُالل‬

ْ‫ْص ُٰلىُف ْْسلْ ْمُ ْعل‬ ْ ُ‫ىُالل‬ ُ ٰ ‫ُص ُٰل‬ ْ ‫ال ْنسجدُْ ْفد‬ ْ ‫ىُالنبي‬ ْ ‫ْخ ْلُ ْرج ٌلُف‬ ْ ْ‫ْعلْيهُ ْو ْسلْ ْمُ ْف َْ ْدُ ْوق‬ ُ‫صلُ ْف َْ ْج ْع‬ ْ ‫ْصلُفْإنْ ْكُلْمُت‬ ْ ‫الُارجعُف‬ ْ‫ُجا ْءُف ْْسلْ ْمُ ْعل‬ ْ ُ‫ىُالل‬ ُ ٰ ‫ُص ُٰل‬ ُْ ‫اُص ُٰلىُث ْم‬ ْ ‫ىُالنبي‬ ْ ‫صليُ ْك ْن‬ ْ ‫ي‬

ْ ‫صلُث َْْلثاُ ْف ْق‬ ْ ‫ْعلْيهُ ْو ْسلْ ْمُ ْف ْق‬ ُ‫ال‬ ْ ‫ْصلُفْإنْ ْكُلْمُت‬ ْ ‫الُارجعُف‬ ْ ‫ْكُبال ْحقُ ْماُأمسنُ ْغي َْهُ ْف ْعلننيُ ْف ْق‬ ْ ‫ْوالْذيُبْ ْعي‬ ُ‫الُإ ْذا‬

ْ ُ‫ىُالص َْلةُ ْف ْكبَُث ْمُاق َْأُ ْماُتْ ْي ْس َُْ ْم ْع ْكُمنُالقَآن‬ ‫تُإ ُٰل‬ ْ ‫قن‬ 80

Buhari, Sahih: 1/128; Buhari, Edebu-l’Müfred: 1/84; İbni Huzeyme, Sahih: 1/206; Darimi, Sünen: 2/796; İmam-ı Şafii, Müsned: 1/55; İbni Hibban, Sahih: 4/543; Darekutni, Sünen: 2/10; Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 2/296; Suheyb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 25/246; Beyhaki, Marifetu-s’Sünen ve-l’Âsâr: 3/287; Beyhaki, Sünenu-l’Kubra: 2/486; Nevevi, Hulasatu-l’Ahkam: 1/344.

36

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ‫ُم ْتىُتْعد ْلُقْاكناُث ْم‬ ْ ‫ُم ْتىُتْط ْنئ ْنُ ْراكعاُث ْمُارفْع‬ ْ ‫ث ْمُار ْكع‬ ُ‫ُجالسا‬ ْ ‫ُم ْتىُتْط ْنئ ْن‬ ْ ‫ُساجداُث ْمُارفْع‬ ْ ‫ُم ْتىُتْط ْنئ ْن‬ ْ ‫اسجد‬ 81

ُ‫يُص َْلت ْكُكل ْها‬ ْ ‫ْواف ْعلُ ْذل ْكُف‬

Ve bir bedevi, Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in huzurunda acele ile, tadil-i erkan olmaksızın namaz kıldı. Nebi (Aleyhisselam) üç defa onu geriye çevirdi:

ُ‫صل‬ ْ ‫ْصلُفْإنْ ْكُلْمُت‬ ْ ‫ُارجعُف‬ Yani, “mekânına dön ve namazını iade eyle, zira namazını kılmadın” buyurdular. Üç defa yine “mekânına dön, namazını iade eyle” emirleri vuku bulunca, bedevi kıldıklarından daha güzel kılamayacağını itiraf edip, kemal üzerine namaz kılmayı öğretmesini isteyince Rasulullah (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) Hazretleri buyurdu ki: –“Namaz kılmayı murad eylediğinde, iftitah tekbiri alıp sonra Kur’an’dan ezberinde bulunandan kolay olanı oku. Sonra rüku eyle. Uzuvların mutmain olunca, yani; hareketinden kesildikten sonra rükudan kalk. Kavmen, yani boyun düz olduktan sonra secde eyle. Secdende mutmainlik ve sükunet hasıl olunca secdeden kalk. Kalkınca bu zikrolunan kıyam, kıraat, rüku, kavme ve secde ve celseyi öğretildiği şekil üzere namazının bütününde işle” buyurmuşlardır.82 81

Bu arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. Buhari, Sahih: 1/152; Müslim, Sahih: 1/297; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 15/400; Ebu Davud, Sünen: 1/226; Tirmizi, Sünen: 1/393; Bezzar, Müsned: 9/177; Nesai, Sunenu-l’Kubra: 1/329; Nesai, Sünen: 2/124; İbni Huzeyme, Sahih: 1/234; İbni Hibban, Sahih: 5/212; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 5/39; Hakim, Müstedrek: 1/368; Dare Kutni, Sünen: 1/166; Darimi, Sünen: 2/839. 82

37

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Secdelerde, kavmede, celsede âzâyı sakin kılmaktan ibaret olan tadil-i erkân, İmam-ı Yusuf’a göre farzdır.83 İmam-ı Âzam ve İmam-ı Muhammed’e göre, bir rivayette vacip,84 bir rivayette sünnettir.85 Demek ki; rükudan kalkınca bir kere “Subhanallah” diyecek kadar durmak, secdeden kalkınca iki secde arasında bir kere “Subhanallah” diyecek kadar durmak lazım oldu. Eğer sehven (yanılarak) terk ederse İmameyn’e göre sehiv secdesi vacip, İmam-ı Ebu Yusuf’a göre namaz fasid olur. Her halde buna dikkat lazım ki, namaz boşa gitmesin. İmanın kemali farz amellerdir. Hadiste:

ُ‫ُ ْلُاي ْنا ْنُبدو ْنُالْع ْنال‬ “Amelsiz (kâmil manada) iman yoktur”86 diye varid olmuştur. Yani farz amelsiz, sade iman Cennete dâhil etse de, kemal ve tamam olması amelin katılması iledir. Bütün farz amellerin aslı ve dinin direği, beş vakitte mükellef üzerine edâsı farz olan namazdır. Bu namaz, her ibadeti kendinde toplamıştır. Zikir ve kıraat, tesbih ve tehlil, tekbir, belki yedi kat semâvâtta olan meleklerin hepsinin ibadetlerini toplamıştır. Mi’rac-ı Şerif’te Peygamberimiz (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) görüp arzu ettiğinden, Allah-u Teâlâ kullarına habîbi Muhammed (Aleyhisselam) vasıtasıyla göndermiş olduğu bütün ibadetleri 83

Alauddin es-Semerkandi, Tuhfetu-l’Fukaha: 1/96; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali: 143; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 1/105; Mevsili, İhtiyar: 1/52; Baberti, İnaye: 1/300; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 2/102. 84 Alauddin es-Semerkandi, Tuhfetu-l’Fukaha: 1/96; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali: 143; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 1/105; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 1/338; Mevsili, İhtiyar: 1/53; Baberti, İnaye: 1/278, 300; Molla Hüsrev, Durer: 1/71; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 1/317, 2/102. 85 Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 1/164; Mevsili, İhtiyar: 1/53; Molla Hüsrev, Durer: 1/71. 86 Farklı lafızlarla bkz: Lalekâi, Şerhu Usuli İtikadi Ehli-s’Sünne: 4/921, 930.

38

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ toplamıştır. Şeriatın aslı ve dinin direği mesabesinde vaki olmuş bir haberdir. Bu ümmet-i merhumenin ibadetleri, bu yönüyle, geçmiş ümmetler üzerine faziletli ve üstün olduğuna dalalet eden delildir. Allah-u Teâlâ buyurdu ki:

۩ُ‫ا ْنُ ْربْ ْكُلْبالُنَ ْصاد‬ ٌ ‫(ُهُٰ ْذاُتْني‬ )ُُ‫صادهُتْ ْعا ُٰلىُبالع ْصاة‬ ْ ‫يلُِلر‬ “Kuşkusuz Rabbin her an gözetlemededir.”87 Bu, Hakk Teâlâ’nın âsileri gözetlediğinin temsilidir. Yani, yol üzerinde olup gelen yolcuları gözetlemek. Bu ayet-i celile, Cenab-ı Hakk’ın âsileri gözetleyici ve hâzır olduğuna bir temsildir. Manası: “Muhakkak ki Rabbin Teâlâ, âsi ve zalimlerin cezalarını gözetleyicidir. Ameller ve ibadetler Allah’ın ilminde gizli kalmaz” veyahut “Rabbinin melekleri sırat üzerinde gözetleyici ve hazırlardır” demektir. Bu ayetin tefsirinde beyan buyurmuşlar ki, Cehennem köprüsü üzerinde yedi yerde sual olunur: 88 Evveli imandan(dır). Eğer imanı riya ve nifaktan salim ise kurtulur. Eğer salim değilse cehennem ateşine düştü. İkincisi namazdan. Eğer namazın rükû ve secdesini tam yaparak doğru vaktinde edâ eyledi ise kurtulur. Eğer namazı doğru kılmadı ise cehennem ateşine düştü. 87

Fecr Suresi: 14. Mukatil b. Süleyman, Tefsir: 4/689; Sehl b. Tüsteri, Tefsir: 1/193; İbni Kesir, Tefsir: 4/523; Semerkandi, Tefsir: 3/579; Salebi, el-Keşfu ve-l’Beyan: 10/200; Nisaburi, Tefsiru-l’Vasît: 4/482; Sem’ani, Tefsiru-l’Kur’an: 6/221; Kurtubi, Tefsir: 20/50; Suyuti, Durru-l’Mensur: 8/509; İsmail Hakkı Bursevi, Ruhul’Beyan: 10/427. 88

39

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Üçüncüsü zekâttan, dördüncüsü oruçtan, beşincisi Hacc ve Umre’den, altıncı abdest, gusül ve cenabetlikten yıkanmaktan, yedincisi de ana-babaya iyilik yapmaktan, yani ana-babaya itaat ve hukukuna riayetten sualdir. Eğer bunlardan kurtulup çıkarsa, o adama denir ki: “Haydi Cennet’e!” Eğer bu suallere cevap veremez ise Cehennem’e düşer. Eğer imandan sonra namazın cevabını verirse, öbürleri kolay olur.

۩ُ...ُ‫ْوجي ْئُيْو ْمئ ٍذُب ُْج ْه ْن ْم‬ “O gün Cehennem getirilir…”89 Ve cehennem’e yetmiş bin yular vurulur. Yetmiş bin melek çekerek, hışım ve gazapla arasata götürülür.90 O günde insan günahını yâd edip pişman olur. Lakin o vakitteki pişmanlık ve gafletten uyanma, nasihat kabul edip, vaazlanma, nasihat almak neye yarar? Dünyada iken tefekkür edesin ki, tedarikli olasın.

89

Fecr Suresi: 23. Mukatil b. Süleyman, Tefsir: 4/691; Vehb b. Müslim, Tefsiru-l’Kur’an: 2/48; Taberi, Camiu-l’Beyan: 24/419; Ebu İshak ez-Zeccac, Meaniyu-l’Kur’an: 5/324; Maturidi, Te’vilâtu Ehli-s’Sünne: 10/526; İbni Ebi Zemenin, Tefsiru-l’Kur’anil’Aziz: 5/131; Kurtubi, el-Hidaye ilâ Buluği-n’Nihaye: 12/8264; Nisaburi, Tefsiru-l’Vasît: 4/485; Beğavi, Mealimu-t’Tenzil: 5/252; Fahru-r’Razi: Mefatihul’Ğayb: 31/159; Beydavi, Envaru-t’Tenzil: 5/311. 90

40

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ İBADETLERDE NİYET91 Bir kimsenin Ramazan-ı Şerif’ten bir gün, iki gün, üç gün kazası olsa, tutmaya niyet etse ama hangisi olduğunu tayin etmese, kazası sahih olur. İki Ramazan’dan kazası olsa, iki niyet eylese sahih olmaz. “Geçen senelerden olanın kazası” diye niyet etmesin. (Çünkü bunda tayin vardır.)

92

Namazın kazasında da sahih olmaz. Mesela üzerinde öğle namazının kazası olsa, hem ilk kazaya kalana, hem son kazaya kalana niyet etse ya da “filan günün öğle namazı” diye niyet etmeyip de sadece namaza diye niyet etse sahih olmaz. (Çünkü bunda tayin yoktur.)93 Sahib-i tertib değildir ve namazı birden çok kazaya koymuş, ayını ve gününü bilmiyor. Kendince bir tahmin ile, mesela; altı aylık kazaya kalmış namazı kaza edecek olursa, ya evvelinden başlar ya sonundan başlar.94 ELFÂZ-I KÜFÜR VE LİSANIN AFETLERİ Elfâz-ı küfür (küfür lafızları) ve lisan afetleri beyan olunur. Özellikle büyük peygamberler hazerâtının şeriatlarına ve yüce şanlarına kusur ve ayıp verecek çirkin kelime demekten gayretle kaçınılsın. Bunlara dil uzatan kimse tevbe ile düzelmez ise geciktirmeksizin katledilir.95 Anaya sövmek insanlar arasında yaygınlaşmıştır. Hâlbuki manası düşünülse, kendine zina isnad etmiş olur. Kişinin kendine 91

Tarafımızdan yeri değiştirilip buraya alınmıştır. Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 2/381; Molla Hüsrev, Durer: 1/127; Baberti, İnaye: 4/275; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 5/560; Şeyhzade, Mecmaul’Enhur: 2/735; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/735; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 6/221; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 1/297. 93 Molla Hüsrev, Durer: 1/127; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 1/297; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/66. 94 Ceride-i İlmiyye Fetvaları: 14. 95 Suğdi, Nutef fi-l’Feteva: 2/694; Molla Hüsrev, Durer: 1/299; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 5/124, 135; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/677; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 4/63, 215, 232, 234; İbni Abidin, Ukudu-d’Durriyye: 1/102, 104. 92

41

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ zina isnad etmesi ne büyük kabahattir. Ve kendi anasına sövdürmeye sebep oluyor. Bu dahi çirkindir. Müslüman olan kimse kâfirlere mahsus olan fiillerden kaçınmalıdır. Maskaralık edip başına kâfir şapkası giymek gibi. Ve kefere ile tutuşup âyinleri üzere horoz depmek gibi. Bunlar için iman ve nikâhın yenilenmesi icab eder. Bil ki, İslâm’ın gereği olarak, bütün hareket ve davranışlarında kefereye benzemekten korunmak ve muhalefet etmek lazımdır. Bir kimse şeriatte varid olan mütevatir haberleri inkâr etse, manevi tevatür de olsa küfürdür. Bir hadis-i şerifi reddetse, bazı meşayıh “küfürdür” dediler. Müteahhirin âlimler “mütevatir yahut hafife alma ve hakir görme yoluyla olursa küfürdür” dediler. 96 Bir kimse Allah (Celle Celâluhu)’nun kelamını kendi kelamı bedelinde kullansa, mesela; insanların izdihamı olan yerde:

۩ُ‫ُجنعا‬ ْ ‫ف ْْج ْنع ْناهم‬ “Böylece onların hepsini bir araya toplamışızdır”97 dese veyahut Yahya ismindeki bir şahsa:

۩ُ‫اب‬ ْ ‫يْاُيْح ُٰيىُخذُالك ْت‬ “Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl”98 dese küfürdür.99 96

Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 1/167, 8/8; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 7/331; Baberti, İnaye: 1/426, 10/95; Zebidi, Cevhere: 1/4; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 2/481; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 2/243; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/692; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 4/223; Hace Necah el-Halebi, Fıkhul’İbadat: 1/15; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/265. 97 Kehf Suresi: 99. 98 Meryem Suresi: 12. 99 Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/693; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/267.

42

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Bir kimse Kur’an’ı, mescidi, mektebi veya çocuklara dini eğitim veren (kimseyi) veya talebeyi veya şer’î vaizi, bunlar gibi şer’an tazim olunan bir şeyi hakir görüp ve hafife alsa küfürdür.100 Bir kimse şarap içmeye, zina etmeye veyahut kat’î haram olan bir şeyi yemeye başladığında “Bismillah” dese küfürdür.101 Haram yedikten sonra “Elhamdülillah” dese, ihtilaf olundu. Eğer bu yediği üzerine hamdettiyse küfürdür.102 Bir kimse “Allah-u Teâlâ benim malımı noksan ediyor. Ben de onun hakkını noksan edip namazı kılmam” dese küfürdür.103 Veyahut “şu ecri, yani; namazı, kim sona erdirmeye kadir olur?” veyahut “kılması da terki de birdir” dese küfürdür.104 Bir fâsığa denilse ki “namazını kıl, tâ ki tadını bulasın” o da cevabında “sen kılma ki namazın terkinin tadını bulasın” dese küfürdür.105 Abdestsiz, riya olarak namazı kılsa veya hafife aldığından namazı terk etse küfürdür.106 “Namaz bir şey değildir, karın doyurmaz” diyerek “edâ olunmayıp kılınmadığı zaman da kokar ve yere batar bir şey değildir” dese küfürdür.107 100

Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/270; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 5/132. 101 Bezzazi, Feteva: 2/459; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye:2/273; İbni Şihne, Lisanu-l’Hukkam: 1/416; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/693; Halil Günenç, Günümüz Meselelerine Fetvalar: 2/278; Seyda Muhammed Konyevi, Asrımız Meselelerine Fetvalar: 370. 102 İbni Şihne, Lisanu-l’Hukkam: 1/416; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/273. 103 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/268; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 5/131. 104 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/268. 105 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/268. 106 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/268. 107 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/268.

43

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Bir kimse açıkça bir sebep olmayarak ulemaya buğzetse küfründen korkulur.108 Şârih der ki “zahir olan küfürdür.” Zira uhrevi ve dünyevi bir sebep olmaksızın âlime buğzetmek, şeriate buğzetmek demektir. Onu inkâr edenin küfründe şüphe yoktur. Bıyığını kesen bir fakihe “ne kötü, ne çirkin oldu” dese küfürdür.109 Bir kimse yüksek bir yerde oturup ona mesele sorsalar, sonra alaylı bir şekilde yastığına vurup gülüşseler cümlesi tekfir edilir, şeriatı hafife aldıkları için.110 Bir kimse çocuklara dini eğitim veren hocaya kendini benzetip, maskaralık üzere bir değnek alıp çocuklara vursa küfürdür.111 Bir kimseye denilse ki “kalk ilim meclisine gidelim” o da “ulemanın emrettiği şeyle amel etmeye kim kadir olabilir” dese küfürdür. 112 “Bir kimse helal ve haram bilmem” dese veyahut ulemadan birisi ilimden bir şey söyler iken ya da sahih hadis rivayet eder iken onu reddetmek için “bu bir şey değildir, olmadı” dese veyahut “Bu sözler hangi işi düzeltir? Lazım olan dirhem ve para bulunmalı. Zira izzet ve hürmet şimdi paraya, ilme değil” dese tekfir edilir.113

108

Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/270; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/703. 109 Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/703. 110 İbni Şihne, Lisanu-l’Hukkam: 1/415; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/270; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/704. 111 Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/704. 112 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/270, Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/703. 113 Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/703; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/271.

44

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ “Falan insan kıble veya Ka’be olsa ona teveccüh etmem” dese küfürdür.114 Bir kimse “imanın sıfatını (inkâr niyetiyle) bilmem” dese küfürdür. Şemsu’l Eimmetu’l Hulvâni (Rahimehullah) buyurdu ki “Bu insan için din, namaz, oruç, taat, nikâh yoktur. Veledleri veled-i zinadır.”115 Bunda şu da var ki, kalbiyle tasdik, dil ile ikrar ile bil icma’ mü’mindir. İman ile vasıflandıktan sonra imanın sıfatını bilmemek imandan çıkarmaz. Bir kimsenin dinden döndüğü (bilinmeden) veyahut kesici bir alet ile haksız yere, bilerek bir insanı öldürdüğü (bilinmeden) veyahut evlendikten sonra zina ettiği malum olmadan “falan insanın katli helaldir veyahut mübahtır” dese haramı helal veya mübah kıldığı için tekfir olunur.116 Bir kimse başka bir kimseye “üzerine ve İslâmına lanet olsun” dese küfürdür.117 “Bu zaman zaman-ı küfürdür. İslâmiyet elde edilecek zaman değildir” dese küfürdür.118 Dövücü bir insana “sen müslüman değil misin?” denildiğinde, bilerek “yok” dese küfürdür. Eğer hata ile dese küfür olmaz.119

114

Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/269. Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/257. 116 İbni Şıhne, Lisanu-l’Hukkam: 1/415; İbni Nüceym, Bahrur-r’Raik: 1/207, 5/132; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 1/297, 4/223; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/272. 117 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/257. 118 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/278. 119 Bezzazi, Feteva: 2/450; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/277. 115

45

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ SORULAR [Soru]: Zeyd ulemadan Amr ile çekişip, hiddet esnasında “lânet sana ve ilmine” dese Zeyd’e ne lazım olur? [el-Cevâb]: Amr’ın ilmi din ilimlerinden ise, iman ve nikâhı yenilemesi lazım olur.120 [Soru]: Cahil olan Zeyd, âlim olan Amr’a “saçmalıyorsun bre pez…” diye sövdüğünde bazı kimseler “Amr ilim ehlindendir. Niçin ona sövüyorsun?” dediklerinde Zeyd Amr’a “senin ilmin bir şey değildir, kulağıma girmez” dese Zeyd’e ne lazım gelir? [el-Cevâb]: Ta’zir olunur. Amr’ın ilmi din ilimlerindense ve Zeyd de hakir gördüyse iman ve nikâhı yenilemesi gerekir.121 [Soru]: Zeyd, Amr’a “okuyana ve okumaya heves edene ve okumanın mucidine lanet olsun” dese ne lazım gelir? [el-Cevâb]: İman ve nikâhı yenilemesi lazım gelir.122 [Soru]: Ulemadan Zeyd, cahil Amr’ın kardeşinin kızı Hind ile evlenmeyi murad ettiğinde, Amr Zeyd’e kızıp “sen ne biçim ilim ehlisin” dese Amr’a şer’an ne lazım gelir? [el-Cevâb]: Eğer ilmi hakir görmek (niyetinde) değilse tazir ile yetinilir.123 [Soru]: Zeyd Amr’a cima lafzıyla din ve imanına sövse ne lazım gelir?

120

Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/91; Ata'î Nev'î-zâde Mehmed Ata-Allâh b. Yahyâ, Fetâvây-i Atâ’iye: 42. 121 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/91; Necati Demirtaş, Açıklamalı Osmanlı Fetvaları: 2/624. 122 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/91; Ata'î Nev'î-zâde Mehmed Ata-Allâh b. Yahyâ, Fetâvây-i Atâ’iye: 42. 123 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/91; Çeşmizade, Hulasatü-l’Ecvibe: 106.

46

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ [el-Cevâb]: İman ve nikâhı yenilemesi lazım gelir. Başka bir cevap da; imanı yenilemesi gerekir, evli ise nikâhı da yenilemesi gerekir. Lakin hanımın izni gerekir.124 [Soru]: Zeyd komşusu Amr ile çekişip sinir anında Amr’ın dinine imanına ve mezhebine sövse “bre kâfir yahudi” diye söz söylese ne lazım gelir? [el-Cevâb]: Zeyd’e şiddetli tazir gerekir. İman ve nikâhını yenilemesi dahi lazımdır.125 [Soru]: Zeyd’in Amr ile bir hususa dayalı olarak davası olsa, Amr Zeyd’e “ben bu hususu şeriat ile gördürürüm” dediğinde, Zeyd “Şeriat var ise kanun dahi var. Ben şeriatı bilmem, kanun ile hallederim” dese Zeyd’e ne lazım gelir? [el-Cevâb]: İman ve nikâhı yenilemesi lazımdır.126 [Soru]: Bir meslek ve sanat erbabından olan Zeyd’in esnaf başkanı olan Amr ile davaları olsa, Zeyd de Amr’a “şer’i şerîf’e varalım, ben şeriate razıyım” dese, Amr da “biz aramızda hallederiz, bizim aramıza şeriat giremez” dese Amr’a ne lazım gelir? [el-Cevâb]: İmanını ve nikâhını yenilemesi gerekir.127 [Soru]: Meslek ahalisinden Zeyd, o meslekten olan Amr’ı şeriat mahkemesine davet ettiğinde, bu meslek erbabları “bize şeriat karışmaz. Biz bilirkişiye gideriz” deseler, bunlara ne lazım gelir? [el-Cevâb]: İman ve nikâhlarını yenilemeleri lazımdır.128 124

Feyzullah Efendi, Fetâvâ-yı Feyziyye: 129; Ceride-i İlmiyye Fetvaları: 249; Şeyhulislam Ali Efendi, Feteva-i Ali Efendi: 195. 125 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/90; Necati Demirtaş, Açıklamalı Osmanlı Fetvaları: 2/628. 126 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/92; Şeyhulislam Ali Efendi, Feteva-i Ali Efendi: 192; Ceride-i İlmiyye Fetvaları: 251. 127 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/92; Şeyhulislam Ali Efendi, Feteva-i Ali Efendi: 192.

47

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ [Soru]: Zımmi olan Zeyd “Şeriat-ı Muhammediyye’yi ben tutmam ve şeriate itaat etmem” dese Zeyd’e ne lazım olur? [el-Cevâb]: Şiddetli darp olunur.129 [Soru]: Bu Zeydi koruma altına alan ve himaye eden Müslüman Amr’a şer’an ne lazım olur? [el-Cevâb]: Şeriat-ı Şerifeyi hakir gördüğü için himaye ettiyse iman ve nikâhını yenilemesi lazımdır.130 [Soru]: Zeyd kürsüye çıkıp vaaz esnasında “rakının damlası helaldir” dese Zeyd’e ne lazım olur?

َُْ

َْْ َ

َ

ََ ْ َ ََْ

َ ً َ َ [el-Cevâb]: (‫س يكف ُر‬ ِ ‫)م ِن اعتقد الحَلل حراما و ِبالعق‬

“Helale haram diye, harama helal diye inanan tekfir olunur (Kâfir 131 olur)” Allah (Celle Celâluhu) onu kahretsin ki, iman ve nikâhını yenilemesi lazım olur.132 [Soru]: Zeyd “Ben bir müslümanın zorla ekmeğini alıp yerim. Bana Müslümanın malı helaldir” dese, Zeyd’e ne lazım gelir? [el-Cevâb]: İman ve nikâhını yenilemesi lazım olur.133 [Soru]: Bir mescid-i şerifte imam olan Zeyd, “Fukahanın düğünde çalınmasını caiz görmediği davul ve zurnayı ben oğlumun sünnet düğününde çaldıracağım” dese Zeyd’e ne lazım olur? 128

Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/91; Şeyhulislam Ali Efendi, Feteva-i Ali Efendi: 192. 129 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/93. 130 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/93. 131 İbni Şıhne, Lisanu-l’Hukkam: 1/415; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/272; Molla Hüsrev, Durer: 1/324; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 1/207; Tahtavi, Haşiye: 1/138; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 1/297. 132 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/89; Necati Demirtaş, Açıklamalı Osmanlı Fetvaları: 2/621. 133 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/89.

48

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ [el-Cevâb]: (Helal gördüğü için) İman ve nikâhını yenilemesi gerekir.134 [Soru]: Zeyd faize “helaldir” dese ne lazım olur? [el-Cevâb]: İmanını yenilemesi gerekir.135 [Soru]: Zeyd, Amr’a “Sana şarap haramdır, bana helaldir” dese ne lazım olur? [el-Cevâb]: İmanını yenilemesi lazımdır.136 [Soru]: Zeyd Amr’a “Seni zabithâna şikâyet ederim” dediğinde, Amr Zeyd’e “eğer etmezsen Andria papazının şapkası başına olsun” dese Amr’a ne lazım olur? [el-Cevâb]: Ta’zir lazım olur. Ve küfre rıza gösterirse iman ve nikâhını yenilemesi lazımdır. 137 [Soru]: Zeyd Amr’a “Sende olan şu kadar hakkımı yarın senden şeriatle alırım” dediğinde Amr “bildiğinden kalırsan Andria papazının ve yahudilerin şapkası başına olsun” dese veya “Müslüman değilsin ey firavun” dese ne lazım olur? [el-Cevâb]: Küfre rıza göstermek kaydıyla dediyse iman ve nikâhını yenilemesi lazımdır. Göstermediyse ta’zir lazım olur.138 [Soru]: Zeyd, İmam Amr ile çekiştiğinde Amr’a “Bre Zalim! Allah seni imanından ayırsın” dese Zeyd’e ne lazım olur? [el-Cevâb]: Küfre rıza yok ise ta’zir gerekir.139

134

Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/89. Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/89. 136 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/89. 137 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/88. 138 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/88. 139 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/88. 135

49

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ [Soru]: Zeyd, zımmi olan Amr’a sohbet esnasında “Birader şu işi şöyle yap” dese, Zeyd’in İslâmına zarar olur mu? [el-Cevâb]: Olmaz. Amma Müslümana yakışmaz.140 [Soru]: Müslüman olan Zeyd, zımmi olan Amr’a sohbet esnasında “baba” dese, Zeyd’in imanını yenilemesi lazım olur mu? [el-Cevâb]: Olmaz.141 [Soru]: Müslüman olan Zeyd, yolda karşılaştığı zımmi olan Amr’a, paskalya gününde rast geldiğinde “Bayram-ı Şerifiniz mübarek olsun” dese Zeyd’e ne lazım olur? [el-Cevâb]: İmanını ve nikâhını yenilemesi lazım olur.142 ZİRAAT VE YARICILIK (YARI YARIYACILIK) İmam-ı A’zam’a göre ziraatte üçte bir ve dörtte bir caiz değildir. İmam-ı Muhammed ve İmam-ı Ebu Yusuf’a göre caizdir. Fetva İmameyn’in sözleri üzerinedir.143 Ziraat ve yarıcılık etmek, dört vecihle İmameyn’e göre caizdir: 1-Eğer tarla ve tohum birisinin, amel ve öküz birisinin ise caizdir. 2-Amel, öküz, tohum birisinin, yalnız tarla birisininse bu surette de caizdir. 3-Eğer tarla, öküz ve tohum birisinin, yalnız amel birisininse caizdir. Ve bu Kastamonu diyarında amel bunun üzeredir. 4-Eğer tarla, öküz birisinin, tohum ve amel birisinin olursa batıl olur.144 140

Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/86. Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/86. 142 Abdurrahim Efendi, Feteva: 1/86. 143 Suğdi, Nutef fi-l’Feteva: 1/182, 2/548; Baberti, İnaye: 9/463; Ebu Bekir b. Ali, Cevheretu-n’Neyyireh: 1/370; Zeylai, Tebyinu-l’Hakayık: 5/278; Takıyyuddin Subki, Feteva: 1/417; Zuhayli, el-Fıkhu-l’İslami ve Edilletuhu: 6/4684. 141

50

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Yarıcılığın şartındandır ki, çıkan mahsulün ortak olması, ortaklardan birisinin bir kilo fazla alacağı tayin olursa, yani o ikisinden birisi bir kilo fazla almayı şart ederse yarıcılık batıl olur.145 Eğer o tarla sahibi “bu tarlanın mahsulü benim, diğer tarlalar müşterek” dese yine batıl ve fâsiddir. Belki o tarladan mahsül çıkacak, diğer tarladan mahsül çıkmayacak veya âfete uğrayacak. O vakit ortakçı açıkta kalır. Ona hainlik olur. Ama bu diyarda (Kastamonu) ağalık namıyla anılan kişilerin aldıkları “işçi masrafları” diye alınan veyahut kendine mahsus tarla ektirmesi şer’an caiz değildir. Şeriate muhalif olduğu için helal olmaz. Ve sahibi bereketini bulmaz. Eğer tohum için ortadan bir tarla ektirip, oradan çıkan mahsulü daima tohum için alması umulur ki caiz olur. YEMEK YEMENİN BEYANI Yemekte farz olan, helak olmayı defedecek miktar yemektir.146 Zira bedenin bekâsı yemek iledir. Mendub olan yemekse, farz miktardan fazla ola ki, namazı ayakta iken edası mümkün olsun.147 Oruç dahi üzerine kolay olsun. Mübah olan yemekse,

144

Suğdi, Nutef fi-l’Feteva: 2/549; Alauddin Semerkandi, Tuhfetu-l’Fukaha: 3/265; Kasani, Bedaiu-s’Sanai: 6/178; Merginani, Hidaye: 4/338; Mevsıli, İhtiyar: 3/76; Baberti, İnaye: 9/465; Ebu Bekir b. Ali, Cevheretu-n’Neyyireh: 1/370; Bedreddin Ayni, Binaye: 11/485; İbni Şihne, Lisanu-l’Hukkam: 1/406; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 2/325; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/501; Meydani, Lubab: 2/229; Zeylai, Tebyinu-l’Hakayık: 5/280; Hafizuddin Nesefi, Kenzud’Dekaik: 1/596; Serahsi, Mebsut: 23/19; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/238; Zuhayli, el-Fıkhu-l’İslami ve Edilletuhu: 6/4693. 145 Yani belirli bir kilo tayin edilemez. Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/235; Serahsi, Mebsut: 23/61, 69; Muhammed Kadri Paşa, Mürşidu-l’Hayran: 1/99; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 6/178. 146 Molla Hüsrev, Durer: 1/310; Bedreddin el-Ayni, Minhatu-s’Suluk: 1/470; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/136; Mevsili, İhtiyar: 4/170. 147 Molla Hüsrev, Durer: 1/310; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/136; Mevsili, İhtiyar: 4/170.

51

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ bedenin kuvvetli olması kasdıyla tokluğa ulaşmaktır.148 Bunda ecir vardır, zarar yoktur. Yemenin bir nevisi haramdır. O da, bedenin kuvvetli olmasını kasd eylese dahi doyduktan sonra yemektir. Zira malı zayi etmektir ve hem de nefse hastalıktır.149 Eğer ki oruca kuvvet bulmak için veyahut misafiri olup da, utanmasın diye doyduktan sonra yemekte beis yoktur. Lakin aklen ve şer’an hoş görülmemiştir. Çok çeşit meyve yemekte beis yoktur. Lakin çok çeşidi terk etmek efdaldir. Birkaç çeşit yemek yapmak israftır;

۩ُ‫ُكلواُ ْواش َْبواُ ْو ْلُتسَُفواُانْه ُْلُيحبُالُنسَفي ْن‬... “… yiyin, için, fakat israf etmeyin, çünkü O, israf edenleri sevmez.”150 ayet-i celilesi bunu beyan eder. Yani yiyin için lakin israf etmeyin. İsraf edenleri Vacib Teâlâ sevmez ve razı olmaz, haramdır.151 Helal yemeği harama vardırmak akıl kârı değildir. Allah-u Teâlâ buyurdu ki:

148

Molla Hüsrev, Durer: 1/310; Bedreddin el-Ayni, Minhatu-s’Suluk: 1/470; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/136; Mevsili, İhtiyar: 4/170. 149 Molla Hüsrev, Durer: 1/310; Bedreddin el-Ayni, Minhatu-s’Suluk: 1/470; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/136; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 5/351; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/208; Mevsili, İhtiyar: 4/170. 150 Araf Suresi: 31. 151 Tahtavi, Haşiye: 1/23; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/147; Zeylai, Tebyinul’Hakaik: 5/192; Abdulğani Makdisi, Şerhu Umdetu-l’Ahkam: 4/4; Hadimi, Berika: 1/253; Muhammed Şeybani, Kesb: 1/79; Zeynuddin er-Razi, Tuhfetul’Muluk: 1/272; Serahsi, Mebsut: 30/266; Abdurrahman Ceziri, el-Fıkhu ala Mezahibi-l’Erbaa: 1/71; Şemseddin Hanbeli, Ğızau-l’Elbab: 2/108.

52

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ْ ‫يْاُاْيـ ْهاُالَسلُكلواُم ْن‬ ۩ُ‫واُصالحا‬ ْ ‫ُالطي ْباتُ ْواع ْنل‬ “Ey peygamberler! Temiz ve helal olan şeylerden yiyin ve güzel işler yapın.”152 Yani, Ya İsa (Aleyhisselam) ve cemi peygamberler! Helal ve temiz olandan yiyin ki amel-i salih işleyesiniz. Zira helal lokma insanı amel-i salihe, haram lokma ise ma’siyete sevk eder. Sofra üzerine ihtiyaç miktarı kadar ekmek koymalıdır. Fazlası israftır. Parmakları ve bıçağı ekmeğe silmek ve tuzluğu ekmek üzerine koymak mekruhtur.153 Bir kimsenin elinden lokması düşse, almayıp terk eylese israftır. Nebi (Aleyhisselam):

ْ ‫اُس ْق‬ ُ 154ُ‫طتُلق ْنةُأ ْ ْمدكمُفْلينطُُ ْعنُ ْهاُالْ ُٰذىُ ْول ْيأكل ْها‬ ْ ‫إ ْذ‬ “Sizden birinizin lokması (yere) düştüğünde, ondan ezâyı gidersin ve onu yesin.”155 “Düşen lokmadan ezayı, yani üzerinde bulunan tozu toprağı giderip yiyin” buyurmuşlardır.

152

Mu’minun Suresi: 51. İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/208, 210; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/340; Serahsi, Mebsut: 30/268; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 5/351; Muhammed Şeybani, Kesb: 1/82; Mevsili, İhtiyar: 4/178. 154 Kitabın aslında olmadığından arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 155 Müslim, Sahih: 3/1607; Ebu Davud, Sünen: 3/365; Nesai, Sünenu-l’Kubra: 6/266; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 8/42; Beyhaki, Edeb: 1/168; Ebu Ya’la, Müsned: 6/63; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 3/239; İbnu-l’Esir, Camiu-l’Usul: 7/401. 153

53

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Bilemezsiniz ki yemeğin hangi lokmasında vücuda fayda vardır. Onun için, yemek kabının dibini sünnetlemek meşru oldu. Yemenin sünneti, evvelinde besmele ile başlamak, sonunda “Elhamdülillah” demek ve tuz ile başlayıp yine tuz ile son vermek.156 Nebi (Aleyhisselam):

ُ‫ضىُمنُ ْعبدهُالنؤمنُإ ْذاُقد ْمُإلْيُهُ ْط ْعا ٌم‬ ُْ ٰ ‫إ ْن‬ ْ َْ‫ُاللُتْ ْعالْىُي‬ ُ 157ُُ‫ُْاللُْفيُآخَه‬ ُ ٰ ‫ُاللُفيُأ ْ ْولهُُ ْويْح ْند‬ ُْ ٰ ‫أْنُي ْسن ْي‬

“Önüne yemek konulduğunda evvelinde “Bismillah” sonunda “Elhamdulillah” diyen kulundan Allah-u Teâlâ razı olur”158 buyurmuşlardır. Yemek yemenin sünnetlerinden birisi de yemekten evvel ve sonra elleri yıkamaktır. Zira Nebi (Aleyhisselam):

ُ 159ُ‫اللْ ُْن ُْم‬ ُ ُ‫الط ُْعامُُ ُيْنُفُىُالُ ُْفقُ َُُْ ُْو ُبْعُ ُْدهُُ ُيْنُفُى‬ ُْ ُ‫ل‬ ُْ ُ‫ُاْلُوُضُوءُُ ُقْب‬ “Yemekten evvel eli yıkamak fakirliği def eder ve yemekten sonra yıkamak göz değmesini ve deliliği def eder”160 buyurmuştur. 156

Zeynuddin er-Razi, Tuhfetu-l’Muluk: 1/273; Bedreddin el-Ayni, Minhatus’Suluk: 1/474; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/337. 157 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 158 Bu Lafızlarla: Mevsili, İhtiyar:4/180; Farklı Lafızlarla: Müslim, Sahih: 4/2095; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 19/36; Tirmizi, Sünen: 3/326; Bezzar, Müsned: 14/49; Nesai, Sünenu-l’Kubra: 6/310; İbni Sünni, Amelu-l’Yevme ve-l’Leyle: 1/436; İbni Ebi Şeybe, Musannef: 5/138; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 8/168; İbnul’Esir, Camiu-l’Usul:4/312; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 8/174; Beğavi, Şerhus’Sunne: 11/280; Suheyb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 12/212; İbni Asakir, Mu’cem: 2/898; Ebu Ya’la, Müsned: 7/298; İbni Hacer el-Askalani, İthaful’Mehere: 2/21; San’ani, Fethu-l’Ğaffar: 4/1952. 159 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir.

54

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Yemekten evvel, öncelikle gençler (elleri) yıkar. (Sonra yaşlılar yıkar.) Yemekten sonra öncelikle ihtiyarlar yıkar. (Gençler onlardan sonra yıkar.) İFTİRA CEZASI BÂBI Kazf, lugatta atmaya derler.161 Şeriatta zina suçunu isnad etmeye derler. İcma-ı ümmet ile günah-ı kebairdendir. Fethu-l’Kadir’de dahi günah-ı kebairden olduğu yazılı olup, lakin mutlak olduğu halde değil, iftira atılanın huzurunda olduğunda büyük günahlardandır.162 İftira edilenin huzurunda olmadığında Şafii katında küçük günahlardandır.163 Bir kimse iffeti, ırzı ve namusu yerinde olan bir erkeğe veya hanıma açıkça zina ile iftira etse, iftira edilenin talebiyle iftira cezası uygulanır. Yüz, baş ve avret mahallinden hariç diğer mahallere ayrı ayrı had (sopa) vurulur. Zina isnad edilen insanın muhsan (olması demek), yani mükellef, âkil ve bâliğ, hür, Müslüman, zinadan uzak, iffetli, namuslu olmasıdır.

160

Ebu Davud, Sünen: 3/345; İbni Ebi Şeybe, Müsned: 1/307; Tirmizi, Sünen: 3/345; Ahmed B. Hanbel, Müsned: 39/136; Ahmed b. Mervan, el-Mecalisetu ve Cevahiru-l’İlm: 3/42, 5/214; Kudai, Müsnedu-ş’Şihab: 1/205; Beğavi, Şerhus’Sunne: 1/350; Taberani, Mu’cemu-l’Evsat: 7/164; Hâkim, Müstedrek: 7/164. 161 İbrahim Mustafa, Mu’cemu-l’Vasit: 721; Firuzebadi, Kamus: 1379; Arif Erkan, Beyan: 1850; Mevlüt Sarı, Mevarid: 1208; İbni Manzur, Lisanul’Arab:11/74; Kadir Güneş, Mu’cemu-l’Arabi: 936. 162 Kemal İbni Hummam, Fethu-l’Kadir: 5/316; Serahsi, Usul: 2/331; Alauddin Buhari, Keşfu-l’Esrar: 4/227; Molla Fenari, Fusulu-l’Bedai’: 1/286; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 6/362; Molla Hüsrev, Durer: 2/70; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 5/31; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/604; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 4/44; Meydani, Lubab: 3/195; İbni Nüceym, Nehru-l’Faik: 3/153. 163 İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 5/32; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 4/44; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/604; Molla Hüsrev, Durer: 2/70.

55

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Eğer iftira atan derse ki, “babanın oğlu değilsin” demekle nefy ederken gazaplı halde olursa haddolunur. (Gazaplı) olmazsa haddolunmaz.164 İşte böylece insanların lisanında “kerâneci, peze…., deyyuz, dürzü, zâni, puşt, veled-i zina” kadına derken “oros..., kahpe, fahişe” demek gibi sözler, gerek kadın kadına ve gerek erkek erkeğe veya (erkek) kadına desin; ya tazir, ya had icab eder. Eğer dünyada had vurulmaz ise ahirette vurulur. Şüphe etme! Hadis-i Şerifte varid olmuştur. Ey İman Ehli! Şimdi mü’min ve müslümanların hâl-i ahlâkını tefekkür edin! Şer’i şerife tatbik edebilir misiniz? Ey mü’min karındaşım! Nebi (Aleyhisselam) müslümanı şöyle tarif buyurmuştur:

ُ ُ‫ُسل ْمُالُنسلنو ْنُمنُيْدهُ ْول ْسانه‬ ْ ‫اْلُنسلمُ ْمن‬ “Müslüman, elinden ve dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir.”165 Eliyle, lisanıyla kimseye kötülük ve zulüm etmeyecektir. Hâlbuki sen müslüman olduğun halde komşuna alışverişte bin türlü eza, zarar ve ziyan ediyorsun. Şer’an; bir mal sattığın vakitte, üç günden sonra alışverişi feshetme hakkın yoktur. Sen bir mü’min kardeşine mal veya tarla satarsın. O para ile işlerini halledersin. O komşun sana güvenir, parasını verir. Tarla benim oldu diye çalışır. Birkaç sene geçer, tarlanın kıymeti artar. Bunu görünce “ben sana sattım demedim” deyip hükümeti meşgul ederek, mü’min 164

Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/163. Taberani, Mu’cemu-l’Evsat: 3/291; İsbehani, Terğib: 1/70, 1/90; İbni Kesir, Camiu-l’Mesanid: 1/556; San’ani, Fethu-l’Ğaffar: 4/2097; İbni Hacer elAskalani, Metalibu-l’Âliye: 13/170; Buhari, Sahih: 1/11; Müslim, Sahih: 1/65; Ebu Davud, Sünen: 3/4; Tirmizi, Sünen: 4/313; Nesai, Sünen: 8/105. 165

56

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ kardeşini zulme duçar edip, büsbütün zarara ve masrafa uğratıp tarlayı geri alırsın. O adamın parasını alıp, kendisini mahvolma derecesine getirirsin. Zannedersin kâr ettim. Hâlbuki dünya ve ahirette zararda oldun. Nebi (Aleyhisselam) buyurdu ki:

ُ‫اُم ْدثْ ُ ْك ْذ ْب‬ ٌ ‫آيْةُالن ْنافقُث َْْل‬ ْ ‫ثُإ ْذ‬

166

ُ‫ُخا ُْن‬ ْ ‫فُ ْوإ ْذاُاؤتن ْن‬ ْ ْ‫ْوإ ْذاُ ْو ْعدُْأْخل‬

“Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.”167 Artık sen tefekkür et, bu ahlak var mı, yok mu? Böyle bir şeyi satıp sonra geri almak, ya dolandırıcılık ya da münafık ahlakıdır. Böyle vaad edip, pazarlık edip sonra döndüğümüz için felah bulmayız. Avrupa tüccarlarına bak! Ahd ve mukavelelerine hiç halel getirmezler. Sözlerinden dönmezler, yalan yoktur. Aralarında bir mukavele ile milyonlar alıp verirler. Komşularına ve hemcinslerine kötülük ve zulüm etmezler. Onun için zengin oluyorlar. Bu ahlak mü’minde olacak! Zira kitabımız, adalet ve hakkaniyet ile emrediyor. Şeriat, “doğru olun” diye haber veriyor. Bunun sebebi cehalet ve dine dikkat etmeyip, İslâmi vazifenin ne olduğunu öğrenmemek, hemen dünyada bir geçinme olsun da, ahiret ne olursa olsun demektir. 166

Arapçası tarafımızdan eklenmiştir. Mervezi, Zühd: 1/377; Abdullah b. Vehb, el-Cami: 1/606; Kasım b. Sellam, el-İman: 1/45; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 14/314; Buhari, Sahih: 1/16, 3/180, 8/25; Müslim, Sahih: 1/78; Tirmizi, Sünen: 4/315, 5/19; Bezzar, Müsned: 6/504, 14/257; Nesai, Sünenu-l’Kübra: 10/74; Haraiti, Mekarimu-l’Ahlak: 1/79; İbni Hibban, Sahih: 1/490; Taberani, Mu’cemu-l’Evsat: 8/47; Ebu Nuaym, Hilyetul’Evliya: 5/43; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 6/451; Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 1/72; Ebu Ya’la, Müsned: 11/406. 167

57

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Hâlbuki dünya kimsenin mülkiyeti olmaz. Sonra soyar, toprağın altına koyar. Toprağı gözlerine doldurur. Vücudunu dünyadan kaldırır. Ne makam kalır, ne mal, Ne evlad-u iyal, hepsi olur hayal. Hüdâî (Kaddesallahu Esrarehu) Hazretleri buyurdu ki: Bu âlem uykudaki hayale benzer, İçinde insanın ömrü suya benzer. Sakın şimdi hayallere inanma, Te’siriyle akarsuya dayanma! İman ve İslam birdir ki, Hazreti Muhammed (Aleyhisselam)’ın Allah-u Teâlâ Hazretleri tarafından getirdiği şeyleri, kalp ile tasdik, dil ile ikrar etmeye derler. Din ve millet diye, Peygamberimiz Hazretleri’nin Bârî Teâlâ tarafından inanmaya yönelik getirdiği şeylere derler.

58

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ OTUZ İKİ FARZ BEYAN OLUNUR İmanın farzları ve şartları altıdır:

ُ،َُُ‫ُ ُْوالُ ُْيوُمُُالُخ‬،ُ‫ُ ُْورُسُلُه‬،ُ‫ُ ُْوكُتُبُه‬،ُ‫كتُه‬ ُْ ُ‫َلك‬ ُ ْ ‫ُ ُْو ُْم‬،‫الل‬ ُ ٰ ُ‫آ ْمنتُُب‬ ‫اللُ ُتْ ُْعا ُٰلى‬ ُ ٰ ُ‫ن‬ ُْ ُ‫شَُهُُم‬ ُْ ‫خيَُُهُُ ُْو‬ ُْ ُُ‫ُْوبُالُ ُْق ُْدر‬

[1] Allah’a inanmak, [2] Meleklerine inanmak [3] Kitaplarına inanmak [4] Peygamberlerine inanmak [5] Ahiret gününe inanmak [6] Kadere, hayrın ve şerrin Allah-u Teâlâ’dan olduğuna inanmak İslâm’ın şart ve binası beştir: [7] Oruç, [8] Namaz, [9] Hacc, [10] Zekât, [11] Kelime-i Şehadet. Abdestin Farzları dörttür: [12] Yüzünü yıkamak, [13] İki kollarını dirseklerle beraber yıkamak, [14] Başının dörtte birini mesh etmek, [15] İki ayaklarını topuklarına kadar yıkamak. 59

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Guslün Farzları üçtür: [16] Ağzına su vermek, [17] Burnuna su vermek, [18] Bir tüyün bile dibi kuru kalmayacak şekilde bütün bedeni yıkamak. Namazın Farzları on ikidir: [19] Abdest almak, cünüpse gusül etmek, su bulunmazsa ikisinde de teyemmüm etmek. (Hadesten Taharet) [20] Namaza başlamadan bedeninde ve giydiği elbisesinde ve namaz kıldığı yerde dirhemden ziyade necaset var ise onu temizlemek farzdır. (Necasetten Taharet) [21] Setr-i Avret: Avret mahalli, göbeğin altından dizin dahi örtülmesi, karanlık gecede dahi lazımdır. [22] İstikbâl-i Kıble, [23] Vakit, [24] Niyet, [25] İftitah tekbiri almak, Bunlar (namazın) şartlarıdır. [26] Kıyam, [27] Kıraat, [28] Rükû, [29] Sücud, [30] Ka’de-i Âhire: Teşehhüd miktarı oturmak. Bunlar da (namazın) rükunlarıdır. Teyemmüm’ün farzları ikidir: [31] Niyet etmek, [32] Pak, temiz toprağa ellerini iki defa vurmak ve meshetmek. 60

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ İBADETLERİ ALLAH’A HAS KILMAK Allah-u Teâlâ:

۩ُ‫ُ ْو ْلُيشَكُبع ْبا ْدةُ ْربهُاْ ْمدا‬... “… rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.”168 Yani; riya ile veya karşılığında menfaat taleb etmekle Rabbin Teâlâ Hazretleri’nin ibadetinde kimseyi ortak etmesin. Hadis-i Kudsîsinde buyurmuştur:

ُ‫لشَُيك‬ ُْ ُ‫ُ ُْفهُ ُْوُل‬،‫شَُيكا‬ ُْ ُ‫ُ ُْف ُْننُُ ُأ ْشُ َُْ ُْكُ ُْمعُى‬،‫يك‬ ُ ٍ َُ‫ش‬ ُْ َُُُ‫اُخي‬ ُْ ْ‫ُأ ُْن‬ “Ben şerikin hayırlısıyım.” Benim için başkasının ortak olduğu amele ihtiyaç yoktur. O ameli terk ederim. Ona karşılık ve ecir vermem. “Her kim benimle amellerden bir amelde ortak kılsa, o amel ortak içindir.”169 Nebi (Aleyhisselam):

‫لل؛‬ ُ ٰ ُُ‫واُأ ْعُ ُْنا ُلْكُم‬ ُ ُ‫اُالنا ُ!ُ ُأ ْخُ ُلْص‬ ُْ ‫اُأ ْيُ ُْه‬ ُ ْ‫ُي‬

...ُ،ُ‫صُ ُلْه‬ ُ ْ ‫لُ ُْماُأخل‬ ُ ْ ُ‫ال ْعُ ُْنالُُإ‬ ُ ُ‫ن‬ ُْ ُ‫لُ ُيْقُ ُْبلُُم‬ ُ ْ ُْ‫الل‬ ُ ٰ ُ‫ُ ُْفإُ ُْن‬ Kehf Suresi: 110; Ayetin arapça metni kitabın aslında ‫َوالَ يُ ْش ِر ْك لعبَادَة َربِّ ِه اَ َحدًا‬ şeklinde yazılmış olup tarafımızca düzeltilmiştir. 169 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. Darekutni, Sünen: 1/77; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 9/159; Suheyb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 4/482; Hadimi, Berika: 2/170. 168

61

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ “Ey insanlar! Amellerinizi halis yapınız. (Allah-u Teâlâ’ya Teâlâ amelden hiçbir şeyi kabul etmez; ancak başkasının ortak olmasından korunmuş ve halis olanı kabul eder…”170 amelde ortak kılmayınız) Allah-u

،ُ‫لَمُم‬ ُْ ُ‫اُللُ ُْول‬ ُ ٰ ‫ُهُٰ ُْذ‬:‫لُ ُتْقُولُوا‬ ُ ْ ‫ُ ُْو‬...

ُ ...ُ،‫اُشيُ ٌُء‬ ُْ ‫للُمُنُ ُْه‬ ُ ٰ ُ‫س‬ ُ ْ ُ‫ُ ُْو ُلْي‬،ُ‫ُ ُْفإُ ُنْ ُْهاُلُ َْمُنُه‬ “…‘Şu, Allah için ve akrabamız için’ demeyin, (yani bir şeyi tasadduk ettiğiniz vakitte veya kurban adayıp kestiğiniz vakitte “Allah rızası için ve filan akrabası için” demeyin), o ameller akrabalar içindir. (Fakat Allah-u Teâlâ için ortak yoktur. Her şeyden ve ortaklardan müstağni olduğu için) o amellerde Allah-u Teâlâ için bir şey yoktur…(Kendi için halis olmadığından kabul 171 etmez)”

‫اُللُ ُْولُوُجُوهُكُمُ؛‬ ُ ٰ ‫ُهُٰ ُْذ‬:‫لُ ُتْقُولُوا‬ ُ ْ ‫ ُْو‬...

ُ‫اُشيُ ٌء‬ ُْ ‫للُفُي ُْه‬ ُ ٰ ُ‫س‬ ُ ْ ُ‫ُ ُْو ُلْي‬،ُ‫ُ ُْفإُ ُنْ ُْهاُلُوُجُوهُكُم‬ “…‘Şu, Allah için ve büyüklerimiz için demeyin. (Derseniz), o ameller büyükleriniz içindir. Allah-u Teâlâ için o amellerde bir şey yoktur. (Kendi için halis olmadığından kabul etmez)”172

170

Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. Darekutni, Sünen: 1/77; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 9/159; Suheyb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 4/482; Hadimi, Berika: 2/170. 171 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. Darekutni, Sünen: 1/77; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 9/159; Suheyb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 4/482; Hadimi, Berika: 2/170. 172 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. Darekutni, Sünen: 1/77; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 9/159; Suheyb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 4/482; Hadimi, Berika: 2/170.

62

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ [Soru]: “Rasulullah ruhu için, çihâr-ı yâr ruhu için, Bilâl-i Habeşî ruhu için, sâhib-i makam ruhu için, cümle ehl-i iman ruhu için, Allah-u Teâlâ’nın rızası için, evvelinde ve sonunda Fatiha okuyanların ahiri ve akıbeti hayr ola!” diyene Fatiha okumak ve böyle dua etmek var mıdır? Beyan buyurun ki sevap kazanılsın. [el-Cevâb]:

ْ ‫ُاللُتْ ْعا ُٰلىُ ْغيَهُبأْنُيْق‬ ُ )ُ‫ُاللُاْلفْات ْحة‬ ُ ٰ ‫ولُلَوحُف َْل ٍنُ ْولَضْ اء‬ ُ ٰ ‫(ُ ْومَ ْمُاْنُيذ ْك َُْ ْم ْعُاسم‬ “Falanın ruhu için ve Allah rızası için el-Fatiha” diyerek Allah-u Teâlâ’nın ismiyle başkasının zikredilmesi haramdır.173 Allah-u A’lem böyle dua yoktur. Müezzinin veya dua eden kişinin “Bütün müslümanların ruhu ve Allah rızası için Fatiha” demesi caiz değildir. İnsanların çoğu buna mübtelâdır. Bir takım ruhları sayar, sonunda “Allah için Fatiha” der. Hâlbuki haramdır. Meşru değildir. Ya yalnız “Allah rızası için” demeli, başkasını katmamalı veyahut ruhları söyleyip onlar için Fatiha demeli. Ne çâre ki, şer’i şerifin kavillerini ve hallerini tatbik etmeyen ve bilmeyen ve bilmediğini bilmeyenlere nasihat kâr etmez. Türbelere adadıkları kurban da böyledir. Allah-u Teâlâ buyurdu ki:

ْ ‫لْنُُيْ ْن‬ ْ ‫للُْلحوم ْهاُ ْو ْلُد ْماؤ ْهاُ ْولْكنُُيْ ْناله‬ ‫ُالتق ُٰوى‬ ُ ٰ ‫الُا‬

ُ‫واُاللُْ ْع ُٰلىُ ْماُ ْهدْاكم‬ ُ ٰ َ‫ُس ْخ َْ ْهاُلْكمُلت ْكب‬ ْ ‫منُكمُ ْك ُٰذل ْك‬ 174

173 174

ُ۩ُ‫ن‬ ُْ ‫ْوبْشَُالنحسني‬

Ulaşabildiğimiz kaynaklarda bulamadık. Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir.

63

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ “Elbette onların (kestiğiniz kurbanların) ne etleri, ne kanları Allah’a ulaşmaz, ancak ona sizden olan takva ulaşır. Böylece onları istifadenize verdi ki, size yolunu gösterdiğinden dolayı Allah’ı tekbir ile yüceltesiniz. Ve (Ey Muhammed) iyi ameller işleyenleri müjdele.”175 O kurbanın tasadduk olunan etleri ve keserken akan kanları kabul edilmez. Ancak sizden sâdır olan takva ve Allah (Celle Celâluhu) nun emrine olan tazim ve sırf Allah (Celle Celâluhu) için yapılan şey kabul edilir. Ayette zikrolunduğu gibi. O kurbanlar size boyun eğdi. Bu yüzden, doğru yol üzere olup kesme anında tekbir getirip, Allah-u Teâlâ’ya tazim ediniz. Cümle amellerinde Allah-u Teâlâ’nın rızasını talep edenleri cennetle müjdele ey Habibim!

175

Hacc Suresi: 37.

64

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ ADAK VE AKİKA KURBANI Bu ayet-i celileden dahi anlaşıldı ki, adak adayan Allah (Celle kurban etsin. Hâsıl olan sevabı istediği evliyanın ruhuna bağışlasın. Ve “sen ulaştır Ya Rabb!” desin. Celâluhu) için

Her ne için adak adasa veya fukaraya tasadduk eylese sevabını evliyanın ruhuna hediye eylese caizdir. Eğer o zâtın türbesinde ya da medresesinde bulunanlara yedirmek maksudu olursa yerine götürür. Ancak her ne yerde olursa olsun kurbanını kesip fukaraya vermesi caizdir.176 Adak kurbanından usul ve furu’ yani, nafakası üzerine vacip olan kimseler yiyemez.177 Yerlerse, yediklerinin ücretini fukaraya verirlerse satın almış olurlar. Kendisi ve aile efradı ücretini verdiği kadar kurbanın etinden yiyebilir. Dünyaya gelen evlad için kesilen akika kurbanının etini yiyebilirler. Zira o müstehabtır.178 Adak gibi vacip değildir. Onun için, hem yer, hem de fukaraya verir. Eğer evladı olup ve kendisinin de vakti müsait olursa, şükür olarak, kız olsun erkek olsun bir koyun kâfidir179 demişlerdir. Fukaha Efendilerimiz her ne kadar erkek evlada iki, kız evladına bir adet kurban demiş ise de bu efdaliyyettir. İmam-ı A’zam’a göre bir adet de kâfidir.

176

İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 2/244, 2/595; Hüseyin el-Maliki, Kurretu-l’Ayn: 1/268. 177 İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/203; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 5/300; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali: 441; Seyda Muhammed Konyevi, Asrımız Meselelerine Fetvalar: 447. 178 Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali: 443; Seyda Muhammed Konyevi, Asrımız Meselelerine Fetvalar: 447; Zuhayli, el-Fıkhu-l’İslami ve Edilletuhu: 4/2747. 179 Seyda Muhammed Konyevi, Asrımız Meselelerine Fetvalar: 447; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali: 4433; Zuhayli, el-Fıkhu-l’İslami ve Edilletuhu: 4/2747.

65

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ İSM-İ A’ZAM VE HAŞR SURESİ Aynu-l’Meânî isimli kitapta zikrolunmuş ki, Aleyhi-s’Salâtu ve-s’Selâm Efendimiz:

َُُُ‫كُبُآخ‬ ُ ْ ُ‫الُ ُْع ُلْي‬ ُْ ‫يمُُ ُْف ُْق‬ ُْ ُ‫ال ْع‬ ُ ُ‫الل‬ ُ ٰ ُُ‫يلُ ُْعنُُاُسُم‬ ُْ َُُ‫س ُأ ْلُتُُجُب‬ ُْ 180

ُ‫ى‬ ُْ ْ‫حشَُُُ ُْف ُاْكُيَُُُقُ َُْا ُْء ُتْهُُ ُْف ُأ ْ ُْعدُتُُ ُْع ُلْيُهُُ ُْف ُأ ْ ُْعا ُْدُ ُْع ُل‬ ُْ ُ‫ال‬

–“Cebrail’e İsm-i A’zam’dan sordum. Dedi ki: –“Haşr Suresi’nin sonuna devam edip, kıraatini çok eyle.” Tekrar sordum. O dahi bana Haşr Suresi’nin sonunu kıraat etmemi tekrarladı”181 buyurmuştur. Yine, Aleyhi-s’Salâtu ve-s’Selâm Efendimiz’den rivayet olundu ki:

ُُ‫السنُيع‬ ُْ ُ‫الل‬ ُ ٰ ُ‫َلثُُْ ُْم َُْاتٍُُ ُأ ْعُوذُُب‬ ُ ْ ْ‫حُ ُث‬ ُْ ‫نُ ُيْصُ ُْب‬ ُْ ‫الُمُي‬ ُْ ْ‫ُْمنُُ ُق‬

َُُُ‫َلثُُْآ ُيْاتٍُُمُنُُآخ‬ ُ ْ ْ‫الَجُيمُُ ُْو ُقْ َُْ ُأ ُْ ُث‬ ُْ ُُ‫طان‬ ُْ ُ‫الشي‬ ُْ ُ‫ن‬ ُْ ُ‫الُ ُْعلُيمُُم‬ 182

ُُ‫صلُو ُْنُ ُْع ُلْيُه‬ ُْ ُ‫كُي‬ ُ ٍ ْ‫نُ ُاْلُفُُ ُْم ُل‬ ُْ ‫سبُعُي‬ ُْ ُُ‫اللُبُه‬ ُ ٰ ُ‫ل‬ ُْ ‫حشَُُُ ُْو ُْك‬ ُْ ُ‫ال‬

–“Bir kimse sabaha dâhil olduğu vakitte, üç kere “Euzu Billahis Semî’il Alîmi Mine-ş’Şeytani-r’Racîm” deyip Haşr Suresi’nin sonundan üç ayet okursa, Hak Teâlâ Hazretleri ona yetmiş bin melek müvekkil kılıp o kimse için istiğfar ederler” 183 buyurmuşlardır. 180

Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 9/471. 182 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 183 İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 9/471; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 33/421; Tirmizi, Sünen: 5/32, 5/182; İbni Hibban, Sahih: 3/144; Taberani, Dua: 181

66

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ‫م ُٰتىُيُنُسُ ْى‬ ُْ ُُ‫ُ ُيْحَُُسُو ُنْه‬:ُ‫ُْوفُىُ ُبْعُضُُالَُ ُْوا ُيْات‬ ‫شهُيدُا‬ ُْ ُ‫ات‬ ُ ْ ‫كُالُ ُْيوُمُُ ُْم‬ ُ ْ ُ‫اتُفُىُ ُٰذل‬ ُْ ‫ُْفاُنُُ ُْم‬

184

ُُ‫كُالُ ُْننُزُ ُلْة‬ ُ ْ ُ‫ىُ ُْكا ُْنُبُتُل‬ ُْ ُ‫نُيُنُس‬ ُْ ‫ُْو ُْمنُُ ُقْا ُلْ ُْهاُمُي‬

Bazı rivayetlerde “Akşama kadar o kimseyi muhafaza ederler. Eğer o gün ölürse şehid olur. Eğer akşama dahil olduğu vakitte okursa yine o makama nail olur”185 buyurmuşlardır. Ebu İmame (Radiyallahu Anh)’ın rivayetine göre, der ki: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:

ُ‫ض‬ ٍُ ُ‫حشَُُُمُنُُ ُلْي‬ ُْ ُ‫خ ُْواتُي ُْمُال‬ ُْ ُْ ‫ُْمنُُ ُقْ َُْ ُأ‬ ْ ُ‫لُ ُاْوُُ ُنْ ُْها ٍُرُ ُْفقُب‬

186

ُ‫ج ُْن ُْة‬ ُْ ُ‫بُال‬ ُْ ‫ج‬ ُْ ُ‫اللْيُ ُلْةُُ ُْف ُْقدُُاسُ ُْتو‬ ُ ُُ‫كُالُ ُْيوُمُُ ُاْو‬ ُ ْ ُ‫مُنُُ ُٰذل‬

–“Bir kimse Haşr Suresinin sonunu, gece ve gündüz okursa o gece ve o gün ruhu kabzolunursa ona cennet vacib olur”187 buyurmuşlardır.

1/116, 117; Taberani, Mu’cemu-l’Evsat: 3/263; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 8/169; İbni Sünni, Amelu-l’Yevmi ve-l’Leyle: 1/73; Ali el-Müttaki, Kenzul’Ummal: 2/138. 184 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 185 İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 9/472; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 421/33; Darimi, Sünen: 4/2154; Tirmizi, Sünen: 5/32, 5/182; Taberani, Dua: 1/117; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 20/229; İbni Sünni, Amelu-l’Yevmi vel’Leyle: 1/73, 1/631. 186 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 187 İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 9/472; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 4/120; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 3/215; Ali el-Müttaki, Kenzu-l’Ummal: 1/583; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/12543; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 21/253.

67

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ İZZET ALLAH’INDIR Zamanında kâfirler putlar ile izzetlenip, onlardan izzet ve şeref talep edip, o putlara ibadet ettiler. Kendilerine izzet ve şeref olsun ve onlar sebebiyle izzetlenip Allah-u Teâlâ’ya varmak (için) ve Allah (Celle Celâluhu)’nun yanında putlar onlara şefaat etsin diye Allah-u Teâlâ’dan gayrısını ilah tuttular. Allah-u Teâlâ’nın buyurduğu gibi ki:

ُ ۩ُ‫للُآل ْهةُلُ ْيكونواُلْهمُعزُا‬ ُ ٰ ‫ْواتْ ْخذواُمنُُدونُا‬ “Onlar, kendilerine kuvvet ve şeref kazandırsın diye, Allah’tan başka ilâhlar edindiler.”188 Yani, Allah (Celle Celâluhu)’dan gayrı putları ilah tuttular.

ُ‫ُاْلْذي ْنُيْ ْتخذو ْنُال ْكافَي ْنُأْول ْيا ْءُمنُدونُالنؤمني ْن‬ ُ 189 ۩ُ‫ُجنيعا‬ ُ ٰ ‫أْيْب ْتغو ْنُعندْهمُالع ْزةُْفْإ ْنُالع ْزة‬ ْ ‫ُْلل‬

“Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost ediniyorlar. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah'a aittir.”190 Yani kalpleri muvafakat etmeyerek sadece dilleri ile iman eden kimseler, müşrikler ile yücelip onlara muhabbet ve dostluk ile şeref isterler. İzzet ve şeref toptan Allah (Celle Celâluhu)’nundur. Başkasında izzet yoktur. Kimi aziz ederse, o izzetli olur.

188

Meryem Suresi: 81. Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 190 Nisa Suresi: 139. 189

68

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Mevla Teâlâ izzeti mü’min ve evliyası için yazdırdı. İzzet Allah ve Rasulü ve Mü’minler içindir. Vakitlerden bir vakitte, dünya ve ahiretin tamamı için her kim izzet ve şeref ve kuvvet murad ederse (bilsin ki) izzet ancak Cenab-ı Hakk’ındır. Gayrısının değildir. Başkasının izzeti dahi Allah (Celle Celâluhu) tarafındandır. Onun için denildi ki: “İzzet kimin yanındaysa ondan taleb eyle, boşuna başka yerde arama!” İzzeti taleb etmekse şeriatın hududunu muhafaza ve mevcut olana sabrederek şükretmekle olur. İzzetten murad, uhrevî ve dînî şereftir. Veyahut Katade Hazretleri’nin:

191

ٰ ُُ‫طا ُْعة‬ ُ‫الل‬ ُْ ُ‫ُْمنُُ ُْكا ُْنُيَُُيدُُالُعُ ُْز ُْةُ ُْفلُ ُْي ُْت ُْع ُْززُُب‬

“Bir kimse izzet ve şeref murad ederse, Allah’a (Celle 192 Celâluhu) itaat ile azizlenip şereflensin” buyurduğundan, bir kula kendisi için izzet vesilesi olan zata itaat davetidir. Bu kulun sıhhatine dalalet eder. Nebi (Aleyhisselam)’ın hadisinde:

ُ :ُ‫ُاللُتْ ْبا ْر ْكُ ْوتْ ْعا ُٰلىُك ْلُيْو ٍم‬ ُ ٰ ‫يْقول‬

ْ ‫ُأْنْاُال ْعزيزُ ْمنُأ ْ ْرا ْدُع ْز‬ ُ 193 ‫ُالدا ْرينُفْليطعُال ْعزي ُْز‬

191

Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. Yahya b. Sellam, Tefsir: 2/779; Taberi, Tefsir: 20/444, 19/337; İbni Ebi Zemenin, Tefsir: 4/26; İsbehani, Tefsir: 2/162; Semani, Tefsir: 4/348; Beğavi, Tefsir: 3/689, 6/414; Cemaleddin Ebu-l’Farac, Zadu-l’Müseyyer: 3/507; Şirbini, Siracu-l’Munir: 3/315; Şevkani, Fethu-l’Kadir: 4/391; Hazin, Lubabu-t’Te’vil: 3/453. 193 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 192

69

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ “Rabbimiz Teâlâ her gün buyurur ki; Ben Azizim! Kim dünya ve ahiret izzetini murad ederse aziz olana itaat etsin”-ki izzet bulsun.194 Allah-u Teâlâ dilediğini ve istediğini zelil eder. İsyan zillete sebeb olduğu gibi, Allah’a (Celle Celâluhu) itaat de izzete varmaya sebebtir. İzzete varmanın sebeblerinden biriside kanaattir. Nitekim tamahkârlık zilletin sebeblerinden biridir. Muhakkak ki:

ُ 195 ‫ُْع ُْزُ ُْمنُُ ُقْ ُْن ُْعُ ُْو ُْذ ُْلُ ُْمنُُ ُْط ُْن ُْع‬ “Bir kimse kanaat ederse aziz, eğer tamah ederse zelil olur” denildi. 196

İMAN VE AMELİ SALİH Cenab-ı İzzet kendisiyle (sabır, kanaat, itaat, gibi) talep olunacak şeyi beyan buyurdu. O da iman ve ameli salihtir.

۩ُُ‫ُالصالحُيَْفْعه‬ ُْ ‫ُالطيبُ ْوال ْع ْنل‬ ُْ ‫إلْيهُُيْص ْعدُُال ْكلم‬ “… (Tevhid, tesbih, tahmid ve tekbir gibi) O pak sözler, ancak O (nun kabul makamı) na yükselir. (Namaz, oruç, hacc, zekat gibi) o salih amel ise, onu da (ancak) o (tevhid kelimesi) yükseltir. (Zira imansız hiçbir amel kabul görmez) O salih amel ise, onu(; o zikirlerin değerini) o yükseltir. (Farzları terk eden bir mü’minin yaptığı zikirler amel defterine yazılmaktaysa da, tam 197 manasıyla bir makbuliyet, farzlar eda edilmeden hasıl olmaz) 194

Vahidi, Tefsiru-l’Vasit: 3/502; Semani, Tefsir: 4/349; Cemaleddin Ebu-l Farac, Zadu-l’Müseyyer: 3/507; Kurtubi, Tefsir: 14/329; Nesefi, Tefsir: 3/79; Suyuti, Durru-l’Mensur: 2/717; İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 7/324; Sabuni, Safvetu-t’Tefasir: 2/521; Zuhayli, Tefsiru-l’Munir: 22/239. 195 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 196 Şemseddin Hanbeli, Ğızau-l’Elbab: 2/430, 2/535; Muhammed Nasreddin, Faslu-l’Hitab: 10/440. 197 Mahmud Ustaosmanoğlu, Kur’an-ı Mecid: Fatır Suresi: 35/22.

70

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Kelime-i Tayyib Allah-u Teâlâ’ya yükselir. O, kişinin “La ilahe illallah” yahut “Subhanallahi vel-hamdulillahi…” demesidir. İbni Mes’ud (Radiyallahu Anh):

ْ ْ‫إ ْنُال ْعبدُْالنسل ْمُإ ْذاُق‬ ُ‫ُ ْوال ْحند‬،ُ‫اللُ ْوب ْحنده‬ ُ ٰ ُ‫ُسب ْحا ْن‬:ُ‫ال‬ ُ‫ُأ ْ ْخ ْذه ْنُ ْملْ ٌك‬،‫ُالل‬ ُ ٰ ‫ُتْ ْبا ْر ْك‬،َ‫اللُأْك ْب‬ ُ ٰ ‫ُ ْو‬،‫ُالل‬ ُ ٰ ‫ُ ْو ْلُإ ُٰل ْهُإ ْل‬،‫لل‬ ُٰ

ْ َُ‫ىُالس ْناءُف َْْلُيْن‬ ‫ُصعدُْبه ْنُإ ُٰل‬ ْ ‫ف ْْج ْعلْه ْنُتْح‬ ْ ‫ُث ْم‬،‫ُج ْنامه‬ ْ ‫ت‬ ُ ،‫َلك ْكةُإ ْلُاس ْتغفَْواُل ْقاكله ْن‬ ُ ْ ‫ىُجن ٍُعُم ْنُال ْن‬ ْ ‫به ْنُ ْع ُٰل‬ 198

ْ ‫ْم ُٰتىُيْجي ْءُبه ْنُ ْوج ْه‬ ُ‫ُالَم ُٰننُ ْع ْزُ ْو ْج ْل‬

“Bir kul ki; ‘Subhanallahi ve bihamdihi vel hamdulillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekberu tebarekallah’ dese, bir melek o dediklerini kanatlarının altına alıp yükselir. Meleklerden her cemaate uğrayıp onlar onu söyleyen için istiğfar ederler. Tâ ki Allah-u Teâlâ dergâhına varır”199 buyurmuştur. Denildi ki; Kelime-i Tayyib’den murad, mutlak zikrullah, ameli salih ve farzların edasıdır. O Kelime-i Tayyib ki; kalplerde ağırlanan şeydir. Onu ameller tasdik eder. Kul güzel söz söyleyip amel etmezse, Allah-u Teâlâ onun o sözünü reddeder. Kul güzel söyleyip ameli salih işlerse, o ameli salih onu yükseltir. Bir hadis-i şerifte Efendimiz (Aleyhisselam):

198

Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. Taberi, Tefsir: 19/338, 20/444; Kurtubi, Hidaye: 9/5957; İbni Kesir, Tefsir: 6/537; Suyuti, Durru-l’Mensur: 7/8; Şevkani, Fethu-l’Kadir: 4/394. 199

71

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ‫لُبُنُ ُْي ٍة‬ ُ ْ ُ‫لُ ُيْقُ ُْبلُُ ُْقوُلُُ ُْو ُْع ُْنَلُُإ‬ ُ ْ ‫ُ ُْو‬،‫ل‬ ٍُ ‫لُبُ ُْع ُْن‬ ُ ْ ُ‫اللُ ُقْوُلُُإ‬ ُ ٰ ُُ‫لُ ُيْقُ ُْبل‬ ُْ “Allah-u Teâlâ sözü kabul etmez ancak amel ile eder. Sözü ve ameli de kabul etmez ancak niyyet ile eder”200 buyurur. Amel-i salih ile murad olan, Allah (Celle Celâluhu) için halis olan ameldir. Yani sözlerden ve hallerden her hayrın kabulüne sebeb ihlastır. Şu delil ile ki:

ُ‫ُصالحا‬ ْ ُ‫ْف ْننُ ْكا ْنُيَْجواُل ْقَٓا ْءُ ْربهُُفْل ْيع ْنلُ ْع ْنَل‬

۩ُُ‫ُ ْو ْلُيشَكُبع ْبا ْدةُ ْربهُُاْ ْمدا‬

“Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.”201 Şirk ve riyayı ameli salihe zıt etti. Peygamberimiz (Sallallahu buyurur ki:

Aleyhi ve Sellem)

ُ 202 ُ‫سُالغ ْنىُ ْعنُ ْكي َْةُال ْنالُ ُٰلك ْنُالغ ُْنىُغ ْنىُال ْقلب‬ ْ ‫لْي‬ “Zenginlik (dünya) malının çokluğuyla değildir. Ancak zenginlik, kalbin zenginliğidir.”203 200

Salebi, Tefsir: 8/101; Beğavi, Tefsir: 3/690; İbni Atiyye, Tefsir: 4/431; Kurtubi, Tefsir: 14/330; Mazhari, Tefsir: 8/48; Zuhayli, Tefsir: 22/239; Hazin, Tefsir: 3/454; İbni Cevzi, Tahkik: 1/136; İbni Abdil Hadi, Tenkihu-t’Tahkik: 1/172; Zehebi, Tenkihu-t’Tahkik: 1/43; Zeylai, Tahricu Ehadisi-l Keşşaf: 3/149, 150. 201 Kehf Suresi: 110. 202 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 203 İbni Mübarek, Zühd: 1/356; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 12/543; İbni Hacer elAskalani, Metalibu-l’Âliye: 13/295; İmam-ı Malik, Muvatta: 1/109; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 12/267; Buhari, Edebu-l’Müfred: 1/105; Buhari, Sahih: 8/95;

72

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Diğer hadis-i şerifte:

204

ُُ‫ُاللُب ْناُآتْاه‬ ُ ٰ ‫ْقدُأْفلْ ْحُ ْمنُأْسلْ ْمُ ْورز ْقُ ْكفْافاُ ْوقْ ْن ْعه‬

“Allah’ın emrine boyun eğen, yaşayacak kadar rızkı bulunan ve Allah tarafından kanaat sahibi kılınan kimse kurtuluşa ermiştir.”205 “Kurtuluş ve felah; rızkı yetecek miktarı olan ve Allah-u Teâlâ’nın verdiği rızka kanaat eden kimseyedir.” SEÇİLMİŞ OLAN ÜMMET-İ MUHAMMED VE ÜÇ SINIF

ْ ‫ابُالْذُي ْنُاص‬ ُ...‫طفْي ْناُمنُع ْبادنْا‬ ْ ‫ث ْمُاْو ْرث ْناُالك ْت‬ “Sonra Kitab’ı, kullarımızdan seçtiğimiz kimselere verdik...”206 Kullarımızdan murad, bu ümmetin ulemasıdır veya ümmetin tamamıdır. Çünkü Hak Teâlâ onları diğer ümmetlerden seçip ümmeti vasat (orta ümmet) kılıp diğer ümmetler üzerine şahitliğe ehil etmiştir.

Müslim, Sahih: 2/726; İbni Mace, Sünen: 2/1386; Tirmizi, Sünen: 4/164; İbni Ebi Usame, Müsned: 1/406; Bezzar, Müsned: 13/442; Tahavi, Şerhu Muşkilu-l’Âsâr: 15/323; Ebu Said İbni Arabi, Mu’cem: 2/545; İbni Hibban, Sahih: 2/453; Taberani, Mu’cemu-l’Evsat: 7/203. 204 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 205 Ahmed b. Hanbel, Müsned: 11/134; Müslim, Sahih: 2/730; Tirmizi, Sünen: 4/153; İbni Hibban, Sahih: 2/445; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 13/414; İbni Şahin, Terğib: 1/96; Hakim, Müstedrek: 4/137; Ebu Nuaym, Hilye: 6/129; Beyhaki, Âdâb: 1/312; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 12/198; Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 14/245; Suhayb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 10/366; Beyhaki, Sünenu-l’Kübra: 4/328; İbnul Esir, Camiu-l’Usul: 10/138; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/393. 206 Fatır Suresi: 32.

73

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

...ُُ‫ُفْننهمُ ْظال ٌمُل ْنفسه‬... “Kimi kendisine zulmeder”207 Amelde kusurlar sebebiyle nefsine zulmedicidir.

...‫ ْومنُهمُمق ْتص ٌُد‬... “Kimi ortadadır.”208 Onların bir sınıfı vakitlerin çoğunda hayırlı ameller ederler. Vakitlerin azında kötü amel ederler.

...ُ‫ُالل‬ ُ ٰ ‫ُساب ٌقُبال ْخي َْاتُباذن‬ ْ ‫ُ ْومنهم‬... “Kimi de Allah'ın izniyle, hayırlarda öne geçmek için yarışır”209 Onların bir sınıfı Allah-u Teâlâ Hazretleri’nin izniyle amellerine talim ve irşadı katarak hayırda önde gidenlerdir.

۩َُُ‫ُ ٰذل ْكُه ْوُالفْضلُال ْكبُي‬... “İşte büyük fazilet budur.”210 İşte bu varislik veya seçilmişlik ve hayırda önde gitmek Allah-u Teâlâ’dan büyük ihsandır. Aleyhisselâm Efendimiz:

207

Fatır Suresi: 32. Fatır Suresi: 32. 209 Fatır Suresi: 32. 210 Fatır Suresi: 32. 208

74

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

211

‫ُ ُْو ُْظالُنُ ُْناُ ُْمغُفُو ٌُرُ ُلْ ُه‬،‫اج‬ ٍُ ْ‫ُ ُْومُقُ ُْتصُدُ ُنْاُ ُن‬،‫اُسابُ ٌُق‬ ُْ ‫سابُقُ ُْن‬ ُْ

“(Hayırda) önde olanlarımız (cennete girmede) öndedir, orta (halli) olanımız kurtulmuş ve zalim olanımız affolunmuştur.”212 Ebu-d’Derda (Radiyallahu Anh) rivayet ediyor ki; Peygamberimiz hazretlerinden işittim. O bu ayeti (Fatır Suresi 32.Âyeti) okuyup buyurdu ki:

َُ‫ُس ْبقواُفْأولْئ ْكُالْذي ْنُيْدخلو ْنُال ْج ْن ْةُبغْي‬ ْ ‫فْأ ْ ْماُالْذي ْن‬

ُ‫ُ ْوأ ْ ْماُالْذي ْنُاق ْت ْصدواُفْأولْئ ْكُي ْحاسبو ْنُم ْسابا‬،‫اب‬ ٍ ‫م ْس‬

ُ‫ُ ْوأ ْ ْماُالْذي ْنُ ْظلْنواُأْنف ْسهمُفْأولْئ ْكُالْذي ْنُيُح ْبسو ْن‬،‫يْسيَا‬ ُ‫اللُبُ َُْمُ ُْنتُه‬ ُ ٰ ُُ‫نُ ُيْ ُْت ُلْ ُْقاهُم‬ ُْ ‫ُثُ ُْمُهُمُُ ُالْذُي‬،َُ‫فيُطولُال ْنح ْش‬

“İyiliklere koşanlar (sâbık), cennete hesapsız girecek olanlardır. Orta halli (muktesid) olanlar, kolay bir hesapla hesaba çekilecek olanlardır. Nefsine zulmetmiş (zalim) olanlar ise, mahşer günü boyunca tutuklanacak olanlardır. Sonra Allah onları rahmetiyle karşılayacaktır.(Allah (Celle Celâluhu) onlara rahmetiyle muamele 213 edecektir)” 211

Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. Beyhaki, Ba’s ve-n’Nuşur: 1/84; Kadı Mâristan, Meşihatu-l’Kubra: 3/1269; İbni Kesir, Müsnedu-l’Faruk: 2/603; Zeylai, Tahricu Ehadisi-l’Keşşaf: 3/152, 153; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 2/140; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 2/10; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/6944; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 13/206. 213 İbni Kesir, Tefsir: 6/547; Şevkani, Fethu-l’Kadir: 4/403; İbni Kesir, Camiul’Mesanid ve-s’Sünen: 9/318; Nureddin Ali b. Ebi Bekir, Gayetu-l’Maksad: 3/242; Heysemi, Mecmau-z’Zevaid: 7/95; Muhammed b. Muhammed b. Süleyman, Cem’u-l’Fevaid: 3/190. 212

75

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ‫س ُْناتُهُُ ُْع ُٰلى‬ ُْ ‫م‬ ُْ ُُ‫حت‬ ُْ ‫ج‬ ُْ ‫لسابُقُُ ُْمنُُ ُْر‬ ُْ ْ‫ ُا‬:ُ‫ال‬ ُْ ْ‫ُ ُق‬،ُُ‫سن‬ ُْ ‫ح‬ ُْ ُ‫ُْعنُُال‬ ،ُ‫سيُ ُْئاتُه‬ ُْ ‫س ُْناتُهُُ ُْو‬ ُْ ‫م‬ ُْ ُُ‫ُ ُْوالُنُقُ ُْتصُدُُ ُْمنُُاسُ ُْت ُْوت‬،ُُ‫سيُ ُْئاتُه‬ ُْ 214

.ُ‫س ُْناتُه‬ ُْ ‫ىُم‬ ُْ ‫سيُ ُْئاتُهُُ ُْع ُٰل‬ ُْ ُُ‫حت‬ ُْ ‫ج‬ ُْ ‫اليالُمُُ ُْمنُُ ُْر‬ ُْ ‫ُْو‬

Hasan (Radiyallahu Anh) der ki: Sabık, hasenatı seyyiatı üzerine galip olandır. Muktesid, hasenatı ve seyyiatı müsavi olandır. Zalim, seyyiatı hasenatına galip olandır. 215 Denildi ki:

،ُ‫خيَُُاُمُنُُ ُبْاطُنُه‬ ُْ ُُ‫ليالُمُُ ُْمنُُ ُْكا ُْنُ ُْظاهَُُه‬ ُْ ْ‫ُا‬

،ُ‫ُْوالُنُقُ ُْتصُدُُ ُالْذُيُ ُيْسُ ُْتوُيُ ُْظاهَُُهُُ ُْو ُبْاطُنُه‬ 216

ُُ‫خيُ ٌَُُمُنُُ ُْظاهَُُه‬ ُْ ُُ‫السابُقُُ ُالْذُيُ ُبْاطُنُه‬ ُْ ‫ُْو‬

Zalim, zahiri batınından hayırlı olandır. Muktesid, zahiri batınına eşit olandır. Sabık, batını zahirinden hayırlı olandır.217 Denildi ki:

214

Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. Beğavi, Tefsir: 3/695; Salebi, Tefsir: 8/109; İbni Atiyye, Tefsir: 4/439; İbni Cüzzi, Tefsir: 2/176; İbrahim Bukai, Nazmu-d’Durer: 16/56; Sabuni, Safvetu-t Tefasir: 2/529; Hazin, Tefsir: 3/457. 216 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 217 Salebi, Tefsir: 8/110; Beğavi, Tefsir: 3/696; Hazin, Tefsir: 3/457. 215

76

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ ،ُ‫سانُهُُ ُْو ُلْمُُيُ ُْوافُقُُفُعُلُهُُ ُقْوُ ُلْه‬ ُْ ُ‫اللُْبُل‬ ُ ٰ ُ‫م ُْد‬ ُْ ‫ليالُمُُ ُْمنُُ ُْو‬ ُْ ْ‫ُا‬

ُ،ُ‫ج ُْوارُمُه‬ ُْ ُ‫سانُهُُ ُْو ُأ ْ ُْطا ُْعهُُب‬ ُْ ُ‫اللُْبُل‬ ُ ٰ ُ‫م ُْد‬ ُْ ‫ُ ُْوالُنُقُ ُْتصُدُُ ُْمنُُ ُْو‬ ُ‫ج ُْوارُمُه‬ ُْ ُ‫سانُهُُ ُْو ُأ ْ ُْطا ُْعهُُب‬ ُْ ُ‫اللُْبُل‬ ُ ٰ ُ‫م ُْد‬ ُْ ‫السابُقُُ ُْمنُُ ُْو‬ ُْ ‫ُْو‬ 218

ُُ‫صُ ُلْهُُ ُْع ُْن ُلْه‬ ُ ْ ْ‫ُ ُْو ُأ ْخُ ُل‬

Zalim lisanıyla tevhid edip yaptıkları sözlerine uygun olmayandır. Muktesid, dili ile tevhid ve azalarıyla itaat edendir. Sabık, lisanıyla tevhid ve azalarıyla itaat eden ve amelini Allah (Celle Celâluhu) için halis edendir. 219 Yine denildi ki:

،ُُ‫التالُيُلُلُقَُُآن‬ ُْ ُُ‫ليالُم‬ ُْ ْ‫ُا‬

220

ُ،ُُ‫ُ ُْوالُنُقُ ُْتصُدُُالُ ُْقارُئُُ ُلْهُُالُ ُْعالُمُُبُه‬

ُُ‫السابُقُُالُ ُْقارُئُُ ُلْهُُالُ ُْعالُمُُبُهُُالُ ُْعامُلُُبُ ُْناُفُيه‬ ُْ ‫ُْو‬

Zalim, Kur’an okuyandır. (Manasını bilmeyip, gereğince amel etmeyendir. Fahru-r’Razi, Tefsiru-l’Kebir: 26/239)

Muktesid, Kur’an okumasıyla manasını anlayandır. Sabık, Kur’an’ı okumasıyla beraber gereğince amel edendir.221 218

Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. Beğavi, Tefsir: 3/696. 220 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 219

77

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Denildi ki:

.َُُ‫ك ُْباك‬ ُْ ُ‫حابُُال‬ ُْ ُ‫اليالُمُُ ُأ ْص‬ ُْ

ُ،َُُُ‫الص ُْغاك‬ ُْ ُُ‫حاب‬ ُْ ُ‫ُْوالُنُقُ ُْتصُدُُ ُأ ْص‬

222

ُ.ُ‫ُصغُي َُْة‬ ُْ ‫ل‬ ُ ْ ‫السابُقُُ ُالْذُيُ ُلْمُُ ُيَُْ ُتْكُبُُ ُْكبُي َُْةُُ ُْو‬ ُْ ‫ُْو‬

Zalim büyük günah işleyendir. Muktesid küçük günah işleyendir. Sabık büyük ve küçük günahtan uzak durandır.223 Denildi ki:224

،ُ‫لسابُقُُالُ ُْعالُم‬ ُْ ْ‫ُا‬ ،ُ‫ُْوالُنُقُ ُْتصُدُُالُنُ ُْتعُلُم‬

225

ُ.ُ‫جاهُل‬ ُْ ُ‫اليالُمُُال‬ ُْ ‫ُُُُ ُْو‬

Sabık âlimdir. Muktesid talebedir. Zalim cahildir.226 Cafer-i Sadık der ki: 221

Salebi, Tefsir: 8/110; Beğavi, Tefsir: 3/696; Fahru-r’Razi, Tefsiru-l’Kebir: 26/239; Kurtubi, Tefsir: 14/348; Nisaburi, Tefsir: 5/517; Şirbini, Siracu-l’Munir: 3/328; Hazin, Tefsir: 3/457. 222 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 223 Semerkandi, Tefsir: 3/108; Beğavi, Tefsir: 3/696; Hazin, Tefsir: 3/457. 224 Bu sözü söyleyen Sehl b. Abdullah’tır. 225 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 226 Tüsteri, Tefsir: 1/129; Salebi, Tefsir: 8/109; Tacu-l’Kurra, Ğaraibu-t’Tefsir: 2/950; Beğavi, Tefsir: 3/696; İbni Atiyye, Tefsir: 4/439; Kurtubi, Tefsir: 14/348; Şevkani, Fethu-l’Kadir: 4/401.

78

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ْ ‫بْدْأُْب‬ ،‫اليالني ْنُإخ ْباراُبأْنْه ُْلُي ْت ْق َْبُإلْيهُإ ْلُب ْك َْمه‬

ُ‫ُُث ْمُث ْْنىُبالنق ْتصدي ْن‬،‫ْوأ ْ ْنُاليل ْم ُْلُي ْؤثَُفيُالُصطفْاء‬ ْ ‫ُخ ْت ْمُب‬ ْ ‫لْنْهمُبْي ْنُال ْخوفُ ْو‬ ُ‫السابقي ْنُل ْئ َْل‬ ْ ‫ُُث ْم‬،‫الَ ْجاء‬ 227

ُُ‫ُ ْوكلهمُفيُال ْج ْنة‬،‫يْأ ْم ْنُأ ْ ْمدٌُ ْمك َْه‬

–“(Allah-u Teâlâ bu ayete) zalimle başlayarak işaret buyurdu ki; O’na yakınlık ancak onun keremiyle olur. Zulüm, (zalimin) seçilmişliğine tesir etmez. Sonra muktesidi övdü ki; Onlar korku ile ümit arasındadır. Sonra sabıkla son verdi ki, hiç kimse onun tuzağından emin olmasın. Ve hepsi cennettedir.”228 Ebu-l’Verrâk der ki:

ْ ‫يبُ ْعلْىُ ْم ْقا ْمات‬ ْ ‫ْرتْ ْبهُمُ ْه ْذ‬ ،ُ ‫ُالنا‬ ْ ‫اُالتَُُت‬

ُ ،ُ‫ُ ْمعص ْي ٌةُ ْو ْغفلْ ٌةُث ْمُتْوبْ ٌةُث ْمُقَبْ ٌة‬:ُ‫ل ْ ْنُأْم ْو ْالُال ْعبدُث َْْلثْ ٌة‬ ْ ‫يُميز‬ ُ‫ل‬ ُْ ‫خ‬ ُْ ‫ابُ ْد‬ ْ ْ‫ُاليالُني ْنُ ْوإ ْذاُت‬ ْ ‫صىُ ْد ْخ ْلُف‬ ْ ‫فْإ ْذاُ ْع‬

ْ ‫ص ْحت‬ ُ‫ُالتوبْةُ ْو ْكي َْت‬ ْ ُ‫ُ ْوإ ْذا‬،ُ‫فيُجنلْةُالنق ْتصدي ْن‬ 229

ْ ‫الع ْبا ْدةُ ْوالن ْجا ْهدْةُُ ْد ْخ ْلُفيُعدْاد‬ .‫ن‬ ُْ ‫ُالسابقُي‬

227

Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. Beğavi, Tefsir: 3/696; Hazin, Tefsir: 3/457. 229 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 228

79

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ –“Bu ayet insanların makamları üzerine tertip olunmuştur. Zira kul üç makamdan birinde olmadan olmaz. Ya masiyet ve gaflet, ya tevbe, ya da yakınlık. Kul ki, isyan eder zalimler grubuna dâhil olur. Kul ki, tövbe eder muktesidler grubuna dâhil olur. Tövbesi sahih olup çok ibadet ve nefsiyle mücadele edenler sabıklar grubuna dâhil olur.”230 İşte bu ümmetten zikrolunan üç sınıf adn cennetine girerler, onda altın ve inciden bilezikler ile süslenerek zinetlenirler, onda ipek elbise giyerler. Cennete girdiklerinde derler ki “Allah-u Teâlâ’ya hamd olsun ki; hayatta ve gerek muamelede hüzün icab eden her şeyi bizden giderdi.” O hüzünler ki; ölüm üzüntüsü, Cehennem üzüntüsü ve günahların üzüntüsü, itaatlerin red olunmasının üzüntüsü ve nimetlerin yok olmasının üzüntüsü ve kalplerin döndürülmesinin üzüntüsü ve akıbet üzüntüsü ve kıyamet gününün hallerinin üzüntüsü ve gayrısı gibi. NAHL SURESİNİN DOKSANINCI AYETİNİN BEYANI VE İHSAN

۩ُ...ُ‫ُاللُيْأمَُبال ْعدل‬ ْ ٰ ‫ا ْن‬ “Muhakkak ki Allah-u Teâlâ, adaleti emreder…” Yani kimse kendisine ve başkasına zulmetmesin. Öyleyse tevhid adalettir, küfür ve şirk zulümdür. İşte böylece ne kadar cismani ve ruhani alet, dünya makamı ve malı ve ameli var ise, hepsini hakkın talebine harcamak adalet; isyana, günaha harcamak zulümdür. 230

Salebi, Tefsir: 8/107; Beğavi, Tefsir: 3/696; Şirbini, Siracu-l’Munir: 3/328; İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 7/348.

80

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Beyit: Hak sana verdi bu denli esbab, Açasın hakka onunla bab, Cismini hizmete kılıp değersiz, Canını aşk ateşinde eyle kebâb!

...ُُ‫ُ ْوالم ْسان‬... “Ve iyiliği (emreder)” Şeyh Ali Semerkandi (Kaddesallahu Esrarehu) Bahru-l’Ulûm nâmındaki tefsirinde, ihsanı mutlak ele alıp:

ُ‫ئ‬ ُْ ٰ ‫ا ْن‬ ْ ‫بُالم ْسا ْنُفىُكل‬ ْ ‫ُاللُ ْك ْت‬ ٍ ‫ُشي‬ “Allah-u Teâlâ, her şey üzerine ihsânı yazdı”231 hadisi ile desteklemiştir. Ve bazı büyükler buyurmuşlar ki: “İhsan, suluk ehlini irşaddır.” Allah-u Teâlâ’nın buyurduğu gibi:

ُ‫ُاللُالْي ْك‬ ُ ٰ ‫ْواْمسنُ ْك ْناُاْم ْس ْن‬

۩ُ...ُُ‫ْو ْلُتْبغُالف ْْسا ْدُفيُالْرض‬ “Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme”232 231

Ahmed b. Hanbel, Müsned: 28/362; Müslim, Sahih: 3/1548; Ebu Davud, Sünen: 3/100; Tirmizi, Sünen: 3/75; Nesai, Sünenu-l’Kubra: 4/352; Nesai, Sünen: 7/227; İbni Hibban, Sahih: 13/199; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 7/274; Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 11/219; Beyhaki, Sünenu-s’Sağir: 4/47; Abdurrezzak, Musannef: 4/492; Darimi, Sünen: 1/478; İbni Ebi Şeybe, Musannef: 5/455.

81

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

۩ُ...‫ْواُي ْتائُُذُىُالقَ ٰبى‬ “Ve yakınlara vermeyi (emreder)” Dahi yakınlık sahibinin (akrabanın) muhtaç olduğu şeyleri vermek ile emreder. Bu manaya bütün ihtiyaç sahibi insanlar dâhildir. Velâkin sıla-i rahmin büyüklüğünü açıklamak için tahsis olunmuştur. Bazı irşad ehli buyurmuşlar ki; “Kişiye herkesten yakın olan nefsidir. Sıla-i Rahim yapmak tehlikeden kurtulmaktır. Eğer sılai rahim yapayım dersen nefsini Hazrete doğru döndür. Kurtulma nimeti için gece gündüz kudretin yettiği kadar çalış.”233

۩ُ...ُ‫ْويْنُ ُٰهىُ ْعنُالفْح ْشاء‬ “Ve çirkin işleri yasaklar” Zina insanın fena ahlakıdır. Dahi sizi ziyade çirkin ve fena olan söz ve hareketlerden Allah (Celle Celâluhu) nehyeder. Zina, livata ve emsali gibi. Ve ârifler buyurmuşlar ki “fuhuş sâliki Hakk’tan çeviren bütün işlerdir.”234

۩ُ...َُ‫ُْوالُنن ْك‬ “Ve fenâlığı (da yasaklar)” Nefsini temizleyenlerin inkâr ettiği nesnelerden nehyeder. Harama yakın olan mekruhlar da buna dâhildir.235

232

Kasas Suresi: 77. İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 5/72. 234 İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 5/72. 235 İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 5/72. 233

82

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ (Münker İçin) Denildi

ki:

ْ ‫ه ْوُ ْم‬ ُ‫اُلُيع َْفُفُىُ ْشَي ْع ٍةُ ْو ْلُس ْن ٍة‬ “O (münker) şeriatte ve sünnette bilinmeyen şeydir.”236 Ve bazı kalp ehli buyurmuşlar ki: “Hak ehlini saptırmak, halk arasında bidatler ve fitneler çıkarmak münkerdir.”237 Beyit: Katmayıp harf yanından asla, Hakkı var bildiğin kadar söyle.

۩ُ...ُ‫ْوال ْبغى‬ “Ve azgınlığı (da yasaklar)” Zulümden yani kibir gibi onun misali şeytani sıfattan (nehyeder) ki onun eseriyle halk eziyet görür ve zarara uğrar. Beyit: Kibirle kendini şeytan etme! O düşmanın gittiği yola gitme! Seni bostanda görenler der ki: İşbu kötü huy ile eriyip bitme! 236

Semerkandi, Tefsir: 2/287; Salebi, Tefsir: 6/37; Beğavi, Tefsir: 2/239; İbni Cevzi, Zadu-l’Müyesser: 2/579; Fahru-r’Razi, Tefsir: 20/258; Ebu Hayyan elEndülüsi, Bahru-l’Muhit: 2/102; Şirbini, Siracu-l’Münir: 2/257; İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 3/252; Hazin, Tefsir: 2/258. 237 İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 5/72.

83

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

۩ُ...ُ‫يْعيكم‬ “Size öğüt veriyor” Allah-u Teâlâ Hazretleri emir ve yasak ile size öğüt veriyor.

۩ُ‫لْ ْعلْكمُتْ ْذ ْكَو ُْن‬ “Umulur ki düşünüp tutarsınız.” Emirlere yapışarak, yasaklardan kaçınarak, umulur ki bu öğüdü kabul edersiniz. Demişler ki, bu ayet-i celilede üç emir ve üç yasak vardır. (Emirler: adalet, ihsan ve sıla-i rahim; yasaklar: fuhuştan men, münkerden men, 238 kibir gibi şeytani sıfatlardan men’dir.)

Ne kadar hayra müteallik işler var ise emrolunan kısımlardandır. Ve ne kadar şer ve kötülükler var ise nehyedilen kısma dâhildir. Adaletin meyvesi, yardım görmek, ihsanın meyvesi, sena ve övgü, Sıla-i Rahmin meyvesi de, samimiyet ve dostluktur. Mülkün istikameti bu üç nesne iledir. Fuhşun neticesi, dinin bozulması, münkerin neticesi, düşman kazanmak ve zulmün neticesi, mahrum olmaktır ki; Mülkün zarar görmesi bu üç nesne iledir. Bu altı sözdeki üçü emir, üçü yasaktır. Hepsi, zahire ve batına, şeriate ve hakikate müteallik olan ilimleri ve amelleri içerir.

238

Semerkandi, Tefsir: 2/287; Fahru-r’Razi, Tefsir: 20/259; İbni Âdil, Lubab: 12/143; İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 5/72.

84

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Nahl Suresi’nde:

ُ‫ُشهُيداُ ْعلْيهمُمنُاْنفسهم‬ ْ ‫ْويْو ْمُنْب ْعثُفُىُكلُا ْم ٍة‬

ُ‫اب‬ ْ ‫ْوجئ ْناُب ْك‬ ْ ‫ُشهُيداُ ْع ٰلىُهٰ ؤُ َٓلءُ ْونْ ْزل ْناُ ْعلْي ْكُالك ْت‬

۩ُ‫تب ْياناُلكل ُْشيءٍُ ْوهدىُ ْو ْرم ْنةُ ْوبش َٰىُللنسلنُي ُْن‬ “O gün her ümmetin içinden kendilerine birer şahit göndereceğiz. Seni de hepsinin üzerine şahit olarak getireceğiz. Ayrıca bu Kitab'ı da sana, her şey için bir açıklama, bir hidayet ve rahmet kaynağı ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.”239 âyeti vardır ki, kıyamette her ümmete kendilerinden olan peygamberlerini şahit kılarız. Habibim, seni de ümmetinin üzerine şahit getiririz. Ve sana bütün dini emirleri beyan eden Kur’an’ı gönderdik ki, bütün insanlara, özellikle Müslümanlara hidayet ve rahmettir. Müjdesi cennettir.

ُ‫ُاللُيْأمَُبال ْعدلُُ ْوالم ْسانُ ْواي ْتائُذىُالقَ ُٰبىُ ْويْن ُٰهى‬ ُْ ٰ ‫ا ْن‬

۩ُ‫ْعنُالفْح ْشاءُ ْوالُنن ْكَُ ْوال ْبغىُيْعيكمُلْ ْعلْكمُتْ ْذ ْكَو ُْن‬

“Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara vermeyi emreder. Çirkin işleri, fenâlığı ve azgınlığı da yasaklar. Düşünüp tutarsınız diye size öğüt veriyor” Muhakkak ki, Allah-u Teâlâ her şeyin ortası olan adalet ile emreder. Mesela; İtikatta, şirk ile küfrün ortası olan tevhidi emreder. Kazançta, aşırılıkla tembelliğin ortasını emreder. Ve vermekte, cimrilikle israfın ortasını (İtidali) emreder. Ve buna benzer şekilde. 239

Nahl Suresi: 89.

85

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Ve ihsanla, Peygamber (Aleyhisselam)’ın:

ُ‫كُ ُتْ َُْاه‬ ُ ْ ْ‫اللُْ ُْك ُأ ُْن‬ ُ ٰ ُ‫سانُُ ُأ ْنُُ ُتْعُبُ ُْد‬ ُْ ُ‫ُاِْلُم‬ 240

ُ‫ُْفإُنُُ ُلْمُُ ُتْكُنُُ ُتْ َُْاهُُ ُْفإُ ُنْهُُ ُيْ َُْا ُْك‬

“İhsan, Allah-u Teâlâ’yı görür gibi ibadet etmendir. Sen onu göremezsen de, o seni görür”241 kavl-i şerifi gibi emreder ki; o ibadet ihsandır. Akrabadan muhtaç olana vermeyi emreder. Kuvvetli şehvete uyarak zina vesaire gibi çirkin amelden nehyeder. Şiddetli gazaplanmaktan ve birisini öldürmekten ve mal gasbetmekten vesair gibi pişmanlığı gerektiren fiillerden nehyeder. Allah-u Teâlâ size emirler ve yasaklar ile hayrı ve şerri beyan eder ki, düşünüp tutasınız diye vaaz eder. ÂL-İ İMRAN SURESİ 196-197.AYETLERİN BEYANI Allah-u Teâlâ buyurur ki:

۩ُ‫ْلُيْغ َْنْ ْكُتْ ْقلبُالْذُي ْنُ ْكفَْواُفُىُالب َْلد‬

ٌ ُ‫ُ ْم ْتا ٌعُقْل‬ ۩ُُ‫يلُث ْمُ ْمأ ٰويهمُ ْج ْه ْنمُ ْوبئ ْسُالن ْهاد‬

240

Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. Buhari, Sahih: 6/115; İbni Huzeyme, Sahih: 4/5; Beyhaki, Âdab: 1/333; Beyhaki, İtikad: 1/132; Abdulaziz b. Muhammed, Mevaridu-z’Zaman: 1/35; Suhayb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 1/21; Beyhaki, Sünenu-l’Kubra: 10/342. 241

86

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ “İnkârcıların (refah içinde) diyar diyar dolaşması, sakın seni aldatmasın! Azıcık bir menfaattir o. Sonra onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü varış yeridir!”242 Yani kâfirlerin bollukta ve beldelerde ticaret ve kazanç sağlamaları ve diyar diyar dolaşmaları, Ya Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mü’minleri aldatmasın. Kâfirlerin o hali, hemen kaybolan az bir menfaattir. Bundan sonra onların meskeni ve varacakları yer cehennem’dir. O ne kötü bir karargâhtır.

ُ ‫ات‬ ُ ٌ ‫ُج ْن‬ ْ ‫ٰلكنُالْذُي ْنُاتْ ْقواُ ْربْهمُلْهم‬

ُ ‫تْجَُىُمنُتْحت ْهاُالْن ْهارُُ ْخالدُي ْنُفُي ْها‬

ْ ‫ُخي ٌَُل‬ ُ‫َلب َْار‬ ُ ٰ ‫ُاللُ ْو ْماُعند‬ ُ ٰ ‫نزلُُمنُعند‬ ْ ‫ُْالل‬ “Fakat Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için, Allah tarafından bir ikram olarak, altlarından ırmaklar akan, ebedî olarak kalacakları cennetler vardır. İyi kişiler için Allah katındaki (nimetler) daha hayırlıdır.”243 Lakin onlar ki, şirkten ve Rabblerinin cezasından korkarak dünya menfaatine aldanmadılar. Onlara altından nehirler akan cennetler vardır ki, onda daimlerdir. Ve Allah-u Teâlâ tarafından hediyeler ve köşkler vardır. Ve Allah-u Teâlâ’nın çoğaltması ve devamlı kılması vardır. (Bu nimetler) sâdık müttakiler için fani olan dünya menfaatinden hayırlıdır. Dünya malı helal ise hesabı, haram ise azabı vardır. Şimdi, ey Hakk’a varmayı taleb eden ve mutlak sırra rağbet eden mü’min! Bugün fırsat eldeyken şeriat ile amel edip ve tarikatın halleriyle

242 243

Âl-i İmran Suresi: 196-197. Âl-i İmran Suresi: 198.

87

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ hâllenip bu âlemden korunanlar kurtuluşa erdi. Nefisleri kötülenmiş vasıflardan sıyrılıp, gönülleri ilahi feyiz ile baki hayata ehil oldular. Bu yürüyüşü ne şerîaten, ne de tarikaten bilmeyenler ve bu yolu görmeyenler, nefislerinin elinde helak olup, nefislerinden intikam almaları yarına kaldı. Bu herkesten umulandır. Bu yürüyüşün şerefi bilinsin ve gönülde olan itiraz ve tozları silinsin. Her hâlukârda hak olan kabul olunsun. TEMİZLİK İMANDANDIR

ُ ُ‫ُاْلطُهُورُُنُصُفُُالُي ُْنان‬ “Temizlik imanın yarısıdır”244 buyurulmuş. Taharet ikidir. Biri bedenin temizliği ki, dünya kiri ve necasetten temizlenmektir. Diğeri nefsin temizliği ki, kötülenmiş ahlaktan temizlenmektir. İyi hoş ve temiz olan insan, cahillerin ve fasıkların meclisinde bulunmayıp, çirkin ve kötü amellerden korunan, güzel ameller ilim ve iman ile kendini süsleyendir. İnsan için yalnız zahir bedenini su ile temizleyip, batınını ve içerisini pis ve kötü ahlak ile doldurması, kalbini tahrib etmesi, hakikatte temizlik sayılmaz. Taharetin mertebesi üçtür. Zahir bedenini abdest ve gusül ile hadesten ve necasetten temizlemek ve azalarını kabahatlerden (uzaklaştırmak) ve kalbini bozuk fikirlerden ve kötülenmiş ahlaktan, dünya sevgisi gibi nefsani rezilliklerden temizlemektir.

244

Muhammed b. Nasr el-Mervezi, Ta’zimu Kadri-s’Salat:1/432; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 3/284; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 37/536; Darimi, Sünen: 1/518; Müslim, Sahih: 1/203; İbni Şahin, Terğib: 1/15; İbni Mende, İman: 1/374; Beyhaki, İtikad: 1/175; Beyhaki, Daavat: 1/215; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 1/102; Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 1/319; Suhayb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 4/68; İbni Ebi Şeybe, Musannef: 1/14.

88

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Abdest dahi ikidir. Zahir abdest ile zahir temizlik kabul edilir olduğu gibi, batın abdest ile bâtıni temizlik kabul edilir. [Soru]: Bâtıni abdest nedir? [el-Cevâb]: Aşk, muhabbet, feyz-i hakikat ve isyandan ayrılmak ve kurtulmaktır. Yani gözyaşı içinde yıkanmaktır. Zira ehl-i tarikat buyurmuşlardır ki “Önce pak ol. Ondan sonra temiz olana nazar eyle.” Maksudun hak olsun. İnsanın içinden çirkin şeyleri temizlemesi, vücudun temizliğine sebep olduğunu beyan eder ve ehline açıktır. Taharet ve necaset çeşit çeşittir: Tabiatın necaseti şehvettir, tahareti ise iffet ve şeriatle ameldir. Nefsin necaseti hevâdır, tahareti ise hüdâ ve adab-ı tarikattır. Kalbin necaseti çirkin huylar ve kötülenmiş ahlak, tahareti ise övülmüş ahlaktır. Ruhun necaseti cahilliktir, tahareti ise Allah’ı (Celle Celâluhu) bilip tanımaktır. Sırrın necaseti sevdaya meyldir, tahareti ise en yüce olan Hazreti Mevla’dır. Hakk’ı gören bakış gerektir ki, Muhammed (Aleyhisselam)’ı bulsun, bilsin, anlasın ve hakikat üzere nazar eylesin. Malum ola ki, nazar ikidir: Biri halkın nazarıdır ki, daima halka bakar. Dünya ehlinin nazarıdır. Zira halk arasında kalan ve gözünde perde olanlar, görünenden başkasını görmezler. Nazarları halkadır. Hakk’a tamamiyle taalluk edemez. 89

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ İkincisi hak nazardır ki, ehl-i hakikatin ve ehl-i vahdetin nazarıdır. Zira şehadet ehli, vahdet ehli ve keşif ehli olanlar, Hakk’tan başkasını görmezler. Nazarları Hakk’a taalluk eder. Zira her şey, isimlerin ve isimlenenlerin görüntüsüdür. Öyleyse, keşif nazarı ve hak nazar olmayan nazar (yani halkın nazarı) Fahr-i Âlem (Aleyhisselam)’ın ancak insanlığına nazar eder. Bütün kemalatıyla Hakk’ın onda zuhurunu göremez. Ve (bu nazar) Fahr-i Âlemin hak olduğunu göremez. Ve o nazar ki; (hak nazar) bunun tersidir. Fahr-i Âlemin beşeri sınırlarına bakmaz, onda meydana gelen sırr-ı mutlak’a bakar. Şah Mahmud Gazi, Ebul Hasen el-Harakânî’ye Bayezid’i sordu. Şeyh buyurdu ki:

(Bayezid-i Bistami’yi)

–“O bir adamdır ki, onu gören hidayete erer.” Mahmud itiraz edip: –“Ebu Cehil, Fahr-i Âlem’i görmüşken niçin hidayete eremedi?” Şeyh buyurdu ki: –“Ebu Cehil, Fahr-i Âlem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i görmedi. Belki ona ‘Ebu Talib’in yetimi Muhammed b. Abdullah’ olması nazarıyla baktı. Eğer Rasulullah olması nazarıyla baksaydı, inkâra mecali kalmayıp, Sıddık-ı Ekber (Ebu Bekir es-Sıddık) gibi batınına vakıf olarak tasdik ederdi.”245 Bu sırdandır ki, çoğunlukla bir kâmil zuhur etse, kimi ikrar, kimi inkâr eder.

245

İsmail Hakkı Bursevi, Ruhu-l’Beyan: 3/297, 7/198.

90

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ HAYIZ VE NİFAS BABI246 Malum ola ki, kadınlara mahsus olan kan üçtür. Biri nifas, biri hayız, biri istihaze (özür) kanıdır.247 Kadın doğururken çocuğun azı çıkmışsa nifaslı olmaz. O vakit namazını kılmaz ise asi olur.248 Çocuk zarar görmesin diye bir çukur kazıp ya da bir çömlek üzerine oturup namazını kılması gerekir. Terkine izin yoktur. İma ile de olsa kılar.249 Hayız: Buluğa eren hanımın rahminden gelen kandır. En azı üç gün üç gecedir. En çoğu on gün on gecedir.250 Hayızın şartı, kendisinden evvelki hayızdan on beş gün geçmesi gerekmektedir. Ve üç günden az olmamasıdır. Eğer az olursa hayız değildir.251 Bir hanım bir saat kan görse, sonra on dört gün kesilse, ondan sonra on beşinci gün yine aksa bu on beş gün tamam olursa evvelki kan hayız değildir, istihazedir.252 (Kan gördüğü süre üç günden az olduğu için ve temizliği en az on beş gün olmadığı için özür kanıdır)

Hayız kanı ile nifas kanına sahih kan denilir. İki hayızın veya bir nifas ile bir hayızın arası en az on beş gün müddettir.253

246

Bu konu kitabın sonundan alınıp buraya konmuştur. Molla Hüsrev, Durer: 1/39; Şurunbulali, Meraki-l’Felah: 1/60; Şurunbulali, Nuru-l’İzah: 1/38; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 1/283; Meydani, Lubab: 1/42; İbni Nüceym, Nehru-l’Faik: 1/138; Haskefi, Durru-l’Muhtar: 1/43. 248 İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 1/229. 249 İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 1/229. 250 Mevsili, İhtiyar: 1/26; Şurunbulali, Meraki-l’Felah: 1/60; Tahtavi, Haşiye: 1/139; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 1/55. 251 İmam-ı Muhammed, Aslu-l’Ma’ruf: 1/341; Suğdi, Nutef fi-l’Feteva: 1/131; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 1/40; Merginani, Bidaye: 1/9; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 1/209; Baberti, İnaye: 1/172. 252 İmam-ı Muhammed, Aslu-l’Ma’ruf: 1/341; Suğdi, Nutef fi-l’Feteva: 1/139; Semerkandi, Tuhfetu-l’Fukaha: 1/33; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 1/40; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 1/62; Abdurrahman Ceziri, el-Fıkhu ala Mezahibi-l’Erbaa: 1/119. 253 İmam-ı Muhammed, Aslu-l’Ma’ruf: 1/515; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 1/40; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 1/209; Baberti, İnaye: 1/174; Zebidi, 247

91

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Mesela bir hanım hayzı kesildikten sonra on beş gün olmadan evvel kan gelirse o kan hayız sayılmaz. Temizliğin çoğu için sınır yoktur. Ömrü olduğu müddetçe temiz olabilir.254 Eğer kan devamlı olursa en çok güne takdir edilir.255 (10 gün) Bir kadın kan görürse namazı son vaktine kadar geciktirir. Eğer kan kesilirse abdest alıp namazını kılar. Akmaya devam ederse, vazgeçer. On gün içinde gusül lazım değildir. Üç günün sonunda son vakte kadar geciktirir. Kesilirse gusül eder, namazını kılar, akarsa vazgeçer. Kesilince gusül eder.256 On günün tamamında (sonunda) gusül eder. Namazını kılar. Sonra kan akar ise özür kanı olur.257 Hayızda on gün tamamlanmadan evvel, nifasta kırk gün tamamlanmadan evvel kan kesilse, gusül etmedikçe veyahut kan kesildikten sonra beş vaktin birisinde gusül edip bir tekbir getirecek kadar vakit geçmedikçe cima helal olmaz.258 Eğer ki adetten evvel kan kesilirse, gusül eder. Namazını kılar. Âdeti geçmedikçe cima helal olmaz. Eğer on gün tamam olduğunda kan kesilirse gusül olmaksızın cima helal olur.259 Hanım ilk hayız gördüğünde veyahut ilk nifas gördüğünde ne kadar gün gördüyse o kadar gün adetli olur. Adet bir kere sabit Cevhere: 1/34; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 1/659; Molla Hüsrev, Durer: 1/40; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 3/524; Serahsi, Mebsut: 3/217. 254 Merginani, Hidaye: 1/34; Merginani, Bidaye: 1/9; Baberti, İnaye: 1/174; Zebidi, Cevhere: 1/33; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 1/660; Meydani, Lubab: 1/45; Kuduri, Muhtasar: 1/19; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/37. 255 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/37; Molla Hüsrev, Durer: 1/40. 256 Molla Hüsrev, Durer: 1/42. 257 Molla Hüsrev, Durer: 1/42. 258 Molla Hüsrev, Durer: 1/42; Mevsili, İhtiyar: 1/28; Zebidi, Cevhere: 1/31; Meydani, Lubab: 1/44; Kuduri, Muhtasar: 1/19; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/39. 259 Molla Hüsrev, Durer: 1/42; Merginani, Hidaye: 1/33; Merginani, Bidaye: 1/9; Baberti, İnaye: 1/171; Zebidi, Cevhere: 1/32; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 1/655; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 1/213; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 1/296.

92

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ olur.260 Âdetin, bazen günleri, bazen zamanı bazen de her ikisinde de intikal eder (değişir).261 Mesela ayın başında beş gün kan görmek adeti olan bir hanımın ikinci hayızında ayın sonunda beş gün görse, zamanı intikal etmiş (değişmiş) olur. Eğer ki, ayın sonunda dört gün görse, hem zamanı hem de âdet günü (sayısı) intikal etmiş (değişmiş) olur. İlk hayızı dört gün görse, adeti dört gün olur. Eğer temizliği on beş günü geçipte, ikinci hayzı beş gün görse, adeti beş olmuş olur. Eğer on beş günü geçmeyip, on dördüncü gün yine kan akarsa adeti dört gün (olarak) kalmış olur. Nifasta, hayızda adeti beş gün olsa, hayızda on günü aşıp, nifasta da kırk günü aşarsa, evvelki beşte kalır.262 Bir kız buluğa ermeden (ilk kez kan gören bir kızdan) kan devamlı aksa, onun gördüğü her aydan on günü hayızdır. Geri kalan temizliktir.263 Eğer adet gören bir kadından her zaman kan gelecek olursa hayız ve temizlik adedi hükmolunur. (Önceki hayız ve temizlik hallerindeki belli günlerine göre hükmolunur.) (Eğer adet gören bir kadından her zaman kan gelecek olursa ve) temizlik müddeti (önceden) tam altı ay veya daha fazla bulunmuş olursa, temizlik müddeti altı aydan bir saat noksan kabul edilir ki, bu müddet gebelik müddetinin en alt sınırı demektir.264

260

Molla Hüsrev, Durer: 1/43; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/43. Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 1/233. 262 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/43. 263 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/37; Molla Hüsrev, Durer: 1/40. 264 Molla Hüsrev, Durer: 1/40; Baberti, İnaye: 1/175; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 1/660; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/54; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 1/62; Abdurrahman Ceziri, el-Fıkhu ala Mezahibi-l’Erbaa: 4/400; Zuhayli, el-Fıkhul’İslami ve Edilletuhu: 1/639. 261

93

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ NİKAH KİTABI Nikâhta üç farklı sebep vardır. Biri şer’î sebep, biri aklî sebep, biri de tabii sebeptir. Şer’i Sebep:

‫( ” ُْفنُكُحُوا‬nikâhlanın) emr-i şerifidir. Ve Nebi (Aleyhisselam)’ın:



ُ‫ُفْإنيُأبْاهيُبكمُال ْم ْمُيْو ْمُالق ْيا ْمة‬،‫ُتْكيَوا‬،‫تْ ْنا ْكحوا‬ “Evlenin, çoğalın. Zira ben, kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar ederim”265 kavl-i şerifidir. Akli Sebep: Her akıl sahibi, kendi ölümünü düşünüp, ölümünden sonra isminin kalıcı olmasını isteyip, tamamiyle unutulmamayı murad eder. Bu ise, ancak geriye nesil bırakmakla olur. Onun yolu ise nikâhtır. Tabii Sebep: İnsanın tabiatında evlat sevgisi yerleşmiştir. İki şahit huzurunda nikâh “icab” ve “kabul” ile yerine gelmiş olur, yani gerçekleşmiş olur. Taraflardan hangisi önce konuşursa “icab” olur. Sonra konuşanınki “kabul” olur.266

265

Abdurrezzak, Musannef: 6/173; İbni Hacer el-Askalani, Telhis: 3/248; Sehavi, Mekasidu-l’Hasene: 1/268; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 2/35; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 16/276; Acluni, Keşfu-l’Hafa: 1/366; Iraki, Tahricu Ehadisi İhya: 2/939; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 41/321. 266 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/270.

94

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Nitekim kadının “beni evlendir” ve erkeğin “nikâhıma aldım” ve “nikâhladım” demesi gibi. Bu sözün bir mecliste söylenmesiyle nikâh sahih ve tamamlanmış olur. Zira hanımın “beni nikâhına al” sözü, adamın vekâletine izindir. Ve erkeğin “seni nikâhladım” sözü, hükmen hem icab, hem kabuldür. Zira bir kimsenin nikâhta, hem koca olması, hem de hanıma vekil olması caizdir.267 Veli dahi böyledir. Kızın ve erkeğin ikisine de vekil olur.268 Kız ve erkek çocuk oldukları halde, manalarını bilmeseler de, yine nikâh sahih olur. İki şahit huzurunda “aldım, verdim, kabul ettim, sahiplendim” gibi lafızlarla da olur. Eğer erkek “seni nikâhladım” (dese), kız da “kabul ettim” dese veyahut erkek “seninle evlendim” (dese) kız da “kabul ettim” dese, veyahut kız “nefsimi sana sattım”(dese) erkek de “kabul ettim” dese nikah sahih olur. “Verdim-aldım” demekle de olur.269 TALAK KİTABI Talak, boşama manasına gelen bir isimdir. Lügatte mutlak olan kaydı kaldırmaktan ibarettir. Nitekim:

ُ ْ َْ ‫اْطلْقتُالْسي َُْ ْوال ْف‬ Yani, “Atı ve esiri serbest bıraktım.” Nikâhta “tef’il babı” ile kullanılır:

ُ‫ْطلْقت‬

“Boşadım” gibi. 267

Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/295. Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/295. 269 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/270. 268

95

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Lakin nikâhtan başka yerde “if’al babı” ile kullanılır. Bu sebepten dolayı, bir kimse hatununa, şeddeli lam ile:

ُ‫اْنتُم ْطلْ ْق ٌة‬ Yani “sen boşsun” dese, niyete muhtaç değildir. Ama şeddesiz lam ile dese, niyete ihtiyaç vardır.270 Malum ola ki, esah olan görüşe göre ihtiyaç olmadan boşamak haramdır.271 Zira Enbiyâ’nın sünneti olan nikâhı kesmektir. Nitekim Nebi (Aleyhisselam):

272

ْ ‫ىُالل‬ ُُ‫ُالط َْلق‬ ُ ٰ ْ‫أْبغْضُال ْح َْللُإل‬

“Allah katında mübahların en sevimsizi talaktır”273 buyurmuşlardır. Lakin hanımın çirkin işlerinden kurtulmak için talak meşru olmuştur. Zira hatunlar taifesinin ekserisi; görüşleri toy, akılları noksan, zevk ve eğlence düşkünü, bilgileri az, tedbirsiz, eşlerine nankör, değerli malları zayi eden, namus düşkünü olmayan, sırları ifşa etmekten uzak değillerdir.

270

Molla Hüsrev, Durer: 1/358. İbni Kudame, Kafi: 3/106; Kelvezani, Hidaye:1/429; İbni Kudame, Şerhul’Kebir: 8/234; Seyyid Sabık, Fıkhu-s’Sünne:2/243. Mekruh olduğuna dair: İbni Kudame, Kafi: 3/106; İbni Kudame, Şerhu-l’Kebir: 8/234. Kelvezani, Hidaye:1/429; İmam-ı Harameyn, Nihayetu-l’Matlab: 14/11; Seyyid Sabık, Fıkhu-s’Sünne:2/243. 272 ْ ‫ُالل‬ ُ‫ُالط َْلق‬ ُ ٰ ‫اماتُعن ْد‬ ْ ‫ اْبغْضُُالُن ْب‬kitabın aslında bu lafızlarla geçmektedir. Biz ise Hadis 271

kaynaklarında gördüğümüzü koyduk. AllahuA’lem Müellif bu şekli ile Molla Hüsrev’in Durer’inden alıntı yapmıştır. O eserde ise hadis olarak geçmemektedir. 273 İbni Mace, Sünen: 1/650; Ebu Davud, Sünen: 2/255; Taberani, Mu’cemu-l Kebir: 13/139; Kalabazi, Bahru-l’Fevaid: 1/340; Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 9/195; Beyhaki, Sünenu-l’Kubra: 7/527.

96

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Eğer ki boşamak meşru olmasa, erkeklerin ömürleri boyunca hüzünlü olmaları gerekirdi. Bu sayılanlara mübtela olanları kurtarmak mümkün olmazdı. Ancak akılsız olan erkek hatununu boşamayı adet eder. Mümin olan daima ırz ve namusunu koruyup, hiçbir vakit hatununu ve nikâhını ağzına almaz. Kendi dininin vazifesinden geri kalmaz. Zaruret olmadıkça talaka meyl etmez. Sabreder. Talak, şer’an nikâh ile sabit olan kaydı kaldırmaktır. Talak veren kimse için âkil ve bâliğ olması şarttır. Ve hatununun nikâhında olması gerekir. Veyahut iddet bekleyen hanıma da talak verilir. Bazı insanlar demişlerdir ki “Talak vermek sadece zaruret halinde mubahtır.” Nitekim Nebi (Aleyhisselam):

ُ‫اقُمُط َْل ٍق‬ ُ ٰ ‫لْ ْع ْن‬ ٍ ‫ُاللُك ْلُ ْذ ْو‬ “Bir kimse ile nikâhlanıp, cima edip sonra boşayana Allah lanet etsin”274 buyurmuşlardır. Bu işin alçaklık ve adilik ve sevilmeyen şey olduğunu beyan etmişlerdir. Ve Cumhur Ulema boşamayı:

۩ُ...ُ‫احُ ْعلْيكمُانُ ْطلْقتمُالن ْسا ُْء‬ ْ ‫ْلُج ْن‬ “Kadınları boşarsanız size bir günah yoktur”275 ayeti ile delillendirip mübah olduğuna hükmetmişlerdir. Talak üç kısımdır. Biri ahsen, biri hasen, biri bidattir:276

274

Farklı lafızlarla bakınız; İbni Ebi Şeybe, Musannef: 4/187. Bakara Suresi: 236. 276 Molla Hüsrev, Durer: 1/359; Merginani, Bidaye: 1/68; Merginani, Hidaye: 1/221; Baberti, İnaye: 3/466; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 5/282; Zebidi, Cevhere: 2/30; Meydani, Lubab: 3/37; Kuduri, Muhtasar: 1/154. 275

97

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Ahsen Talak: Hanımını bir talak ile boşamaktır. Hanımın iddeti geçinceye kadar, temizlik anında cima olmadan onu terk etmektir. Zira Ashab-ı Güzin (Rıdvanullahi Teâlâ Aleyhim Ecmain) bir talak üzerine talak vermenin terk edilmesini güzel gördüler. İki taraftan biri pişman olduğu vakitte, ahsen talakta geri dönüş mümkün olur. Hasen Talak: Sünnete uygun olandır. O talak, hanımı üç temizlikte üç defa boşamaktır. O temizliklerde (hayızsız hallerinde) cima olmaması şarttır. Cima olmadan talakın güzeli bir talaktır. Hayızdan kesilmiş (olanlar) ve yaşı küçük (olanlar) ve hamile olanlar hasen talakla boşanır. Her ayda bir talak ile hayızlanmış kabul edilir. İmam-ı Muhammed’e göre hamile olan hasen talak ile boşanılmaz, ancak bir talak ile boşanılır.277 Hayızdan kesilene, yaşı küçük olana ve hamileye cima akabinde talak caizdir.278 Cimadan sonra talakın mekruh olması gebe olma ihtimalinden dolayıdır. Bunlarda ise bu ihtimal yoktur. Bidat Talak: Bir kelime ile hanımını üç veya iki talak ile boşamaktır. Mesela hanımına “üç talak ile boşsun” demektir.279 Bidat talak iki çeşittir. Biri adet, diğeri vakit cihetindendir. “Üç” ve “iki” lafızları adet cihetinden talaktır. Hayız gören kadını hayız halinde iken boşamaksa vakit cihetinden talaktır.280

277

Zeylai, Tebyinu-l Hakaik: 2/193; Kuduri, Muhtasar: 1/155; Meydani, Lubab: 3/39; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 3/259; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 5/291; Zebidi, Cevhere: 2/32; Baberti, İnaye: 3/478; Merginani, Bidaye: 1/68; Merginani, Hidaye: 1/223. 278 Molla Hüsrev, Durer: 1/359; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/382; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 3/232; Haskefi, Şerhu Tenviri-l’Ebsar: 1/205; Zeylai, Tebyinu-l Hakaik: 2/193. 279 İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 3/311; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/382; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 3/276. 280 Vakit cihetinden bid’i talak tarafımızdan eklenmiştir. Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/349.

98

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Zorlama ve zor kullanma olsa bile âkil ve bâliğ olan kocanın talakı vâki olur.281 (Şafiiler buna hilaf ettiler.)282 Sarhoşun talakı geçerlidir.283 Küçüğün, delinin, uyuyanın talakı vaki olmaz.284 Talakın toplamı hür olana üçtür, cariyeye ikidir.285 SARİH VE KİNAYELİ LAFIZLAR İLE TALAK Sarih Lafız: Şu lafızlardır ki, kastedilen mana onunla açıklanmıştır. Bu lafzı işiten kişi söyleyen kişinin muradını anlar. Gerek hakikat olsun, gerek mecaz olsun. Sarih lafızlar ile talak şu lafızlardır ki, sadece talak için kullanılır ve niyete ihtiyaç bırakmaz. Boşamaya mahsus olan sözler, Türkçe’de hanımına “sen boşsun, ben seni boşadım, bıraktım, terk ettim” gibi kelamlardır ki, bu lafızlardan her biri ile bir ric’i talak vaki olur. 286 281

Merginani, Bidaye: 1/68; Baberti, İnaye: 3/487; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 5/298; Kuduri, Muhtasar: 1/155; Merginani, Hidaye: 1/224; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/353. 282 Merginani, Hidaye: 1/224; Baberti, İnaye: 3/488; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 5/299; İbni Şihne, Lisanu-l’Hukkam: 1/325. 283 Semerkandi, Tuhfetu-l’Fukaha: 2/195; Merginani, Bidaye: 1/68; Merginani, Hidaye: 1/224; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 3/206; Mevsili, İhtiyar: 3/124; Ömer b. İshak, Ğurretu-l’Munife: 1/153; Baberti, İnaye: 3/489; Zebidi, Cevhere: 2/38; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 5/300; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/353; İbni Şihne, Lisanu-l’Hukkam: 1/325; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 2/194; Serahsi, Mebsut: 6/176. 284 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/353; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 3/99100; Merginani, Bidaye: 1/68; Merginani, Hidaye: 1/224; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 3/206; Mevsili, İhtiyar: 2/95; Baberti, İnaye: 3/487; Zebidi, Cevhere: 1/240; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 5/298; İbni Şihne, Lisanul’Hukkam: 1/324; Molla Hüsrev, Durer: 1/360; İbrahimHalebi, Mülteka: 1/51. 285 Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 3/97-98; Merginani, Bidaye: 1/69; Merginani, Hidaye: 1/224; Baberti, İnaye: 3/492; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 5/51; İbni Şihne, Lisanu-l’Hukkam: 1/325; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 3/269; İbni Nüceym, Nehru-l’Faik: 2/321; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 2/196. 286 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/354; Nesefi, Kenzu-d’Dekaik: 1/270.

99

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Ric’i talak, eş olmayı kaldırmaz. Yani hatun iddet içinde nikâhı altında sayılır. Ne vakit isterse iddeti içinde nikâhı yenilemeden cima eder ve söz ile geri döner.287 “Ben hanımımdan geçmem, isterim” dese, her ne kadar bir talak giderse de iki talak ile hatununa maliktir. Eğer bir ric’i talak’tan çoğunluğa niyet eylediyse veyahut talak-ı baine niyet eylediyse bir ric’i talak vaki olur. Birden ziyade olmaz.288 “Sen boş” ya da “boşsun” veyahut “sen boş olmakla boşsun” demekle, bunların küllisi ile bir ric’i talak vaki olur.289 Eğer niyet edip dese ki “sen bir talak ve başka talak ile boşsun” dese iki talak vaki olur. Ric’i talak olarak eğer üç talak niyet ederse üç talak vaki olur.290 Zeyd cima etmiş bulunduğu hanımını bain talak ile boşadıktan sonra, iddeti içinde “üç talak ile boş ol” dese üç talak ile boş olur.291 Zeyd cima etmiş bulunduğu hanımı Hind’e hitap edip “hanım ben seni boşadım, boşadım, boşadım” dese, Hind, Zeyd’ten üç talak ile boş olur.292 Zeyd tartışma ve kavga esnasında hanımına “Ben sana talak verdim. Boş ol, boş ol, boş ol” dese üç talak ile boş olur.293 287

Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/383; Molla Hüsrev, Durer: 1/383. Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/354; Nesefi, Kenzu-d’Dekaik: 1/270; Molla Hüsrev, Durer: 1/361. 289 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/355; Merginani, Bidaye: 1/69; Merginani, Hidaye: 1/225; Mevsili, İhtiyar: 3/125; Baberti, İnaye: 4/10; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 5/309; İbni Şıhne, Lisanu-l’Hukkam: 1/325; İbrahim Halebi, Mülteka: 1/11; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 3/279; Şeyhzade, Mecmaul’Enhur: 1/387; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 3/251; Meydani, Lubab: 3/41; Kuduri, Muhtasar: 1/155; Haskefi, Durru-l’Muhtar: 1/207; Nesefi, Kenzud’Dekaik: 1/270; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 2/198. 290 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/372. 291 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/373. 292 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/355. 293 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/355. 288

100

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Kadın iddet içindeyken başkasına nikâh olunmaz. Sahih değildir.294 Boyun, boğaz, baş, yüz, ruh, beden, ceset, ferc gibi (azalar) vücudun tamamından sayılan şeylerdir. Mesela dese ki “boynun boş, başın boş, yüzün boş, ruhun boş, cesedin boş, fercin boş” dese, talak vaki olur.295 Veya “yarın boş” veya “üçte birin boş” dese talak vaki 296

olur.

“Sen burdan Şam’a kadar boşsun” dese, talak vaki olur.297 “Sen yarın boşsun” dese talak (ertesi) sabah dediği vakitte vaki olur.298 KİNAYELİ TALAK FASLI Kinayeli lafız, hem talaka hem de talaktan başka şeylere ihtimali olan şeydir. Kinayeli lafız ile talak vaki olmaz. Ancak niyeti veyahut o hale dalaleti ile vaki olur.299 “Sen (iddet) say”, “hükmü sen temizle”, ve “sen bir tanesin (bundan sonra yalnızsın)” bunların her biri ile bir ric’i talak vaki olur. Zikrolunan üç lafızdan hariciyle bir bain talak300 vaki olur. 294

Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/280. Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/360. 296 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/360. 297 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/365. 298 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/366. 299 Merginani, Bidaye: 1/71; Merginani, Hidaye:1/274; Baberti, İnaye: 4/61; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 5/360; Zebidi, Cevhere: 2/34; Zeylai, Tebyinul’Hakaik:2/215; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/374. 300 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/374; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 3/108; Merginani, Bidaye: 1/71; Merginani, Hidaye: 1/235; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 3/230; Mevsili, İhtiyar: 3/132; Baberti, İnaye: 4/61-62; Zebidi, Cevhere: 2/31; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 5/361; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 4/75; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/432; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 3/300; Meydani, Lubab: 3/42; Kuduri, Muhtasar: 1/155; Nesefi, Kenzu-d’Dekaik: 1/276; 295

101

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ “Sen ayrısın, sen kesiksin ve kesilmişsin, benden aran kesilmiş, sen haramsın, sen boştasın, ipliğin boynunda, ehl-i akrabana ilhak ol, git ben seni ehli akrabana hibe ettim, ben kurtuldum, ben senden ayrıldım, işin elindedir, saçını tara, sen kurtuldun, nefsine istediğin gibi davran, sen hürsün, sen başını ört, sen başına örtü al, sen örtün, sen gurbette ol, sen çık, sen git, sen kalk başka koca ara” bu lafızlarla boşama niyeti varsa talak vaki olur.301 Eğer söylediğini inkâr ederse, rıza halinde (siniri geçtikten sonra) tasdik olunur. Ama yanlışlıkla söylerse tasdik olunmaz. Talak lafızlarında niyet sorgulaması sinirli hallerinde yapılmaz. Kinaye lafızlarıya olan bain talaktır. Ric’i talak değildir. Nikâhın yenilenmesi kadının iznine bağlıdır. Eğer talak lafızları şiddetli şekilde söylenirse, talak-ı bain olur. Mesela “sen ayrılmak ile boşsun, elbette boşsun, en çok en kötü boşamak ile boşsun, şiddetli boşsun, şeytan talakıyla boşsun, bidat talakı ile boşsun, dağlar gibi boşsun boşadım, binlerce boşsun, ev dolusu boşsun, şiddetli talak ile, uzun uzadıya, enine boyuna boşsun” dese, niyetsiz de olsa talak-ı bain ile hatun boş olur.302 Talak babında kadın külliyen zevcinden ayrılır. Ve elinden çıkar. Nikâhın yenilenmesi kadının iznine bağlıdır.

Abdurrahman Ceziri, el-Fıkhu ala Mezahibi-l’Erbaa: 4/288; Zuhayli, el-Fıkhul’İslami ve Edilletuhu: 6/6986; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 2/215. 301 Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 3/105; Mevsili, İhtiyar: 3/133; Molla Hüsrev, Durer: 1/368; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 3/327; Nesefi, Kenzu-d’Dekaik: 1/276; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 2/216; Muhammed Şeybani, el-Asl: 4/453; Abdurrahman Ceziri, el-Fıkhu ala Mezahibi-l’Erbaa: 4/294; Hüseyin b. İbrahim el-Mağribi, Kurretu-l’Ayn: 1/150; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/375. 302 Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 3/110; Merginani, Bidaye: 1/71; Merginani, Hidaye: 1/233; Baberti, İnaye: 4/51; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 5/349; Zebidi, Cevhere: 2/36; İmam-ı Muhammed, Camiu-s’Sağir:1/198; İbni Nüceym, Nehru-l’Faik: 2/350; Muhammed b. Abdullah el-Hasisi, Meani-l’Bedia: 2/257; Zuhayli, elFıkhu-l’İslami ve Edilletuhu: 9/6913; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/372.

102

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Bir kimse bir hatuna iki şahit yanında “sen benim karım oldun mu” dese, hanım “oldum” dese,303 soruyu soran kimse “kabul ettim” demediği için aralarında nikâh gerçekleşmez.304 Bir erkek bir kadına iki şahit huzurunda “kendini bana hatun ettin mi” (dese), hanım da “hatun ettim” dediği vakit, erkek “ben de kabul ettim” dese, nikâh gerçekleşmiş olur.305 Bir kimse, bir erkeğe “kendi kızını benim oğluma layık gördün mü” dese, o adam dahi “tuttum gördüm” dese nikâh kıyılmış olmaz.306 (Çünkü burada icab- kabul yoktur, sadece soru sorup haber alma vardır. -Mütercim)

Eğer hanım kocasına “bana talak ver” dese, koca dahi “vermiş say, olmuş say, verilmiş olmuş olsun” deyip de talaka niyet etmişse, talak vaki olur. Eğer niyet etmemişse vaki olmaz.307 Eğer “o bana kıyamete kadar layık değildir, ömrüm müddetince bana layık değildir” dese talak vaki olmaz. Zira layık olma meselesi sarih talak değildir. Ancak boşama niyeti ile söylerse talak olur. Çünkü bu lafızlar kinaye lafızdır.308 Bir hanım kocasına “mehir kabını sana bağışladım elini benden çek” dese, veyahut “benimle mücadele etme” dese, koca talak verirse mehir düşer. Eğer talak vermezse mehir düşmez.309 Bir kimse bir işe davet edilse, o kimse “o işi yapmaya benim üzerime yemin var” dese, Allah (Celle Celâluhu)’ya yemin ettiğine delildir.310 303

Feteva-i Hindiyye’de geçtiğine göre, bir hatuna iki şahit yanında “benim oldun mu?” dese, hanım “oldum” dese nikâh gerçekleşmez. Ancak, “karım oldun mu” dese, hanım da “oldum” dese nikâh gerçekleşir. Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/299. 304 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/295. 305 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/300. 306 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/301. 307 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/380. 308 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/386. 309 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/493.

103

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Eğer bir kimse bir işe davet edilse, “benim üzerime talak veya şart var” dese, bu talak yemini olduğuna delildir. “Ben bu sözü yalan olarak söyledim” dese, tasdik olunmaz. Söylediği ile sorumludur.311 KİTABUL EYMAN (YEMİN KİTABI) [Soru]: “Allah ile ahdim olsun ki filan işi işlemeyeceğim” diye yemin edip, ondan sonra o fiili işlese, Zeyd’e ne lazım olur? [el-Cevâb]: Yemin keffareti.312 [Soru]: Zeyd “filan işi yaparsam Nebi (Aleyhisselam)’a sövenlerden olayım” deyip yemin etse, sonra o işi yapsa, Zeyd’e ne lazım gelir? [el-Cevâb]: Yemin olması amacıyla söyleyip işlediyse, yemin keffareti; küfür olması amacıyla söylediyse imanını yenilemesi gerekir.313 [Soru]: Zeyd “falan işi yaparsam Hazret-i Rasule Lânet etmişlerden olayım” dedikten sonra, Zeyd o işi yaparsa, ona ne lazım olur? [el-Cevâb]: Yemin olması amacıyla söyleyip işlediyse, yemin keffareti; küfür olması amacıyla söylediyse imanını ve nikâhını yenilemesi gerekir.314 Yani böyle diyen adam sözünde durmazsa kâfir olur. İtikadında küfürdür. Zira küfrünü şarta bağladığı bir yemindir. (Küfre rıza küfürdür. Şemseddin Hanbeli, Levamiu-l’Envar: 1/363. -Mütercim)

Bu tür meselelerde tercih edilen Şemsul Eimme’nin Şerhi kavlidir ki;

310

Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/57. Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/57. 312 Şeyhulislam Ali Efendi, Feteva-i Ali Efendi: 1/153. 313 Şeyhulislam Ali Efendi, Feteva-i Ali Efendi: 1/153. 314 Şeyhulislam Ali Efendi, Feteva-i Ali Efendi: 1/154. 311

104

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ “Eğer yemin eden bu misallerde olduğu gibi zan, itikadında ise küfürdür. Zira bu itikad ile küfre girmeye rıza göstermiş oluyor. Ve eğer itikadında olmaz ise küfür olmaz.” [Soru]: Zeyd hanımı Hind’i boşadıktan sonra “Bugünden sonra Hind’le evlenirse “Allah ikidir” demişlerden olayım” deyip, bundan sonra Hind’le evlenirse, Zeyd’e ne lazım gelir? [el-Cevâb]: Yemin olması amacıyla söyleyip evlenirse, yemin keffareti gerekir; kâfir olmak amacıyla söyleyip evlendiyse, imanını ve nikâhını yenilemesi gerekir.315 [Soru]: Zeyd, hanımı Hind’i üç talak ile boşadıktan sonra, Hind başkasıyla evlenmeden, Hind’le (evlenip) birleşirse Zeyd’e ne lazım gelir? [el-Cevâb]: Şiddetli tazir gerekir.316 Yemin; olayın iki tarafından bir tarafını Allah (Celle 317 Celâluhu)’nun yemin olunan ismiyle kuvvetlendirmektir. Yemin iki nevidir. Biri, Hak Subhanehu ve Teâlâ’nın ismiyle ve isimlerinin sıfatıyla yemindir. Diğeri de Cenab-ı Hakk’tan gayrısıyla yemindir. Allah (Celle Celâluhu)’dan gayrısıyla yemin meşrudur.318 Bu yemin, cezayı şarta bağlamıştır. Mesela, “şu eve girersem hürsün veya boşsun veyahut benim üzerime hacc ve umre olsun” demek gibi. Bunlara benzeyen şart ve ceza gibi.319 Cezayı şarta bağlamak vasfen yemin değildir. Lakin fıkıh âlimleri; Allah (Celle Celâluhu)’ya yemin ile hâsıl olan şey bununla 315

Şeyhulislam Ali Efendi, Feteva-i Ali Efendi: 1/154. Şeyhulislam Ali Efendi, Feteva-i Ali Efendi: 1/157. 317 Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/538; Nesefi, Kenzu-d’Dekaik: 1/327; Molla Hüsrev, Durer: 2/38; İbrahim Halebi, Mülteka: 1/259; İbni Nüceym, Nehrul’Faik: 3/48. 318 Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 3/107; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 4/301; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/539; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 3/705. 319 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/51. 316

105

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ dahi hâsıl olur (demişlerdir). Yemin etmek meşrudur. Lakin az olması evladır. Hak Subhanehu ve Teâlâ Hazretleri’nden gayrı ile yemin bazı fıkıh âlimlerine göre mekruhtur. Cumhur ulemaya göre mekruh değildir.320 Yemin üç çeşittir.321 Birisinde keffaret gerekir. Birisinde gerekmez. Birisinde yemin edenin sorumlu tutulmayacağı umulur. Birinci çeşit, yemin-i ğamustur ki: Yemin-i Ğamus: Geçmiş ve şimdiki hale yemindir. Bilerek yalan yere yemin edip, geçmişte olan bir olay için “vallahi ben işledim şöyle” veya “vallahi o işi ben şimdi işledim” diye yemin etmektir. Yemin-i ğamus’un hükmü günahtır. Zira Nebi (Aleyhisselam):

322

ُ‫َلقُ ُْع‬ ُ ْ ْ‫ُاْلُ ُْينُينُُالُ ُْغنُو ُُ ُتْ ُْدعُُالدُ ُيْا ُْرُ ُب‬

“Yemin-i Ğamus, diyar ve memleketleri harap viran eder”323 buyurmuşlardır. Yemin-i Ğamus’ta keffaret yoktur. Ancak tövbe vardır.324 320

Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/52; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 3/107; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 4/301; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/539; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 3/705. 321 Cassas, Şerhu Muhtasari-t’Tahavi: 7/432; Kuduri, Muhtasar: 1/209; Merginani, Bidaye: 1/96; Merginani, Hidaye: 2/317; Baberti, İnaye: 5/59; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 6/111; Zebidi, Cevhere: 2/191; Meydani, Lubab: 4/3. 322 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 323 Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 1/85; Kalabazi, Meani-l’Ahbar: 1/323; Suyuti, Camiul’Ehadis: 24/312; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 16/696; Hayseme b. Süleyman, Hadis: 1/70. 324 Cassas, Şerhu Muhtasari-t’Tahavi: 7/374, 376; Serahsi, Mebsut: 8/127; Merginani, Bidaye: 1/96; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 3/108; Ömer b. İshak, Ğurretu-l’Munife: 1/178; Baberti, İnaye: 5/60; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 6/113; Zebidi, Cevhere: 2/191; Molla Hüsrev, Durer: 2/38; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/539.

106

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ İkinci çeşit, yemin-i lağv’dır. Yemin-i Lağv: Yemin edenin, bir işi geçmiş zaman üzere yeminidir. O işi kendi dediği gibi zanneder. Hâlbuki o iş, yemin ettiği şeklin aksidir. Yani öyle zannedip yemin etmektir. Onun hükmü, affolunması umulur.325 Mesela bir kimse “vallahi ben onu yaptım” veya “yapmadım” veyahut “vallahi Zeyd geldi” diye kendisinin zannı böyle olsa, lakin hal zannettiğinin hilafı olsa, bu söylenen yemin için sorumlu olmaması umulur. Üçüncü çeşit, yemin-i münakid’tir. Yemin-i Münakid: Gelecekte bir iş üzerine veyahut terk etmek üzerine yemindir. Bunun hükmü, yemini bozana keffaret vaciptir. Yemin-i münakidin kısımları vardır. Birinci Kısım: O anda yerine getirmek vacip olur. Farzları eda etmek ve günahı terk etmek gibi, mesela farzlar için “vallahi ben bugün öğle namazını kılacağım” (dese), günahı terk etmek babında “vallahi ben şarap içmem” dese, bu yeminin hükmü, namazı eda edip, şarabı içmeyip yemini tutmaktır. Yemin-i Münakid’in ikinci kısmı şudur ki: Onda yemini tutmamak vaciptir. Günah işlemeye, vacipleri terk etmek üzerine olan yemin gibi. Mesela bir kimse “vallahi bugün ben şarap içerim” dese veyahut “bugün ben öğle namazını kılmam” dese, o kimsenin şarabı terk etmesi, namazı eda etmesi ve yeminine keffaret eylemesi vaciptir. Zira Nebi (Aleyhisselam):

325

Kuduri, Muhtasar: 1/209; Merginani, Bidaye: 1/96; Merginani, Hidaye: 2/317; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 6/114; Zebidi, Cevhere: 2/192; Molla Hüsrev, Durer: 2/39; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 4/302; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 3/707; Meydani, Lubab: 4/4.

107

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

326

،ُ‫ُاللُفْليطعه‬ ُْ ٰ ‫ْمنُنْ ْذ ْرُأْنُيطي ْع‬

ُُ‫َْلُيْعصه‬ ُ ْ ‫ُاللُْ ْع ْزُ ْو ْج ْلُف‬ ُ ٰ ‫ْو ْمنُنْ ْذ ْرُأْنُيْعص ْي‬

“Bir kimse Allah’a itaat etmeye yemin ederse, Allah’a itaat etsin. Ve eğer Allah-u Teâlâ’ya asi olmak için yemin ederse, isyan etmesin, günahı terk etsin”327 buyurmuşlardır. Yemin-i münakid’in üçüncü kısmı da şudur ki: Yemini bozmak bozmamaktan efdaldir. Bir Müslümanı terk etmek ve ona benzer bir şey gibi. Bir kimse “darılıp küserek onunla konuşmayıp selam vermeyeceğim” diye yemin etse, o kimse için yeminini tutmayıp yeminini bozması efdaldir. Ve bozduktan sonra keffaret eylemesi gerekir. Zira Nebi (Aleyhisselam):

،‫اُخيَاُمن ْها‬ ْ ‫ُ ْف َْأْىُ ْغي َْ ْه‬،‫ين‬ ْ ْ‫ُمل‬ ْ ‫ْمن‬ ٍ ‫فُ ْعلْىُيْن‬ 328

ُُ‫ُ ْولي ْكفَُ ْعنُيْنينه‬،‫فْل ْيأت ْها‬

“Bir kimse yemin üzerine yemin etse, o yeminin gayrısını ondan hayırlı görse, o hayırlı gördüğü şeyi işlesin ve yemininin keffaretini versin”329 buyurmuşlardır. 326

Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. İmam-ı Malik, Muvatta: 3/678; İmam-ı Şafii, Müsned: 1/339; İbni Rahuye, Müsned: 2/391; Darimi, Sünen: 3/1508; İbni Mace, Sünen: 1/678; Ebu Davud, Sünen: 3/232; Tirmizi, Sünen: 3/157; Bezzar, Müsned: 12/104; Nesai, Sünen: 7/17; İbni Huzeyme, Sahih: 3/352; Tahavi, Şerhu Muşkilu-l’Âsâr: 10/360; İbni Hibban, Sahih: 10/233; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 6/191; Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 10/21; İbni Ebi Şeybe, Musannef: 3/66; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal : 16/710; İbnu-l’Esir, Camiu-l’Usul: 11/552; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 21/465. 328 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 327

108

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Bu zikrolunanlardan hariç işlemesi caiz olmayanın dışında yeminini muhafaza edip tutmak efdaldir. Zira Hak Subhanehu ve Teâlâ Hazretleri:

...ُ‫ُ ْوامفْيواُاْي ْنانْكم‬... “Yeminlerinizi muhafaza ediniz”330 kavl-i şerifi ile emir buyurdu. Bu emir vücub içindir. İnsanların yeminlerini muhafaza etmesi vaciptir. Vacip olan keffarette bilerek veyahut unutarak yapmakta fark yoktur. (Yemin-i Münakid için bkz:)331 Ğurer’de yazılmıştır ki, (yeminin) keffareti bir köle azad etmek veyahut on fakire yemek yedirmek veyahut on miskine elbise giydirmektir. Bu ikisinden aciz olur ise, birbiri ardına arasını kesmeyerek üç gün oruç tutmaktır.332 DAVALIK GAYRIMENKUL Tartışmaya konu olan gayrimenkul, davacı davasına şahit ve delil getiremediği takdirde, sahibinin elinden çıkmaz.333

329

Müslim, Sahih: 3/1271; Darimi, Sünen: 3/1512; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 30/187; Ebu Davud, Müsned: 2/711; İbni Mace, Sünen: 1/681; Nesai, Sünen: 7/10; Nesai, Sünenu-l’Kubra: 4/440; İbni Hibban, Sahih: 10/188; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 1/297; İbni Asakir, Mu’cem: 2/1120; Abdurrezzak, Musannef: 8/495; Suhayb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 22/23; Darimi, Sünen: 1/560; Beyhaki, Sünenu-l’Kubra: 9/387; Beyhyaki, , Marifetu-s’Sünen ve-l’Âsâr: 13/425. 330 Maide Suresi: 89. 331 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/52. 332 İmam-ı Muhammed, Aslu-l’Ma’ruf: 3/225; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 2/62; Suğdi, Nutef fi-l’Feteva: 1/192; Merginani, Hidaye: 2/319; Baberti, İnaye: 5/80; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 6/134; İbrahim Halebi, Mülteka: 1/265; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 1/541; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 3/725; Meydani, Lubab: 4/8; Kuduri, Muhtasar: 1/210; İbni Nüceym, Nehrul’Faik: 3/58; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 3/112; İmam-ı Muhammed, el-Asl: 2/293; Muhammed b. Muhammed el-Halili, Feteva: 2/93. 333 İbrahim Halebi, Mülteka: 1/481; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 8/550; Şeyhzade, Mecmau-l’Enhur: 2/737; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 6/740; Haskefi,

109

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ FASİD ALIŞVERİŞİN BEYANI

ُ ُ‫ُبعتُمن ْكُ ْماُيْخَج‬:‫بْيعُالُن ْعا ْو ْمة؛ُ ْميَْل‬

ُ‫ُفْاس ٌد‬،‫ُش ْجَىُ ْك ْذاُ ْعاماُب ْك ْذاُدر ْهنا‬ ْ ‫منُاْرضىُاْو‬ Meyve henüz olgunluğa erişmeden ağaçlar üzerinde satışı ve başaklarda olan buğdayı satmak fasiddir. Mesela bir adamın bir adama “bu sene harman ağaçları, bağ, meyve ağaçları ne verirse” yahut “ekilen tarladan ne çıkarsa” (diye) satmasıdır.334 KABZETMEDEN SATIŞ

(ُُ‫)ُبْيعُ ْماُلْمُيق ْبض‬

Bir malı eline geçirmeden satmak, yiyeceklerde ve menkullerde fasiddir. Gayrimenkullerde değildir.335 ŞARTLI SATIŞ “Sen bana falan şeyi satarsan ben de şu şeyi satarım” dese fasiddir. Durru-l’Muhtar: 1/754; Nesefi, Kenzu-d’Dekaik: 1/690; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 6/222; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 6/443. 334 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 3/106; Suğdi, Nutef fi-l’Feteva: 1/469; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 5/139; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 6/333; Zekeriyya b. Mes’ud el-Ensari, Lubab: 2/482; Bedreddin el-Ayni, Binaye: 8/38; İbni Şıhne, Lisanu-l’Hukkam: 1/355; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 5/325; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 4/555; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 4/47; Serahsi, Mebsut: 12/134. 335 Bezzazi, Feteva: 1/327; Zuhayli, el-Fıkhu-l’İslami ve Edilletuhu:4/2884; Cassas, Muhtasaru İhtilafi-l’Ulema: 3/29; İbni Hazm el-Endülüsi, Mahalli bil’Âsâr: 7/476; Ebu-l’Muzaffer Avnuddin, İhtilafu-l’Eimmeti-l’Ulema: 1/384; Şihabuddin eş-Şafii, Muhtasaru Hilafiyyati-l’Beyhaki: 3/319; Ebu-t’Tayyib Muhammed Sıddık Han, Dureru-l’Behiyye: 2/365; Ebu-t’Tayyib Muhammed Sıddık Han, Ravdatu-n’Nediyye: 2/100; Halil Günenç, Günümüz Meselelerine Fetvalar: 1/317.

110

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ “Bana borç verirsen şu şeyi sana satarım” veya tersi olursa “bana şu şeyi satarsan sana borç veririm”, “beşini nakit verirsen bu şeyi on kuruşa satarım” demek fasiddir. “Bir aya kadar ödersen on beş kuruşa veririm” demek fasiddir.336 Götürü usulü (ölçüsüz) “şu kadar buğdayı bu kadar dirheme satın alırım on kilosunu almam” demek gibi. 337 Alışverişi yedi şey ifsad eder:338 1-Ücretin bilinmemesi. 2-Vaktin bilinmemesi. 3-Satılan şeyin bilinmemesi. 4-Cayma hakkının üç günden fazla olması. 5-Alışverişte satıcıya menfaat sağlayan bir maddenin olması. Mesela “ben sana şu şeyi satıyorum, senden istediğimde bana satacaksın veya hibe edeceksin” demek gibi. 6-Alışverişte alıcıya menfaat sağlayan bir maddenin olması. “Benim evime götürürsen şu şeyi satın alırım” demek gibi. 7-Alışverişte satılan şeye menfaat sağlayan bir maddenin olması. “Şu cariyeyi sana satıyorum, odana alasın veya şu yeri sana satıyorum ama vakfedeceksin, şu hayvanı sana satıyorum ama şu işte kullanacaksın” demek gibi. 336

Molla Hüsrev, Durer: 2/200; Zeylai, Tebyinu-l’Hakaik: 4/131; İbni Şıhne, Lisanu-l’Hukkam: 1/264. 337 İmam-ı Muhammed, Aslu-l’Ma’ruf: 5/64; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 5/193; Burhaneddin Mahmud b. Ahmed, Muhit: 6/355; İbni Nüceym, Bahru-r’Raik: 5/305; İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 5/150; Serahsi, Mebsut: 12/191; İmam-ı Muhammed, el-Asl: 2/418; Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 3/119. 338 Suğdi, Nutef fi-l’Feteva: 1/474; Kasani, Bedaiu-s’Sanai’: 5/157; Zuhayli, elFıkhu-l’İslami ve Edilletuhu: 5/3346, 3444.

111

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ FAİZ339 Faiz almanın haram olduğu hakkında Bakara Suresi’nde şu ayet vardır:

ْ ‫ُاْلْذُي ْنُيْأكلو ْنُالَ ٰب‬ ُ‫واُلُيْقومو ْنُا ْلُ ْك ْناُيْقومُالْذُي‬

ْ ‫ُالشي‬ ْ ‫يْ ْت ْخ ْبطه‬ ُ‫طانُم ْنُال ْنسُُ ٰذل ْكُباْنْهمُقْالَٓواُانْ ْناُال ْبيع‬ َٓ ْ ُ‫ُاللُال ْبي ْعُ ْو ْم َْ ْمُالَ ٰبواُ ْف ْنن‬ ُ‫جا ْءه‬ ُ ٰ ‫ميلُالَ ٰبواُ ْواْ ْم ْل‬

ْ ‫ْموع‬ ُ‫ىُاللُ ْو ْمن‬ ُ ٰ ْ‫فُ ْواْمَهَُٓال‬ ْ ْ‫اُسل‬ ْ ‫ي ٌةُمنُ ْربهُُفْان ُْت ُٰهىُ ْفلْهُ ْم‬ ْ ‫ْعا ْدُفْاو۬ ٰلَٓئ ْكُاْص ْحاب‬ ۩ُ‫اُخالدو ُْن‬ ْ ‫ُالنارُهمُفُي ْه‬

“Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların “Alım-satım tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Hâlbuki Allah, alımsatımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.”340 Şu kimseler ki, faiz ve para yerler. Onlar kabirlerinden ancak şeytanlara dokunmasıyla çarpılmış ve sara tutmuş gibi kalkarlar. Bütün insanlar mahşerde bunların faizci olduğuna şahid olurlar. Bunlara bu azap ve rezalet “alışveriş de faiz gibidir” dedikleri sebebindendir. 339 340

Bu konu kitabın sonundan alınıp buraya taşınmıştır. Bakara Suresi: 275.

112

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Hâlbuki Allah-u Teâlâ alışverişi helal, faizi haram kıldı. Kim ki rabbinden ona nasihat gelir de faiz yemekten dönerse, onun için önceden işlediği faiz günahını af ve mağfiret eder. Bundan sonra o kimsenin işi Allah-u Teâlâ’nın muhafazasına ısmarlanmıştır. Kim ki haram olan bu faizi helal diyerek yemeye devam ederse, o kimseler Cehennem’e giricidirler. O ateşte ebedi kalacaklardır. (Haramı helal saydıkları için341) Allah-u Teâlâ:

ْ ُ‫ُاللُالَ ٰبواُ ْويَبُى‬ ُ‫الص ْدقْات‬ ُ ٰ ‫ُيْن ْحق‬

۩ُ‫يم‬ ٍُ ُ‫الل ُْلُيحبُك ْلُ ْك ْفا ٍرُاْث‬ ُ ٰ ‫ْو‬

“Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez”342 buyurdu. Yani Allah-u Teâlâ, riba (faiz) malını, bereketini keserek mahveder. Sadakaya bereket vererek arttırır. Ve Allah-u Azîmuş Şân faiz günahını işleyenlerden razı olmaz. İSLAM’DA BİD’AT Bi’dat, şeriatte Rasulullah ve Hulefa-i Raşidin zamanında olmayan, kitap ve sünnetten cevazına işaret vaki olmayan şeylerdir. 343 Hadimi bir köyden naklen beyan eder ki, çirkin bidat ondur:344

341

Sayfa 41 veya 45’e müracaat ediniz. Bakara Suresi: 276. 343 Hadimi, Berika: 1/87. 344 Hadimi, Berika: 1/87-88. 342

113

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ 1-Ücretle Kur’an okumak. Özellikle vakfedilen parayla. Zira paranın vakfedilmesi batıldır. Zikir dua salat da böyledir. Bir malın değerini arttırmak için tesbih çekmek, namazdan sonra para taleb etmek için Kur’an okumak buna dâhildir. 2-Meyyit için yemek vermek ve kabirlere mum-kandil yakmak, cenaze önünde, gelin damat önünde zikretmek, kabir üzerine bina yapmak. 3-Üç kişiden fazla kişi ile cemaatle nafile namaz kılmak. Regaib Namazı, Beraat Namazı, Kadir Gecesi Namazı, cemaatle Tesbih Namazı buna dâhildir.345 4-Tadil-i Erkâna riayet etmeyip, kuşların gagasıyla dane toplar gibi süratle namaz kılmak. 5-İmama muhalefet edip imamdan önce rükû ve secde etmek. 6-Safları düz tutmamak. 7-Teğanni (boğazdan türlü sesler çıkarmak) ve çalgı sesleriyle türkü dinlemek, hata ile Kur’an okumak ve zikir çekmek 8-Hutbe okunurken salavat çekmek, “Radiyallahu Anh” demek (amin demek). 9-Müsrif olana sadaka vermek, mescid içinde dilenciye sadaka vermek, oyun ve dans için yemek vermek, Kur’an hatmi, şöhret ve riya için yemek yapmak. 10-Kadınların toplanıp yüksek sesle zikir ve tevhid çekmeleri. Yabancı evlerde halvete girmeleri (yalnız kalmaları), taziye, kutlama ve hasta ziyaretleri için toplanmaları ve kabirleri ziyaret etmeleri, davet eden yabancı bir erkekse o davete gitmeleri, dışarıdaki erkeklere seslerini işittirecek kadar mevlüt okumaları, özellikle kocası olan kadınların ve genç kadınların zinet ve güzel koku sürünmeleri.346 345

Birçok ulemanın fetvasına göre ezan ve kamet yapılmaksızın cemaatle kılınan nafileler kerahetsiz caizdir. Ayni, Umdetu-l’Kari: 4/170; Kastalani, İrşadu-s’Sari: 1/428; İbni Hacer, Fethu-l’Bari: 1/622; Nevevi, Şerhu Muslim: 1/244; Ahmed Mahmud Ünlü, Cemaatle Namaz: 295. 346 Hadimi, Berika: 1/87-88.

114

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ ÖLÜNÜN ARDINDAN YAPILAN HATALAR Ölü evinden yemek ziyafeti mekruhtur. Birinci, ikinci günü ve haftasından sonra yemek mekruhtur. Mevsimlerde kabristana yemek götürmek, Kur’an okuma hususunda yemek verdirmek mekruhtur. Eğer fukaraya yedirmek için yaparsa güzel olur. Bu işlerin tamamı riya ve gösteriştir.347 Bunlardan kaçınmak gerekir. Zira bu yemekler ile Cenab-ı Hakk’ın rızasını murad etmiyorlar. Yalnızca riya ve şöhret için israf ediyorlar. Özellikle varisler içinde yetim çocuk ve ğaib bulunursa, çok kere münkerat olur.348 Çok israfla mumlar ve kandiller yakmak, bulundurmak, güzel sesle teğanni etmek, kadınların toplanması, gençlerin bulunması, zikir ve Kur’an kıraatinde ücret alınması ve bundan başka şeyler bu zamanda müşahede olunuyor. Bunların haram olmasında şek ve şüphe yoktur. Bunlar için vasiyet batıldır.349 (Bütün güç ve kuvvet, yalnızca en Yüce ve en Büyük olan Allah’ın yardımıyla elde edilir.)

İmam-ı Ahmed ve İbni Mace sahih isnad ile Cerir b. Abdullah’tan rivayet ederler ki, Hazreti Cerir:

ُ ُ‫ك ْناُنْعدُالُجت ْنا ْعُإلْىُأْهلُال ْنيت‬ 350

ْ ُُ‫ْوصن ْعهم‬ ُُ‫امة‬ ُْ ‫الط ْعا ْمُم‬ ْ ‫نُالن ْي‬

“Bizler ölü sâhiblerinin yanında toplanmayı, onların da toplananlara yemek hazırlamalarını niyahetten (ölünün üzerine 351 yapılan ağıt gibi mekruh) sayardık” dedi.

347

İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 2/240-241. İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 2/240-241. 349 İbni Abidin, Reddu-l’Muhtar: 2/240-241. 350 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 348

115

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Vakti olup nisaba malik olan kimsenin, ölü için yapılan ıskat-ı salat devir dairesinde oturması ve keffaret alması, kendisine helal olmadığı gibi, ölünün ıskat-ı salatı kabul olmaz. Ancak fakirler ile devredip sonra ıskattan alsa, bir beis yoktur. Keffaret alamaz.352 ZİNA HADİSİNE DAİR MALUMAT

ُ‫ُخ َْ ْجُمنُهُُالي ْنانُ)ُاْىُنورهُاْوُ ْك ْناله‬ ْ ‫(اُ ْذاُ ْزنْىُال ْعبد‬

ُ‫ُخ َْ ْجُالي ْنانُ ْعنه‬ ْ ‫يْعنىُا ْذاُاْ ْخ ُْذُفىُالزنْاءُ ْو ْش َْ ْعُفيه‬

ْ ُ‫ىُالتوبْةُل ْننُ ْو ْق ْعُمنه‬ ‫ب ْحيث ُْلُي ْعدُم ْنُالنسلني ْنُ ْويْن ْبغ‬ ُ‫ب‬ ُ ْ ‫ُٰذل ْكُل ْيَج ْعُالْيهُ ْماُ ْذ ْه‬

Kul zina ettiğinde ondan iman çıkar. Yani imanın nuru veya kemali (çıkar). Yani kul zinaya başladığında iman ondan çıkar ve o müslümanlardan sayılmaz. Kim bunda (zinada) bulunduysa, giden (imanın) geri gelmesi için tevbe etmesi gerekir.

ْ ‫( ْف ْكا ْنُ ْع ُٰلىُ ْرأسهُ ْكاليُلْةُ)ُاْى‬ ُ‫ُالس ْحاب‬ O (iman) başının üzerinde bir gölgelik gibidir. Yani bulut (gibidir). 351

Ahmed b. Hanbel, Müsned: 11/505; İbni Mace, Sünen: 1/514; Suhayb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 29/132; San’ani, Fethu-l’Ğaffar: 2/771; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 2/307; Zeylai, Tahricu Ehadisi-l’Keşşaf: 4/265; İbni Kesir, Camiu-l’Mesanid ve-s’Sünen: 2/157; Ahmed b. Ebi Bekir el-Busiri, Misbahuz’Zucace: 2/53. 352 Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali: 254.

116

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ‫يحة‬ ْ ‫ُصح‬ ْ ‫ابُتْوبْة‬ ْ ْ‫(فْا ْذاُ ُأ ْقلْ ْعُ ْعنهُ)ُباْنُنْ ْز ْعُ ْوت‬ Ondan (zinadan) ayrıldığı vakit… Yani ayrılıp, gerçekten tevbe etmesiyle,

ُ‫( ْر ْج ْعُالْيهُالي ْنانُ)ُاْىُنورهُاْوُ ْك ْناله‬ İman ona döner. Yani imanın nuru veya kemali (ona döner).353

ْ ‫الُالطيبيُُينكنُاْنُي ْق‬ ُ ‫الُالُن َْادُبالي ْنانُهُٰه ْنا‬ ُْ ْ‫ق‬ ْ ُ‫ىُالزانىُمي ْنُيْزنىُ ْوه ْوُمؤم ٌنُ ْو ْل‬ ‫ْوفىُ ْمديثُُُ( ْلُيْزن‬ ْ ‫يْش َْب‬ ُ‫ُالشاربُال ْخن َُْ ْوه ْوُمؤم ٌنُمي ْنُيْش َْب ْهاُ ْويْسَق‬ ْ ُ :‫نُ)ُاْل ْح ْياءُ ْك ْناُ ْو ْر ْد‬ ٌُ ‫السارقُمي ْنُيْسَقُ ْوه ْوُمؤم‬ ُ )ُ‫(ا ْنُال ْح ْيا ْءُشع ْب ٌةُم ْنُالي ْنان‬

Tîbî (Rahimehullah) dedi ki: Burada (yani bu hadiste) ve “Zina eden zina ederken mü’min değildir. Ve içki içen içki içerken mü’min değildir. Ve hırsızlık yapan 353

Münavi, Teysir: 1/102; Münavi, Feyzu-l’Kadir: 1/367; Tirmizi, Sünen: 4/311; Hakim, Müstedrek: 1/72; Aliyyu-l’Kari, Mirkatu-l’Mefatih: 1/131; Tîbî, Şerhul’Mişkatu-l’Mesabih: 2/506; Kadı Beydavi, Tuhfetu-l’Ebrar: 1/79.

117

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ hırsızlık yaparken mü’min değildir” hadisinde iman kelimesi ile söylenmesi murad edilen şey hayâdır. “Hayâ imandan bir şubedir” 354 (hadisinde) varid olduğu gibi.

ْ ُ‫ُالل‬ ُ ٰ ‫ىُالزانىُمي ْنُيْزنىُ ْوه ْوُيْس ْتحيىُم ْن‬ ‫ُاْى ُْلُيْزن‬ ٌُ‫ُشاهد‬ ُ ٰ ‫تْ ْعا ُٰلىُلْنْهُلْوُاس ْتح ُٰيىُم ْن‬ ْ ٌَ ‫ُماض‬ ْ ‫ُاللُ ْواع ْت ْقدُْاْنْه‬ ْ ‫ل ْحالهُُلْمُيَْتْكبُ ْه ْذاُالفع ْل‬ .‫ُالشني ْع‬ Yani zina yapan, zina yaparken Allah (Celle Celâluhu)’dan utanmaz. Çünkü o, eğer Allah (Celle Celâluhu)’dan utansaydı ve halini sürekli izlediğine inansaydı, bu çirkin işi yapmazdı.355

ْ ‫ُالزجَُ ْو‬ ْ ‫ُ ْه ْذاُمنُبْاب‬:ُ‫ال التوربشتي‬ ُ‫التشديدُفى‬ ُْ ْ‫ُق‬

ْ ‫ال ْوعيدُُ ْزجَاُل‬ ُ‫نُلطفاُبهمُ ْوتْنبيهاُ ْع ُٰلىُاْ ْنُالزنْا‬ ُْ ‫لسامعي‬ ُ‫منُش ْيمُاْهلُالكفَُُ ْواْع ْنالهمُفْال ْجنعُبْيُ ْنهُ ْوبْي ْنُالي ْنان‬ ْ ‫ْكالُن ْت ْناف ْيينُُ ْوفىُ ْقولهُُ ْعلْيه‬ ُ‫ُالس َْلمُمي ْلُاليلْةُ ْوه ْى‬ ْ ُ‫فُمك ْم‬ ْ ْ‫الس ْحابْةُالْتىُتْيلُُا ْشا ْرةُا ُٰلىُاْنْهُُ ْوانُُ ْخال‬

354 355

Tîbî, Şerhu-l’Mişkatu-l’Mesabih: 2/506. Tîbî, Şerhu-l’Mişkatu-l’Mesabih: 2/506.

118

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُُ‫تُظلُه‬ ْ ‫الي ْنانُفْانْهُتْح‬ ُ 356ُُ‫ْلُيْزولُ ْعنهُمكنهُ ْو ْلُيَْتْفعُ ْعنهُاسنه‬ Turibişti (Rahimehullah) buyurdu ki: “Bu (hadis) azaptan sakındıran ve engelleyen (hadislerden) dir. Öyle bir engel ki, işitenlere lütuf ve zinanın küfür ehlinin huyundan ve amellerinden olduğuna uyarıdır. Onunla (zina ile) imanı bir araya toplamak, iki zıddı bir araya toplamaktır. Peygamber (Aleyhisselam)’ın kavlindeki (iman başının üstünde) “gölgelik gibidir” demek, o gölgelendiren buluttur. Şuna işaret ki, her kim ki imanın hükmüne hilaf ederse o (hilaf eden) onun gölgesi altındadır. İmanın hükmü ondan gitmez ve ismi de ondan kalkmaz.”

356

Tîbî, Şerhu-l’Mişkatu-l’Mesabih: 2/513; Muhammed b. İbrahim, Tenvir: 2/79; Aliyyu-l’Kari, Mirkatu-l’Mefatih: 1/132.

119

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

120

‫‪DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ‬‬ ‫‪DUA VE HÂTİME‬‬

‫اْ ٰ‬ ‫سُبْعدْهُكف ٌَُ ُ‬ ‫لله ْمُاْسأْل ْكُاي ْناناُي ْباشَُ ْقلبىُ ْويْقيناُلْي ْ‬ ‫اْ ٰ‬ ‫لله ْمُثْبتُقلوبْ ْناُ ْع ُٰلىُدين ْكُ ْو ْوفق ْناُلَلْع ْنال ْ‬ ‫ُالصال ْحةُ‬ ‫تُال ْكَيم ْ‬ ‫لله ْمُيْاُمفْت ْحُ‬ ‫ُالت ْوابُاْ ُٰ‬ ‫ْوتبُ ْعلْي ْناُانْ ْكُاْن ْ‬

‫ْ‬ ‫اُخال ْقُاللْيلُ‬ ‫صا ْرُ ْويْ ْ‬ ‫وبُ ْوالْب ْ‬ ‫بُالقل ْ‬ ‫ابُ ْويْاُم ْقل ْ‬ ‫الب ْو ْ‬ ‫ْوال ْن ْهارُ ْويْاُ ْدل ْ‬ ‫يلُالن ْت ْحيَي ْنُ ْويْاُغ ْياثْ ُالنس ْتغييي ْنُ‬

‫ىُالل ُ‬ ‫تْ ْو ْكلتُ ْعلْي ْكُيْاُ ْر ْبُال ْعالْني ْنُ ْواُ ْوفضُاْمَىُا ُٰل ٰ ُ‬ ‫اللُال ْعلىُ‬ ‫ُمو ْلُ ْو ْلُق ْوةُْا ْلُب ٰ ُ‬ ‫ا ْن ٰ ُْ‬ ‫ُاللُبْصي ٌَُبالع ْباد ُْل ْ‬

‫ال ْعييمُُُاْلُ ْحند ٰ‬ ‫ْ‬ ‫الص َْلةُ ْو ْ‬ ‫ىُالت ْنامُ ْو ْ‬ ‫الس َْلمُ ْع ُٰلىُ‬ ‫ُللُ ْع ُٰل‬ ‫ْخيَُالْنْامُ ْو ْع ُٰلىُ ُٰالهُالك َْامُاْ ٰ‬ ‫ُمنداُ‬ ‫لله ْمُلْ ْكُال ْحند ْ‬ ‫ي ْوافىُن ُْع ْن ْكُ ْوي ْكافىُ ْمزيدُْ ْك َْم ْكُاْم ْند ْكُب ْجنيعُ‬ ‫ْم ْحامد ْكُكل ْهاُ ْماُ ْعلن ْناُمن ْهاُ ْو ْماُاْعلْمُ ُ‬ ‫‪121‬‬

‫‪DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ‬‬

‫ُضح ْوةُيْو ْم ْ‬ ‫ُج ْناذ ْىُالو ٰلىُ‬ ‫ُجنعه ْ‬ ‫ُالسبتُمن ْ‬ ‫ْف َْغتُمن ْ‬ ‫انُ ْوعشَي ْنُ ْوث َْْلثناكْ ٍةُبْعدُْالُْلفُمنُهج َْةُ ْمنُ‬ ‫ْس ْن ْةُثْ ْن ٍ‬ ‫لْهُالعزُُ ْو ْ‬ ‫اُاللُتْ ْعا ُٰلىُ‬ ‫ىُم ْنا ْه ٰ ُ‬ ‫الش َْفُب ْبلدْةُ ْدو ْر ْكان ْ‬ ‫ْو ْساك َُْب َْلدُالنسلني ْنُ ْعنُ ْريبُال ْننونُ ُ‬ ‫ُ ْو ْر ْزقْ ْناُ ْعنُُقَْيبُالوصولُا ُٰلىُال ْو ْطنُ ُ‬ ‫اْلفْقيَُُت َْابُاْقدْام ْ‬ ‫نُ‬ ‫ُالصالحي ُْ‬ ‫نُ‬ ‫ْوغ ْبارُ ْم ْجالسُال ْعارفي ُْ‬ ‫ْخادمُالعُلم ْ‬ ‫ُالشَيفُ ُ‬ ‫ُاْ ْ‬ ‫لسيدُاْم ْندُْملنى ُ‬

‫لْن ْق َُْوى ُ‬ ‫ابنُم ْح ْن ٍُدُ ُاْ ُ‬ ‫اْ ْ‬ ‫لنقشي ْبندى ُ‬

‫‪122‬‬

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Allah’ım! Ben senden kalbime işleyen bir iman ve sonu küfür olmayan şüphesiz bir inanç isterim. Allah’ım! Dinin üzerine kalplerimizi sabit kıl. Salih amelleri işlemeye bizi muvaffak eyle. Tevbelerimizi kabul eyle. Sen çok kerem sahibi ve çokça tevbeleri kabul edensin. Ey bütün kapıları açan, kalpleri ve gözleri çeviren, geceyi ve gündüzü yaratan, tereddütler içinde şaşkın şaşkın dolaşanların yol göstericisi, yardım isteyenlerin yardımcısı ve âlemlerin rabbi olan Allah’ım! Sana güvendim sana teslim oldum. Ben işimi Allah’a ısmarlıyorum. Şüphesiz ki Allah kulları hakkıyla görendir. Bütün güç ve kuvvet, yalnızca en yüce ve en büyük olan Allah’ın yardımıyla elde edilir. Hamd, bu eseri tamamlatan Allah’a mahsustur. Salat ve Selam beşerin en hayırlısına ve O’nun kerem sahibi âline olsun. Allah’ım! Nimetlerini karşılayan ve ikramının fazlasına yeten bir hamd ile sana hamdederim. Bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün hamdlerle sana hamd ederim. Şeref ve izzet sahibinin hicretinden 1328 sene sonra, Cemaziye-l’Ûla ayında, Cumartesi gününde, öğlenleyin Devrekâni beldesinde tamam eyledim. (Mayıs 1910) Allah orayı, vesair müslüman beldelerini zamanın kötülüklerinden korusun. Yakında vatana varmakla bizi rızıklandırsın. Fakir, salihlerin ayağının toprağı, Ârifler meclisinin tozu, Şerefli ilmin hizmetçisi, Seyyid Ahmed Hilmi bin Muhammed el-Ankaravi en-Nakşibendi

123

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

124

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

HADİS-İ ERBAÎN (KIRK HADİS)

“Ümmetimin din işlerinde faydalı kırk hadis ezberleyen, âlimlerle haşr olur.” [Hadis-i Şerif - Taberani]

125

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

126

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ HADİS-İ ERBAÎN (KIRK HADİS)357

ُ‫ُاللُلي ْعذبْهم‬ ُ ٰ ‫ُاللُ ْعلْ ْيُأ ْ ْمانْينُلُ ْمتيُ" ْو ْماُ ْكا ْن‬ ُ ٰ ‫ُأْن ْز ْل‬-١ ُ‫اللُم ْعذبْهمُ ْوهمُيْس ْتغفَو ُْن"ُفْإ ْذا‬ ُ ٰ ُ‫تُفيهمُ ْو ْماُ ُْكا ْن‬ ْ ‫ْوأْن‬ .‫ضيتُتْ َْكتُفيهمُالُستغفْا ْرُإلْىُيْومُالق ْيا ْمة‬ ْ ‫ْم‬ 1-“Benim ümmetim için benim üzerime Allah-u Teâlâ iki eman indirdi. Biri kitabında “Sen onların içindeyken, Allah onlara asla azap edecek değildir. Onlar istiğfarda bulunurlarken de Allah onlara azap edici olmamıştır.”358 Ben aralarından ayrıldığım zaman, istiğfârı kıyâmete kadar aralarında bırakıyorum.”359

ْ ‫ىُالصحيفْةُيْ ْتلْئ َْلُنورا‬ ‫ُاْلستغفْارُُف‬-٢ 2 - “İstiğfar insanın amel sayfasında nur gibi parlar.”360

ْ ‫لتاكبُم ْن‬ ْ ْ‫ُ ُا‬-ُ٣ ُ‫ُ ْوالنس ْتغفَُم ْن‬،‫بُلْه‬ ُ ْ ‫ُالذنبُ ْك ْنن‬ ْ ‫ُلُ ْذن‬ ْ ُ‫الذنبُُ ْوه ْوُمقي ٌمُ ْعلْي ُْهاُ ْكالنس ْتهزئُب َْبه‬

3 - “Günahtan tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. Yani günah kalmaz, gider. Lakin bir taraftan istiğfar edip diğer 357

Hadis tercümeleri müellife aittir. Enfal Suresi: 33. 359 Tirmizi, Sünen: 5/121. 360 Suyuti, Fethu-l’Kebir: 1/468; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 1/475; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/5085; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 11/10. 358

127

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ taraftan günaha ısrar eden ise el-iyazu billah (Allah Muhafaza) Cenab-ı Hakk ile alay etmiş olur.”361

ُ‫ُاللُلْهُمنُكلُ ْه ٍم‬ ُ ٰ ‫ُج ْع ْل‬، ْ ‫ُ ْمنُُ ُأ ْك ْي َُْم ْنُالُستغفْار‬-ُ٤

ُ‫ُميث ُْلُيْح ْتسب‬ ْ ‫ُ ْو ْر ْزقْهُمن‬،‫يقُ ْمخ َْجا‬ ٍ ‫ُ ْومنُكلُض‬،‫ْف َْجا‬ 4 - “Bir kimse kalben estağfirullah zikr-i şerifine devam ederse Cenab-ı Allah o kimsenin gamlarını açar ve sıkıntılarını genişliğe tebdil edip ummadık taraftan kendisini rızıklandırır.”362 Dünya ve ahirete selamet ile gider.

ُ‫ُصغي َْةُْ ْم ْعُالص َْار‬ ْ ‫ُ ْلُ ْكبي َْةُْ ْم ْعُالستغفْارُ ْو ْل‬-ُ٥ 5-“İstiğfar ile büyük günah kalmaz gider. Israr ile de küçük günah (kalmaz) büyük olur.”363

‫ُسبعي ْنُ ْم َْ ُة‬ ُ ٰ ‫ُانىُاْتوبُا ُٰل‬-ُ٦ ْ ‫ىُاللُفىُال ْيوم‬ 361

İbni Ca’d, Müsned: 1/266; İbni Mace, Sünen: 2/1419; Taberani, Mu’cemul’Kebir: 10/150; Lalekai, Şerhu Usuli İtikad: 6/1121; Ebu Nuaym, Hilye: 4/210; Kudai, Müsnedu-ş’Şihab: 1/97; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 9/362; Şeceri, Tertibul’Emali: 1/260; Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 5/81; Suhayb Abdulcabbar, Camius’Sahih: 10/152; Beyhaki, Sünenu-l’Kubra: 10/259; Hâkim, Nevadiru-l’Usul: 2/349; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 11/393. 362 Ahmed b. Hanbel, Müsned: 4/104; Nesai, Sünenu-l’Kubra: 9/171; Nesai, Amelu-l’Yevmi ve-l’Leyle: 1/330; İbni Şahin, Terğib: 1/63; İbni Hacer elAskalani, İthafu-l’Mihere: 7/643; İbni Hacer el-Askalani, İtrafu-l’Müsned: 3/237; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 3/160; Nebil Sadeddin Cerrar, el-Îma: 7/335; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/12249; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 20/45. 363 Lalekai, Şerhu Usuli İtikad: 6/110; Zeylai, Tahricu Ehadisi-l’Keşşaf: 1/227; Sehavi, Mekasidu-l’Hasene: 1/727; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 3/333; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 4/218; Acluni, Keşfu-l’Hafa: 2/452; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/14453; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 16/452.

128

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ 6 -“Ben günde yetmiş kere Allah’a rücu’ edip mağfiret isterim.”364

ُ‫ُاْلستغفْارُبُالل ْسانُتْوبْةُال ْك ْذابي ْن‬-ُ٧ 7 -“Kalbinde pişmanlık olmadığı halde yalnız dil ile edilen istiğfar yalancılar(ın) tevbesidir.”365

‫صحيفْتهُاستغفْاراُ ْكييَا‬ ْ ُ‫ُطو ُٰبىُل ْننُ ْو ْجدُْفى‬-ُ٨ 8 -“(Müjdeler olsun) Cennet ve rahat, amel sayfasında çok istiğfar bulunanadır.”366

ْ ‫ُيْاُاْي ْه‬-٩ ‫ىُاللُقْب ْلُاْنُتْنوتوا‬ ُ ٰ ‫اُالنا ُتوبواُا ُٰل‬ 9 -“Ey İnsanlar! Ölmeden önce Allah’a tevbe ediniz.”367

364

Taberani, Dua: 1/515. “Yüz kere” lafzıyla bkz: Ahmed b. Hanbel, Müsned: 30/224; İbni Muğire el-Buhari, Tahricu Ehadisi-l’Merfua: 1/761; Nesai, Sünenul’Kubra: 9/165; Nesai, Amelu-l’Yevmi ve-l’Leyle: 1/322; Ruyani, Müsned: 2/468; Taberani, Dua: 1/514; Suhayb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 10/148; İbni Ebi Şeybe, Musannef: 6/57; Muhammed b. Fettuh, el-Cem’u Beyne-s’Sahiheyn: 3/552; İsbehani, Terğib: 1/440; Mizzi, Tuhfetu-l’Eşraf: 10/258; İbni Kesir, Camiu-l’Mesanid ve-s’Sünen: 1/309; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 4/206. 365 Beyhaki, Şuabu-l’İman: 9/362; İmam-ı Gazali, İhya: 4/47; Münavi, Teysir: 1/459; Münavi, Feyzu-l’Kadir: 3/276, 3/461, 3/471; Hamza Muhammed Kasım, Menaru-l’Kari: 5/274. 366 İbni Mace, Sünen: 2/1254; Taberani, Dua: 1/506; İbni Bişran, Emali: 1/228; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 2/151; Kadı Maristan, Meşihat: 2/955; Suhayb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 10/170; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 2/205; Ali elMuttaki, Kenzu-l’Ummal: 1/479; Acluni, Keşfu-l’Hafa: 2/49; Suyuti, Camiul’Ehadis: 14/144.

129

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ‫اُل ْهل ْهاُ ُْفإُنْهُ ْمن ُُأ ْ ْخ ْذُمن ْهاُفْو ْقُ ْما‬ ُ ‫ُاُتَكواُالدُن ُْي‬-ُ١٠ ُ َُ‫ُمتُفهُُ ُْوه ْو ُْلُيْشع‬ ُْ ‫يْكفُيهُُ ُأ ْ ْخ ْذُمن‬

10 -“Dünya malını ehline bırakınız. Kendisine yetecek olandan fazla alan bilmeden kendisini helak etmiş olur. 368 (felâketini hazırlamış olur)”

ُ‫ُخطي ْئ ٍة‬ ْ ‫ُمبُالدن ْياُ ْرأ ُكل‬-ُ١١ 11 -“Dünya ve malını sevmek bütün günah ve hataların başıdır. O da gafil işidir.”369

ُ‫وت‬ ْ ‫وتُ ْو ْمار‬ ْ ‫ُام ْذرواُالدن ْياُفْانْ ْهاُاْس ْحَُمنُ ْهار‬-ُ١٢ 12 -“Dünyadan sakınınız. Zira dünya Harut ve Marut’tan daha sihirbazdır.”370

367

İbni Mace, Sünen: 1/343; Lalekai, Şerhu Usuli İtikad: 6/1115; Ebu Ya’la, Müsned: 3/381; Mizzi, Tuhfetu-l’Eşraf: 2/182; Ahmed b. Ebi Bekir el-Busiri, Misbahu-z’Zucace: 1/128. 368 Suyuti, Fethu-l’Kebir: 1/32; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/181; Acluni, Keşfu-l’Hafa: 1/46; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/1119; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 1/285. 369 Ebu Nuaym, Hilye: 6/388; İbni Ebi-d’Dünya, Zühd: 1/26; İbni Ebi-d’Dünya, Zemmu-d’Dünya: 1/16; İbnu-l’Esir, Camiu-l’Usul: 4/506; Sehavi, Mekasidul’Hasene: 1/296; Suyuti, Dureru-l’Muntesira: 1/105; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 2/64; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/192; Acluni, Kşefu-l’Hafa: 1/397; İbni Mibrad el-Hanbeli, Tahricu-s’Sağir: 3/76; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 41/326. 370 Beyhaki, Şuabu-l’İman: 13/103; İbni Ebi-d’Dünya, Zühd: 1/53; İbni Ebid’Dünya, Zemmu-d’Dünya: 1/69; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 1/49; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/182; Acluni, Keşfu-l’Hafa: 1/67; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/1204; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 1/471.

130

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ‫ُلكلُا ْم ٍةُفُت ْن ٌةُ ْوفت ْنةُا ْمتىُالُ ْنال‬-ُ١٣ 13 -“Her ümmetin helakini gerektiren bir fitne vardır. Benim ümmetimin helaki ise dünya malıdır.”371

ُ‫اللُ ْعلْيهُاْم َْه‬ ُ ٰ ُ‫ت‬ ُْ ‫اُش ْت‬ ُْ ‫ُ ْمنُاْص ْب ْحُ ْو ْهنهُالدن ْي‬-ُ١٤ 14 -“Bir insan uykudan uyanır uyanmaz her şeyden önce dünya malını düşünürse Allah onun işini perişan edip rahatını giderir.”372

‫نُالدُنُ ُْياُ ْو ْماُفي ْها‬ ُْ ُ‫ُ ْهاجَُواُم‬-ُ١٥ 15 - “Dünya zineti ve malından muhabbetinizi kesiniz.”373

‫لُتْشغْلواُقلوبْكمُبذكَُالدن ْيا‬ ُ ْ ُ-ُ١٦ 16 - “Dünya muhabbeti ile kalbinizi meşgul kılmayınız.”374 Cenab-ı Hakk’ın zikrinden ve muhabbetinden kalbinizi tatil etmeyiniz.

371

Ahmed b. Hanbel, Müsned: 29/15; Tirmizi, Sünen: 4/174; Nesai, Sünenul’Kubra: 10/386; Tahavi, Şerhu Muşkilu-l’Âsâr: 11/99; İbni Hibban, Sahih: 8/17; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 19/179; Hakim, Müstedrek: 4/354; Beyhaki, Şuabul’İman: 12/522; İbnu-l’Esir, Camiu-l’Usul: 1/609. 372 Kalabazi, Meani-l’Ahbar: 1/42; Iraki, Tahricu Ehadisi İhya: 1/1574. 373 Ebu Nuaym, Hilye: 2/260; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 3/271; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/198; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/14239. 374 Beyhaki, Şuabu-l’İman: 13/155; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 3/313; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/198; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/14383.

131

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

‫ُاْك ْبَُال ْك ْباكَُمبُالدن ْيا‬-ُ١٧ 17 - “Dünya sevgisi kebair günahların en büyüğüdür.”375 Dünya muhabbetine düşenler, her türlü yasakları işledikleri herkes tarafından kabul edilen bir vakiadır.

ُ‫ُإ ْنُ ْه ْذاُالدُي ْنا ُْرُ ْوالدر ْه ْمُأْهلْ ْكاُمُنُقْبلُكم‬-ُ١٨ ُ‫ْوه ْناُمهل ْكاكم‬ 18 - “Bu dinar ve dirhem sizden öncekileri helak etti. Sizi de helak edecektir.”376

ُ‫ُالخ َْة‬ ُٰ ‫ُاْلدن ْياُ ْمز ْر ْعة‬-ُ١٩ 19 - “Dünya ahiretin tarlasıdır”377

َُ‫ُاْلدن ْياُسجنُالُنؤمنُ ْو ْج ْنةُال ْكاف‬-ُ٢٠ 20 -“Dünya mü’minin zindanı, kâfirin cennetidir.”378 375

Suyuti, Fethu-l’Kebir: 1/209; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/184; Acluni, Keşfu-l’Hafa: 1/199; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/3012; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 5/342. 376 Suyuti, Fethu-l’Kebir: 1/394; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/191; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/4008; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 9/372. 377 Iraki, Tahricu Ehadisi İhya: 1/1354; Sehavi, Mekasid: 1/351; Acluni, Keşful’Hafa: 1/471. 378 Abdullah İbni Mübarek, Zühd ve-r’Rekaik: 1/40; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 14/44; Müslim, Sahih: 4/2272; İbni Mace, Sünen: 2/1378; Ebu Davud, Zühd:

132

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Dünyadan ne kadar gamlardan kurtulup hesapsız olsa da cennete nisbeten cehennemdir. Kâfir ne kadar bela ve sıkıntıda bulunsa, cehenneme nisbetle ona cennettir. Zira dünyanın nimetleri çabuk yok olucudur.”

ُ‫ُلع ْنُ ْعبدُالدي ْنارُ ْولع ْنُ ْعبدُالدر ْهم‬-ُ٢١ 21 –“Altın gümüşe tapanlar Allah (Celle Celâluhu)’yu unutup da muhabbetlerini onlara has edenler melundur.”379

ُ‫ُذُوُالدر ْه ْنينُاْ ْشدُم ْساباُمنُذىُالدر ْهم‬-ُ٢٢ 22 -“İki dirheme sahip olanın hesabı, bir dirheme sahip olan kimsenin hesabından şiddetlidir.”380

ُ‫ُاللُ ْف ْقدُبَْئُْم ْنُالنفْاق‬ ُ ٰ َْ ‫ُ ْمنُاْك ْي َُْذك‬-ُ٢٣ 23 -“Zikrullahı çok yapan kimse nifaktan uzaktır, kurtulur.”381 1/257; Tirmizi, Sünen: 4/140; Bezzar, Müsned: 6/461; İbni Hibban, Sahih: 2/463; Taberani, Mu’cemu-l’Evsat: 3/157; Hâkim, Müstedrek: 3/699; Ebu Nuaym, Hilye: 1/199. 379 Tirmizi, Sünen: 4/165; İbnu-l’Esir, Camiu-l’Usul: 1/611; Suhayb Abdulcabbar, Müsnedu-l’Mevzui: 4/431; Abdurrahman b. Zekeriyya elBağdadi, el-Muhlisiyyat: 2/97; Hâkim, Nevadiru-l’Usul: 3/193; Mizzi, Tuhfetul’Eşraf: 9/317; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 3/15; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/194; Ebu-l’Meali, Keşfu-l’Menahic: 4/379; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/10166. 380 Abdullah İbni Mübarek, Zühd ve-r’Rekaik: 1/195; Ebu Davud, Zühd: 1/186; Ebu Nuaym, Hilye: 1/164; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 13/190; İbni Ebi Şeybe, Musannef: 7/124; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 2/116; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/193; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/6799; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 13/45. 381 Taberani, Mu’cemu-l’Evsat: 7/86; Taberani, Mu’cemu-s’Sağir: 2/172; İbni Şahin, Terğib: 1/58; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 3/160; Ali el-Muttaki, Kenzul’Ummal: 1/425; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/12248; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 20/45.

133

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ :‫ُ ْمنُأ ْ ْك ْلُمنُ ْهذهُال ْخض َْا ْوات‬-ُ٢٤ ‫ُف َْْلُيْق َْبْ ْنُ ْمسج ْدنْا‬،ُ‫صلُ ْوالك َْاثُ ْوالفجل‬ ْ ‫اليومُ ْوال ْب‬ 24 -“Bir kimse sarımsak, soğan, pırasa, turp ve emsali gibi çirkin kokulu olan şey yerse mescidimize yaklaşmasın.”382

ْ ُ‫واُاللُْ ْوأْجنلواُفُى‬ ْ ‫ُأْي ْه‬-ُ٢٥ ُ‫ُفْإ ْنُنْفسا‬،ُ‫الطلْب‬ ُ ٰ ‫اُالنا ُاتْق‬ ْ ‫ُ ْوإنُأْب‬،ُ‫ىُرزقْ ْها‬ ُ‫ُفْاتْقوا‬،ُ‫طأُْ ْعن ْها‬ ُْ ُ‫ُم ْتىُتْس ْتوف‬ ْ ‫لْنُتْن‬ ْ ‫وت‬

ْ ُ‫ُ ْوأْجنلواُفُى‬،ُ‫الل‬ ُ‫اُمَ ْم‬ ُْ ٰ ْ ‫ُ ْو ْدعواُ ْم‬،ُ‫اُم ْل‬ ْ ‫الطلْبُخذواُ ْم‬

25 -“Ey İnsanlar! Şirk ve günahtan sakınıp Allah-u Teâlâ’dan korkun. Rızkınızı güzel talep edin. Hiçbir insan rızkını yiyip tamam etmeden ölmez, her ne kadar rızkınızı geciktirirse de. Allah-u Teâlâ’dan korkup günahtan sakının. Rızıktan helal olanı alın, günahtan (haramdan) sakının.”383

382

Taberani, Mu’cemu-l’Evsat: 1/68; Taberani, Mu’cemu-s’Sağir: 1/45; Heysemi, Mecmau-z’Zevaid: 2/17; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 15/270; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 20/60; Buhari, Sahih: 1/170; Müslim, Sahih: 1/394; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 23/259; İmam-ı Malik, Muvatta: 2/22; Bezzar, Müsned: 3/50; İbni Huzeyme, Sahih: 3/85; İbni Hibban, Sahih: 5/440. 383 Ma’mer b. Raşid, Cami: 11/125; İbni Mace, Sünen: 2/725; Mizzi, Tuhfetul’Eşraf: 2/332; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 1/464; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 4/19; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/4508; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 10/443; Suhayb Abdulcabbar, Müsnedu-l’Mevzui: 3/133.

134

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ‫ن‬ ُْ ُ‫نُالُوُضُو ُْءُ ُْو ُيْهُدُم‬ ُْ ُ‫الصاكُ ُْمُ ُْو ُيْنُقُض‬ ُْ ُ‫ُ ُاْرُ ُبْ ٌُعُيُفُطَُُ ُْن‬-ُ٢٦

ُُ‫حاسُن‬ ُْ ‫يَُُإُ ُٰلىُ ُْم‬ ُْ ‫الن‬ ُْ ‫ُ ُْو‬،ُ‫الننُي ُْنة‬ ُْ ‫ُ ُْو‬،ُ‫ُ ُْوالُكُذُب‬،ُ‫ُ ُاْلُغُي ُْبة‬:‫ل‬ ُْ ‫الُ ُْع ُْن‬ ُ‫الشَُُ ُْك ُْناُ ُيْسُقُى‬ ُْ ُ‫ول‬ ُْ ُ‫نُأُص‬ ُْ ‫نُ ُيْسُقُي‬ ُْ ُ‫الُ ُْنَُ ُأ ْةُُم ْنُال ْح َْامُُ ُْوه‬ َُ‫ج‬ ُْ ‫الش‬ ُْ ُ‫ول‬ ُْ ُ‫الُ ُْناءُُأُص‬

26 -Rivayet olundu ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Dört şey oruçluyu iftar ettirir, abdesti bozar ve ameli yıkar: Gıybet, yalan söylemek, insanlar arasında söz gezdirmek ve haram kadının güzelliğine bakmak. Bunlar şer ve fenalığın kökünü sular. Şerri arttırır. Su ağacın köklerini suladığı gibi, bunlar da çok fenalığa sebep olur.”384

ْ ْ‫…ُق‬.ُ-ُ٢٧ ْ ‫الُ ْعلْيه‬ ُ‫ُالس َْلمُجنودُال ْعينُمنُ ْقس ْوةُال ْقلب‬ ُ ُ‫ْوقْس ْوةُال ْقلبُمنُ ْكي َْةُالذنوبُ ْو ْكي َْةُالذنوب‬

ُ ُ‫منُنس ُْيانُال ْنوتُ ْونس ْيانُالُ ْنوتُمنُطولُالْ ْمل‬ ُ ‫ْوطولُالْ ْملُمنُمبُالدن ْياُ ْومبُالدن ْيا‬ .‫ُالل‬ ُ ٰ ‫ُص ْد ْقُ ْرسول‬. ْ ‫ْرأ ُكل‬ ْ ‫ُخطي ْئ ٌة‬

384

Ebu-l’Leys Semerkandi, Tenbihu-l’Ğafilin: 1/164; Deylemi, Müsnedul’Firdevs: 2/197.

135

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ 27 -“Gözden yaş gelmeyip donması ve şiddetli olması kalbin katılığından gelir. Kalbin katılığı, günahın çokluğundan olur. Günahın çokluğu, ölümü unutmaktan olur. Ölümü unutmak, uzun emelden doğar. Uzun emel ise dünya muhabbetinden hâsıl olur. Dünya muhabbeti her bir hata ve günahın başıdır.”385 Dünyayı çok seven Karun ve Firavunun dostudur.

‫ُاْلدن ْياُجي ْف ٌةُ ْمنُاْ ْرا ْد ْها‬-ُ٢٨

ُ‫ُُُفْل ْيصبَُ ْع ُٰلىُم ْخالْ ْطةُالك َْلب‬ 28 -“Dünya bir leştir. Her kim dünyayı murad ederse, köpekler ile karışmaya sabretsin.”386

‫ُاْلدن ْياُ ْدارُُ ْمن ُْلُ ْدا ْرُلْ ُه‬-ُ٢٩ ْ ‫ُُُُ ْو ْمالُ ْمن ُْلُ ْم‬ ُ ُُ‫الُلْه‬

‫ُُُُُ ْولْ ْهاُيْج ْنعُ ْمن ُْلُ ْعق ْلُلْ ُه‬ 29 -“Dünya bir evdir ki, o ev kimse için değildir. Dünya bir maldır ki, o, kimse için değildir. Dünyayı toplayan kişinin aklı yoktur.”387 385

Farklı lafızlarla bkz: Bezzar, Müsned: 13/87; Ebu Nuaym, Hilye: 6/175; İbni Hacer el-Askalani, Fethu-l’Bari: 11/237; Münavi, Teysir: 1/138; Münavi, Feyzul’Kadir: 1/466; Heysemi, Mecmau-z’Zevaid: 10/226; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 1/159. 386 Ebu Nuaym, Hilye: 8/238; Şeceri, Tertibu-l’Emali: 2/267; Suyuti, Durerul’Muntesira: 1/119; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/719; Acluni, Keşfu-l’Hafa: 1/468; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 30/357. 387 Ahmed b. Hanbel, Müsned: 40/480; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 13/184; İbni Ebi Şeybe, Musannef: 7/243; Heysemi, Mecmau-z’Zevaid: 10/288; İbni Hacer elAskalani, İthafu-l’Mihere: 16/1080; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 2/110; Ali el-Muttaki,

136

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ُ‫ُ ْو ْمن‬،‫ُسابْ ْقُإلْىُال ْخي َْات‬ ْ ‫ُ ْمنُاش ْتا ْقُإلْىُال ْج ْنة‬-ُ٣٠

ْ ‫ُالنارُلْ ْهاُ ْعن‬ ْ ‫أْش ْف ْقُم ْن‬ َُْ ‫ُص ْب‬ ْ ‫بُال ْنو ْت‬ ْ ْ‫ُ ْو ْمنُتْ َْق‬،‫ُالش ْه ْوات‬ ُ‫ُ ْو ْمنُ ْزهدُْفيُالدن ْياُ ْهانْتُ ْعلْيهُالنصي ْبات‬،‫ْعنُاللْ ْذات‬ 30 -“Kim cennete ilgi duyarsa, hayırlarda yarışır. Bir kimse ateşten korkarsa nefsin arzularını külliyen terk eder. Ve bir kimse ölüme hazır olursa lezzetlere sabrederek dünyadan yüz çevirirse bela ve musibetler o kimse üzerine kolay ve hafif olur.”388

ُ‫ُص َْلتهُ ْوص ْيامه‬ ُْ ٰ َْ ‫ُاللُْ ْف ْقدُ ْذ ْك‬ ُ ٰ ‫ُ ْمنُاْ ْطا ْع‬-ُ٣١ ْ ‫ُاللُ ْوانُقْلْت‬ ُ‫ىُاللُ ْفلْمُيْذكَهُ ْوان ْكي َْت‬ ُْ ٰ ‫ص‬ ُ ٰ ‫ْوت َْل ْوتهُالقَآنُ ْو ْمنُ ْع‬ ُ‫ص َْلتهُ ْوص ْيامهُ ْوت َْل ْوتهُالقَآن‬ ْ

31 -“Bir kimsenin her ne kadar namaz, oruç ve Kur’an tilaveti az olsa da, Allah-u Teâlâ’ya itaat ederse, Allah-u Teâlâ’yı hakikaten zikretmiştir. Bir kimsenin her ne kadar namaz, oruç ve Kur’an tilaveti çok olsa da, Allah-u Teâlâ’ya isyan ederse, Hakkı zikretmemiş olur. Zira kişi, sevip bildiği kişiye isyan etmez.”389 Kenzu-l’Ummal: 3/186; Acluni, Keşfu-l’Hafa: 1/469; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/6757; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 13/8. 388 Ahmed b. Mervan, el-Mecalisetu ve Cevahiru-l’İlm: 2/144; Ebu Nuaym, Hilye: 5/10; Kudai, Müsnedu-ş’Şihab: 1/226; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 13/175; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/719; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 29/359. 389 Abdullah İbni Mübarek, Zühd: 2/17; Ebu Nuaym, Hilye: 10/386; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 2/174; İbni Kesir, Camiu-l’Mesanid ve-s’Sünen: 8/394; Ali el-

137

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ْ ْ‫ُق‬-ُ٣٢ ُ‫بُع ْباد ْىُالْتىُالُن ْت ْحابو ْن‬ ُْ ‫ُاللُتْ ْعا ُٰلىُا ْنُاْ ْم‬ ُ ٰ ‫ال‬ ُ‫بحبىُ ْوالُن ْعلْ ْقةُقلوبهمُبال ْن ْساجدُ ْوالنس ْتغفَو ْن‬

ُ‫بالْس ْحارُاو ُٰلئ ْكُالْذي ْنُا ْذاُاْ ْردتُاْه ْلُالْرضُبعقوبْ ٍة‬ ُ‫ص َْفتُالعقوبْ ْةُ ْعنهم‬ ْ ‫ْذ ْكَتهمُ ْوتْ َْكتهمُ ْو‬ 32 – “Allah-u Teâlâ “buyurduklarımdan bana ziyade muhabbetlisi, benim muhabbetimle muhabbet edip, kalplerini mescitlere bağlayanlar ve seher vakitlerinde istiğfar edenlerdir. Onlar şu kimseler ki yer ehline azap murad ettiğimde onları zikir edip yer ehlini terk ve cezalarını sarf ederim.”390

َُ‫تُالُ ْناكدْةُُاْم ْنُم ْنُالفْق‬ ْ ‫ُ ْمنُاْ ْك ْلُم ْناُتْح‬-ُ٣٣ 33 – “Sofranın altına düşeni yiyen kimse fakirlikten emin olur.”391

‫سُم ْنا‬ ْ ‫ُ ْمنُلْمُيْأخذ‬-ُ٣٤ ْ ‫ُشاربْهُ ْفلْي‬ 34 – “Bıyığını kesip almayan kimse bizden değildir.” Benim sünnet(ime uyan) ve yolum(dan) giden ümmetten değildir.392 Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 1/425; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/12216; Suyuti, Camiul’Ehadis: 19/486. 390 Abdullah İbni Mübarek, Zühd: 1/139; Ebu Nuaym, Hilye: 5/212. 391 Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 15/252; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 20/56; Sehavi, Mekasid: 1/628; Acluni, Keşfu-l’Hafa: 2/273.

138

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

ْ ُ ‫واُالسا ْع ُْة‬ َ‫ُا ْذاُضي ْعتُالْ ْمانْةُفْان ْتي‬-ُ٣٥ ْ ‫الُا ْذاُاْس ْند‬ ْ ْ‫ضا ْعت ْهاُق‬ ْ ‫ق‬ ُ َُ‫ُْالم‬ ْ ‫فُا‬ ْ ‫يلُ ْكي‬ ْ ُ‫واُالسا ْع ْة‬ َ‫ا ُٰلىُ ْغيَُاْهل ْهاُفْان ْتي‬ 35 –“Emanet zayi olduğu vakitte kıyamete hazır olun. Denildi ki: Emanet ne şekilde zayi olur? Buyurdu ki: “İş ehlinden başkasına verildiği vakitte, yani ehil olmayan kimseye iş havale olunduğunda kıyameti gözetleyin.”393

ُ‫ابُمن‬ ُ ٰ ُُ‫ُا ْذاُ ْظ ْه َْتُالُ ْن ْعاصىُفىُا ْمتىُ ْع ْنهم‬-ُ٣٦ ٍ ‫اللُب ْع ْذ‬ ْ ْ‫ُصالحو ْنُق‬ ْ ‫عندهُق‬ ْ ُ‫الُبْ ُٰلى‬ ‫يلُاْ ْماُف‬ ْ ‫ىُالنا ُيْو ْمئ ٍذ‬ ْ ‫اب‬ ُ‫ُالل‬ ُ ٰ ‫ُالنا ْ ُث ْمُيْصيَو ْنُا ُٰلىُ ْمغف َْة‬ ْ ‫ص‬ ْ ْ‫يصيبهمُ ْماُا‬ ُ‫ُاللُ ْو ْرم ْنته‬ ُ ٰ ‫ْورض ْوانهُ ْوفىُر ْوايْ ٍةُا ُٰلىُ ْمغف َْة‬ 392

Abdulhamid b. Hamid, el-Müntehab: 1/114; Nesai, Sünen: 1/15; Tahavi, Şerhu Muşkilu-l’Âsâr: 3/378; İbni Hibban, Sahih: 12/290; Taberani, Mu’cemul’Evsat: 1/167; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 8/420; Kudai, Müsnedu-ş’Şihab: 1/229. 393 Ahmed b. Hanbel, Müsned: 14/344; Buhari, Sahih: 8/104; İbni Hibban, Sahih: 1/307; Beğavi, Şerhu-s’Sünne: 15/26; Suhayb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 2/270; Beyhaki, Sünenu-l’Kubra: 10/201; İbnu-l’Esir, Camiu-l’Usul: 1/321; İbni Hacer el-Askalani, İthafu-l’Mihere: 15/398; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 14/228; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 3/334.

139

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ 36 -“Ümmetimde günahlar zahir olduğu vakitte Allah-u Teâlâ kendi katından onlara umumi bir azap verir. Denildi ki: O günde insanlar içinde salih kimse yok mu Ya Rasulallah? Buyurdu ki: –Evet, salih var. Lakin insanlara isabet eden onlara da isabet eder. Sonra onlar Allah’ın mağfiretine ve rızasına kavuşurlar.” Diğer bir rivayette: “Allah’ın mağfiretine ve rahmetine kavuşurlar”394

ْ ‫ت‬ ُ‫ُالنا ْ ُقْدُ ْمَ ْجتُعهودهمُ ْو ْخ ْفت‬ ْ ‫ُإ ْذاُ ْرأْي‬-ُ٣٧

ُ‫ُفْقنتُإلْيه‬،‫أ ْ ْمانْاتهمُ ْو ْكانواُ ْه ْك ْذاُ ْو ْش ْب ْكُبْي ْنُأْنْامله‬

ْ ْ‫يُاللُفدْا ْكقُق‬ ْ ‫فُأْف ْعلُيْاُ ْرس‬ ُ:‫ال‬ ُ ٰ ‫ُج ْعلْن‬، ُ ٰ ‫ول‬ ْ ‫ُ ْكي‬:‫فْقلت‬ ْ ‫ُالل‬

ُ‫ال ْزمُبْي ْت ْكُ ْواملكُ ْعلْي ْكُل ْسانْ ْكُ ْوخذ ْماُتْعَفُ ْو ْدعُ ْما‬

ْ ‫اصةُأْمَُنْفس ْكُ ْو ْدعُ ْعن ْكُأْم َُْال ْع‬ ْ ‫تنكَُ ْو ْعلْي ْكُب ْخ‬ ُ ُ‫امة‬

37-“İnsanların ahidleri fasid ve emanetleri hafif tuttuklarını gördüğün vakitte” diye buyurup, ravi der ki, mübarek parmaklarını birbiri arasına dâhil edip (kenetleyerek): 394

Ahmed b. Hanbel, Müsned: 44/216; Ahmed b. Mervan, el-Mecalisetu ve Cevahiru-l’İlm: 5/278; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 23/325; Heysemi, Mecmauz’Zevaid: 7/268; İbni Hacer el-Askalani, İthafu-l’Mihere: 18/164; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/78; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 3/354.

140

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ “İnsanlar böyle olduklarında hanene mülazemet edip lisanına malik ol. Dışarı çıkma. Maruf olanı tut, al. Münker olanı terk et. Senin üzerine lazım olan, kendi işinle ilgilen. Âmme işine karışma.”395 Sonra dünya için dinini yağma edip şeytana kaptırmayasın.

ُ ،‫ُص َْلته‬ ْ ‫اسبُبهُال ْعبدُيْو ْمُالق ْيا ْمة‬ ْ ‫ُأ ْ ْولُ ْماُي ْح‬-ُ٣٨ ْ ْ‫بُلْهُُت‬ ُ ،‫امةُُفْإنُلْمُيْكن ُُأ ْتْ ُْن ْها‬ ُ ْ ‫ُفْإنُ ْكا ْنُ ُأ ْتْ ُْن ْهاُ ُْك ُْت‬

ْ ْ‫ُق‬ ُ‫ُ ْهلُتْجدو ْنُل ْعبدُى‬،‫ُاُنيَوا‬:‫لُل ْن َْلك ْكته‬ ُْ ‫ُاللُ ْع ْزُ ْو ْج‬ ُ ٰ ‫ال‬ ْ ْ‫منُت‬ ْ ‫ُث ْم‬،ُ‫يض ُْته‬ ُ ،‫ُالز ُٰكوةُ ْك ُٰذل ْك‬ ْ َْ‫طو ٍعُ ُْف ُْتكنلو ُْنُب ْهاُف‬ ُ‫ىُم ْسبُ ُٰذل ْك‬ ْ ْ‫ُث ْمُتؤ ْخذُالْع ْنالُ ْعل‬

38 –“İmandan sonra kıyamet gününde kulun en evvel hesaba çekileceği şey namazdır. Eğer tadil ve erkân üzere kılmış ise tam yazılır. Eğer tam kılmamış ise Hak Teâlâ Meleklerine buyurur ki: Bakın, kulumun nafile namazı var mı, bulabilir misiniz? Nafilesi ile namazını tamam ediniz. Bundan sonra zekât oruç ve hacc böyledir. Eğer zekâtında noksan varsa nafile sadakasıyla tamamlanır. Bütün ameller böylece hesaba çekilir.”396 395

Ahmed b. Hanbel, Müsned: 11/567; Ebu Davud, Sünen: 4/124; Nesai, Sünenul’Kubra: 9/87; Nesai, Amelu-l’Yevmi ve-l’Leyle: 1/230; Tahavi, Şerhu Muşkilul’Âsâr: 3/219; Taberani, Dua: 1/546; Hâkim, Müstedrek: 4/315; Suhayb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 2/350; İbnu-l’Esir, Camiu-l’Usul: 10/5; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 1/106. 396 Ahmed b. Hanbel, Müsned: 27/160; İbni Mace, Sünen: 1/458; İbni Ebi Usame, Müsnedu-l’Haris: 1/237; Muhammed b. Nasr el-Mervezi, Ta’zimu Kadri-

141

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

‫ُ ْف ْقدُأ ْ ْملوا‬،‫ُإ ْذاُ ْظ ْه َُْالزنْاُ ْوالَبْاُفيُ ْقَيْ ٍة‬-ُ٣٩

)‫الل‬ ُ ٰ ُ‫اب‬ ُ ْ ‫ُاللُ( ْولْفظُالنس ْتد ْركُُ ُْع ُْذ‬ ُ ٰ ‫اب‬ ْ ‫بأْنفسهمُك ْت‬ 39- “Bir beldede zina ve riba (faiz) açıkça işlendiği vakitte, muhakkak ki bunlar kendi nefisleriyle Allah’ın kitabını (azabını) kendilerine helal etmiş olur.”397

ْ ‫خنُسُُ ْملُ ْعلْيهم‬ ُ‫ُالديْارُُاْى‬ ُْ ُ‫ُاُ ُْذاُ ُْظ ُْه َُُْفُىُاُ ُْمتُى‬-ُ٤٠

ْ ‫ال ْه َْلك‬ ُ‫ُالت َْلعنُ ْوال ْخنَُُ ْوال ْحَيَُ ْوالُ ْن ْعازفُ ْواكتفْاء‬: ْ ‫الَجلُب‬ ْ ُ‫الَجلُ ْوالن ْساءُبالن ْساء‬ 40 -“Benim ümmetimde beş şey açıkça olduğu vakitte, onların üzerine helak lazım gelir: Birbirlerine lanet etmek, açıkça şarap içmek, halis ipek giymek, çalgılar meydana gelmesi, erkek erkek ile yetinip, kadın kadın ile yetinmeleri.” Birbirleriyle şehvetlerini icra etmeleri.”398 s’Salat: 1/214; Nesai, Sünen: 1/233; Tahavi, Şerhu Muşkilu-l’Âsâr: 6/385; Hakim, Müstedrek: 1/394; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 4/556; Ebu Ya’la, Müsned: 11/96; Suhayb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 3/126; Beyhaki, Sünenu-l’Kubra: 2/540; İbni Ebi Şeybe, Musannef: 7/271; Heysemi, Mecmau-z’Zevaid: 1/291; Ali elMuttaki, Kenzu-l’Ummal: 7/278; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 10/292. 397 Hakim, Müstedrek: 2/43; Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 1/178; Beyhaki, Şuabul’İman: 7/296; Heysemi, Mecmau-z’Zevaid: 4/118; İbni Hacer el-Askalani, İthafu-l’Mihere: 7/527; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 1/124; Ali el-Muttaki, Kenzul’Ummal: 5/314; Acluni, Keşfu-l’Hafa: 1/118; San’ani, Fethu-l’Ğaffar: 3/1544; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/681; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 3/348. 398 Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 16/81; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 3/350. Farklı lafızlarla bkz: Taberani, Mu’cemu-l’Evsat: 2/17; Taberani, Müsnedu-ş’Şamiyyin:

142

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Ve bir rivayette:

ُ‫لُ ُْماُ ُْظ ُْه َُُْفُىُ ُبْنُىُاُسُ َُْاكُي ْل‬ ُْ ُ‫اُ ُْذاُ ُْظ ُْه َُُْفُيكُمُُمُي‬ ُ‫شةُُفُىُكُ ُْبارُكُمُُ ُْوالُنُلُك‬ ُْ ُ‫اُ ُْذاُ ُْكا ُنْتُُالُ ُْفام‬ ُ‫فُىُضُ ُْغارُكُمُُ ُْوالُعُلُمُُفُيُرُ ُْذالُكُم‬

“İsrail oğullarında görülen şeyler sizin aranızda da zuhur ettiği zaman, şöyle ki; kötülük büyüklerinizde, mülke tasarruf küçüklerinizde, ilim de en rezillerinizde olduğu zaman.”399 Diğer hadiste gelir ki:

ُ ُ‫ُاللُ ْع ْزُ ْو ْج ْلُيْدْه‬ ُ ٰ ‫ُ ْوإ ْذاُ ْكي َُْاللوط ْيةُ ْر ْف ْع‬... 400

ُ‫ْعنُال ْخلقُُف َْْلُي ْباليُفيُأْيُ ْوا ٍدُ ْهلْكوا‬

“Livata çok olduğu vakitte Allah-u Teâlâ yed-i kudretini kaldırır. Hangi vadi ve derede helak olursa olsunlar, rahmet nazarıyla nazar etmez.”401 1/297; Ebu Nuaym, Hilye: 6/123; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 7/329; Suhayb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih:2/324; Heysemi, Mecmau-z’Zevaid: 7/331. 399 Ahmed b. Hanbel, Müsned: 20/273; İbni Mace, Sünen: 2/1331; İbni Vaddah, el-Bida’: 2/139; Tahavi, Şerhu Muşkilu-l’Âsâr: 8/417; Taberani, Müsneduş’Şâmiyyin: 2/385; Ebu Nuaym, Hilye: 5/185; Beyhaki, Şuabu-l’İman: 10/52; İbni Abdi-l’Berr, Camiu Beyani-l’İlmi ve Fadlihi: 1/610; Suhayb Abdulcabbar, Camiu-s’Sahih: 2/283; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/685; Iraki, Tahricu Ehadisi İhya: 1/148; Suyuti, Camiu-l’Ehadis: 3/350. 400 Arapça metin tarafımızdan eklenmiştir. 401 Taberani, Mu’cemu-l’Kebir: 2/184; Heysemi, Mecmau-z’Zevaid: 6/255; Suyuti, Fethu-l’Kebir: 1/124; Ali el-Muttaki, Kenzu-l’Ummal: 3/500, Hadis No:

143

‫‪DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ‬‬ ‫‪KIRK HADİSİN HATİMESİ‬‬

‫هُٰ ْذاُ ْماُتْ ْي ْس َُْل ْعاجزُال ْحقيَُب ْع ْنايْةُ ْمو ْلهُال ْقديَُ ُ‬

‫ُللُالْذىُ ْهدْانْاُل ْه ْذاُ ْو ْماُك ْناُل ْنه ْتد ْىُلْو ْلُاْنُ ْه ُْدانْ ٰ‬ ‫اْل ْحند ٰ‬ ‫اُاللُ‬ ‫ُخاتْمُاْنب ْياكهُ‬ ‫ص ٰل ٰ ُ‬ ‫ىُسيدنْاُ ْو ْمو ْلنْاُم ْح ْن ٍد ْ‬ ‫ىُاللُ ْع ُٰل ْ‬ ‫ْو ْ‬ ‫صحبهُوذريْتهُ ْو ْمنُ ْو ْ‬ ‫الهُ‬ ‫ْو ْع ُٰلىُ ُٰالهُ ْو ْ‬

‫ُخالصاُل ْوجههُال ْكَيمُ‬ ‫ُاللُسب ْحانْهُم ْت ْوسلي ُْ‬ ‫ْونْسأْل ٰ ُْ‬ ‫نُاْنُيْج ْعلْه ْ‬ ‫ُالنف ْعُال ُْعني ُْمُ ْويجز ْلُبه ْ‬ ‫ْواْنُيْن ْف ْعُبه ْ‬ ‫جسي ْمُ‬ ‫ابُال ُْ‬ ‫ُالي ْو ْ‬ ‫ْواْنُ ُيْخت ْمُب ْ‬ ‫الصال ْحاتُاْع ْنا ُلْ ْناُ ْواْنُيْغف َُْلْ ْنا‬ ‫ْول ْوالدْي ْناُ ْو ْم ْشايخ ْناُ ْواخ ْوانناُ ْوذريْات ْنا‬ ‫اُمالُ ْو ُْمألُُآمي ْنُ‬ ‫ْواْنُيْست َُْعيوبْ ْن ْ‬ ‫يْقولُال ْعبدُال ْذليلُ‬

‫ال َْاجىُفْي ْضهُالجز ْ‬ ‫يلُ‬

‫ُاللُالُ ْنو ُٰلىُال ْجنيلُ ُ‬ ‫ب ْتوفيق ٰ ُ‬

‫اْ ْ‬ ‫لسيدُاْم ْندُملنىُبنُم ْح ْندُبنُاْم ْن ْدُ‬ ‫اْ ْ‬ ‫لن ْق َْوىُاْ ْ‬ ‫لنقشي ْبندىُاْل ْخالدى ُ‬ ‫‪ُ٨‬شعبانُ‪١٣٢٨‬‬

‫‪7604; Acluni, Keşfu-l’Hafa: 1/118; Suyuti, Camiu-s’Sağir: 1/1600; Suyuti, Camiu‬‬‫‪l’Ehadis: 3/347.‬‬

‫‪144‬‬

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

Bu (kitabı bitirmek), Aciz ve Hakire, Kâdîr Mevlâsı’nın yardımıyla kolay oldu. Hidayetiyle bizi (bu nimete) kavuşturan Allah'a hamdolsun! Allah (Celle Celâluhu) bizi doğru yola iletmeseydi, biz kendiliğimizden doğru yolu bulacak değildik. Ve Allah (Celle Celâluhu) peygamberlerinin sonuncusu, Efendimiz ve Seyyidimiz Muhammed (Aleyhisselam)’a, onun âline, ashabına, zürriyetine ve onu seven kimselere salât eylesin. Noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah (Celle Celâluhu)’dan yardımını isteyerek, onu (yani bu kitabı) sonsuz kerem sahibi olan (zâtın)ın rızasına has kılmasını, ve onunla umumi fayda vermesini, onunla büyük sevaplar ihsan etmesini, amellerimize iyiliklerle son vermesini, ve bizi, ana babamızı, şeyhlerimizi, kardeşlerimizi, zürriyetimizi affetmesini, şimdi ve gelecekte ayıplarımızı örtmesini istiyoruz. Âmin. O’nun çokça feyzini uman, fakir, zelil kul, der ki: (Her şey)

En güzel Mevla olan Allah’ın başarılı kılmasıyladır. Seyyid Ahmed Hilmi bin Muhammed b. Ahmed el-Ankaravi, en-Nakşibendi, el-Halidi 8 Şaban 1328 15 Ağustos 1910

145

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

146

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

FİHRİST KONULARIN FİHRİSTİ ................................ 149 ALFABETİK FİHRİST ................................... 158

147

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

148

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

FİHRİST KONULARIN FİHRİSTİ Önsöz ................................................................................................. 1 Müellifin Önsözü ................................................................................ 1 Hacı Ahmed Hilmi Ankaravi Hazretleri’nin Bu Kitabı Yazmasına Sebep Olan Olay.................................................................................. 1

1.BÖLÜM İHTİKAR (KARABORSACILIK).................................................. 4 İhtikarın (Karaborsacılığın) Hükmü ................................................ 4-6 İhtikarın (Karaborsacılığın) Yapıldığı On Şey ................................... 4 İhtikar (Karaborsacılık) Yapan Kişiye Lanet Olduğu ........................ 4 İhtikar (Karaborsacılık) Yapan Kişinin Kırk Senelik Amelinin İptal Olacağına Dair Hadis-i Şerif ............................................................. 5 İhtikarın (Karaborsacılığın) Yiyeceğe Mahsus Olup, Olmadığı ........ 6 İhtikar (Karaborsacılık) Kırk Gün Hapsetmektir ............................... 6 İhtikar (Karaborsacılık) Yapan Kişiye Kadı’nın Vermesi Gereken Hüküm ............................................................................................... 7 Kendi Malını Saklamak İhtikar (Karaborsacılık) Değildir ................ 7 VELİME (DÜĞÜN YEMEĞİ)........................................................ Velimenin (Düğün Yemeğinin) Hükmü ............................................ Velimeye (Düğün Yemeğine) İcabet Edilmesi Gerektiği .................. Velimede (Düğün Yemeğinde) Boş İşlerin Olduğu Bilinirse Gidilmeyeceği ....................................................................................

8 8 8 8

KELAM.............................................................................................. 8 Bazı Kelamların Sevap, Bazı Kelamların Günah Kazandırdığı ......... 8 “Gafiller İçinde Allah (Celle Celâluhu)’yu Zikreden, Allah (Celle Celâluhu) Yolunda Cihad Eden Gibidir.”............................................................ 9 Kabrin Yanında Kur’an Okumanın Hükmü ..................................... 10 Kişinin Günahkar Olduğu Kelimeler ................................................ 10 Yağcılığın Mü’min’in Ahlakından Olmadığı ................................... 11 149

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Yalan Söylemenin Hükmü ................................................................ 11 Ta’riz ile (Üstü Kapalı) Yalan Söylemenin Hükmü ......................... 12 Zalimin Arkasından Söylenilen Sözün Gıybet Olmadığı ................. 12 TAVLA VE SATRANÇ (KUMAR)............................................... 13 Tavla ve Benzeri Oyunları Oynamanın Hükmü ............................... 13 Oyunlar ile İlgili Hadisi Şerifler ....................................................... 13 Oyun Oynayan Kimseye Selam Vermek .......................................... 14 SAÇ EKLEMEK ............................................................................ 15 Saç Eklemenin Hükmü ..................................................................... 15 HASTA ZIMMÎ’Yİ ZİYARET ETMEK ..................................... 15 Hasta Zımmî’yi Ziyaret Etmenin Hükmü ........................................ 15 Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Hasta Bir Yahudi’yi Ziyaret Ettiği ................................................................................................. 15 Zımmî’nin Selamına Nasıl Karşılık Verilir ...................................... 15 Fasık Müslüman ve Mecusi İçin Hasta Ziyareti ............................... 16 HAYVANI KISIRLAŞTIRMAK.................................................. 16 Hayvanı Kısırlaştırmanın Hükmü .................................................... 16 Eşeği Kısrak Üzerine Çekmenin Hükmü ......................................... 16 Tedavi Amaçlı Kadına ve Erkeğe İğne Yaptırmanın Caiz Olduğu ...................................................................................... 16 BORÇ VERİP ERZAK ALMAK ................................................. 17 BORÇ VERMEK ........................................................................... 17 VÜCUDUN BAKIMI ..................................................................... 17 Vücudun Temizliği Kaç Günde Bir Yapılmalı ................................. 17 KANAAT.......................................................................................... 18 Kanaat Etmenin Fazileti ................................................................... 18 TECDÎD-İ ÎMÂN (İMANI YENİLEMEK) ................................. 18 Tecdîd-i Îmân’nın Hükmü ................................................................ 18 Tecdîd-i Îmân’nın Yapılışı ............................................................... 18 150

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ TECDÎD-İ NİKÂH (NİKÂH YENİLEMEK) .............................. 19 Haftada Bir Tecdîd-i Nikâh (Nikâh Yenilemesi) Yapmanın Neden Gerektiği .......................................................................................... 19 Tecdîd-i Nikâh’ın (Nikâh Yenilemenin) Nasıl Yapıldığı ................ 19 TEVBE ............................................................................................ 19 Her Müslümanın Sabah Akşam Söylemesi Gereken İstiğfar ........... 20 Hakiki Tevbe .................................................................................... 20 Kamil Mü’min’in İmanı ................................................................... 21 İki Çeşit Tevbe Olduğu .................................................................... 21 Nefsin ve Aklın Tevbesi ................................................................... 22 Evliyaullah Kimdir? ......................................................................... 22 2.BÖLÜM Zamanımızdaki İnsanların Dünyaya ve Günaha Çok Düşkün Olduğu ............................................................................................. 24 İnsanların Cahilliklerinin Nelere Sebep Olabileceği ve İnsanların Farkında Olmadığı ........................................................................... 25 Ümmeti Muhammed’in Yetmiş Üç Fırkaya Ayrıldığı .................... 26 EHL-İ SÜNNET İTİKADI ............................................................ 27 Ehl-i Sünnet İtikadının Neler Olduğu .............................................. 27 Allah-u Teâlâ’nın Subuti Sıfatları .................................................. 27 Amellerin İki Kısım Olduğu ............................................................ 28 İtikad Nedir? .................................................................................... 28 İtikad İki Kısımdır ........................................................................... 28 İmanın Altı Farz ile Sahih Olduğu .................................................. 28 İman İkiye Ayrılır ............................................................................ 29 İman-ı Şer’î Nedir? .......................................................................... 29 İRADE-İ CÜZ’İYYE ..................................................................... 30 Kulun Fiili İki Kısımdır .................................................................... 30 Kulun İradesi İki Kısımdır ............................................................... 31 İcmali İman ve Müfesser İmanın Tanımı ......................................... 31 Kişinin Söylediği Kelimelere Dikkat Etmesi Gerektiği ................... 31 151

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ KURTULUŞ BEYİTLERİ ............................................................ 33 Tadil-i Erkan’nın Önemi ve Nasıl Olması Gerektiği ....................... 34 Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Bir Bedeviye Üç defa Namazı Tekrarlattırması ................................................................................ 37 Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Tadil-i Erkan’ı Açılaması ..... 37 Tadil-i Erkan’ın Hükmü ................................................................... 38 “Amelsiz (Kamil Manada) İman Yoktur” Hadis-i Şerifi’nin Açıklaması ........................................................................................ 38 Allah (Celle Celâluhu)’nun Her Şeyi Gözettiği ..................................... 39 Cehennem Köprüsü Üzerinde Yedi Soru Sorulduğu ...................... 39 Cehennem’e Yetmiş Bin Yular Vurulacağı ve Yetmiş Bin Meleğin de Yularından Çekeceği ............................................................ 40 İBADETLERDE NİYET ............................................................... 41 Tek Niyetle İki İbadetin Olmadığı ................................................... 41 ELFÂZ-I KÜFÜR VE LİSANIN AFETLERİ ............................. 41 Peygamberlere Dil Uzatanların Düzelmezse Katledileceği .............. 41 Anaya Sövmenin Kerihliği ............................................................... 41 Kafire Benzemek, İman ve Nikahı Yenilemeyi Gerektirir ............... 42 Mütevatir Haberin İnkarı Küfürdür .................................................. 42 Kur’an’ı Kendi Kelamında Kullanmak Küfürdür ............................ 42 Kur’an’ı, Mescidi, Şer’î Vaizi ve Şer’an Tazim Olunan Bir Şeyi Hakir Görmek ................................................................................... 43 Elfaz-ı Küfürden Olan Diğer Kelimeler ........................................... 43 SORULAR ...................................................................................... 46 Ulemaya Lanet Okumak Hükmü ...................................................... 46 Alim Bir Kişiye Sövmek Hükmü ..................................................... 46 İlim Okuyana ve Okumaya Lanet Okumanın Hükmü ..................... 46 Bir Kişinin Dinine ve İmanına Sövmenin Hükmü ........................... 46 Bir Müslümana “Bre Kafir Yahudi” Demenin Hükmü .................... 47 Şeriat Hükümlerini Küçümsemenin Hükmü .................................... 47 Şer’i Şerif’i Küçük Gören Zımmî ve Onu Himaye Eden Müslüman Kimsenin Hükmü ............................................................................. 48 Haramı Helal Saymanın Hükmü ...................................................... 48 Bir Müslümanın Malını Kendine Helal Saymanın Hükmü .............. 48 152

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ “Andria Papazının ve Yahudi’lerin Şapkası Başına Olsun” Demenin Hükmü .............................................................................................. 49 “Allah (Celle Celâluhu) Seni İmanından Ayırsın” Demenin Hükmü .... 49 Zımmîlerin Bayramını Kutlamanın Hükmü ..................................... 50 ZİRAAT VE YARICILIK (YARI YARIYACILIK) .................. 50 Yarıcılığın Hükmü ............................................................................ 50 Yarıcılığın Şartı ................................................................................ 50 Yarıcılıkta “Bu Tarlanın Mahsulü Benim, Diğer Tarlalar Müşterek” Demenin Hükmü .............................................................................. 51 YEMEK YEMENİN BEYANI ...................................................... 51 Yemek Yemenin Hükümleri ............................................................ 51 Birkaç Çeşit Yemek Yapmanın İsraf Olduğu ................................... 52 Helal Lokmanın Fazileti ................................................................... 53 Düşen Lokmayı Yemek Hakkında ................................................... 53 Yemenin Sünnetleri .......................................................................... 54 İFTİRA CEZASI BÂBI ................................................................. 55 İftira Atmanın Hükmü ve Had Cezası .............................................. 55 Bir Kişiye “Deyyuz, Zani veya Kahpe, Fahişe vs.” Kelimeleri Kullanmanın Hükmü ........................................................................ 56 Münafıklığın Üç Alameti ................................................................. 57 Müslüman’da Olması Gereken Ahlak .............................................. 57 Hüdâî (Kaddesallahu Esrarehu) Hazretlerinden İnsanlığa Uyarı ............. 58 OTUZ İKİ FARZIN BEYANI ...................................................... 59 İmanın Şartları .................................................................................. 59 İslam’ın Şartları ................................................................................ 59 Abdestin Farzları .............................................................................. 59 Guslün Farzları ................................................................................. 60 Namazın Farzları .............................................................................. 60 Teyemmümün Farzları ..................................................................... 60 İBADETLERİ ALLAH (CELLE CELÂLUHU)’YA HAS KILMAK ... 61 Allah (Celle Celâluhu)’ya Şirk Koşmak ile İlgili Ayet ve Hadis-i Şerif ..................................................................................... 61 “Allah (Celle Celâluhu) Rızası İçin ve Şunun İçin” Demenin Hükmü .. 62 153

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ ADAK VE AKİKA KURBANI ..................................................... 65 Kesilen Adağın Sevabını Evliyanın Ruhuna Bağışlamak ................ 65 Adak Kurbanından Kimlerin Yiyemeyeceği .................................... 65 Akika Kurbanından Sahiplerinin Yiyebileceği ................................ 65 Erkek Evlat ve Kız Evlat İçin Akika Kurbanının Adedi .................. 65 İSM-İ A’ZAM VE HAŞR SURESİ …........................................... 66 Haşr Suresi’nin Son Üç Ayetini Okumanın Fazileti ........................ 66 İZZET ALLAH’INDIR ................................................................. 68 Kafirlerin Neden Putlara Taptıklarının Beyanı ................................ 68 “Bir Kimse Kanaat Ederse Aziz, Eğer Tamah Ederse Zelil Olur”.... 70 İMAN VE AMELİ SALİH ............................................................ 70 Cenab-ı Hakk’tan Talep Olunacak İki Şey ..................................... 70 Cenab-ı Hakk’a Ancak Salih Amelin Ulaştığı ............................... 70 “Subhanallahi ve bihamdihi vel hamdulillahi…” Demenin Fazileti .............................................................................................. 71 Salih Amelin, Salih Bir Niyetle Yapılması Gerektiği ...................... 72 Zenginliğin Ancak Kalbin Zenginliği İle Olduğu ............................ 72 SEÇİLMİŞ OLAN ÜMMET-İ MUHAMMED VE ÜÇ SINIF .. 73 Hayırda Önde, Ortada ve Sonda Olmanın Fazileti .......................... 75 Sabık, Muktesid ve Zalim Hakkında Ehl-i Tefsirin Beyanları ......... 76 NAHL SURESİNİN DOKSANINCI AYETİNİN BEYANI VE İHSAN ............................................................................................. 80 Sıla-i Rahim’in Meyvesi ve Fuhşiyat’ın Neticesi ............................ 84 İhsan Nedir? ..................................................................................... 86 ÂL-İ İMRAN SURESİ 196-197.AYETLERİN BEYANI ........... 86 TEMİZLİK İMANDANDIR ......................................................... 88 Taharet İkidir ve Mertebesi Üçtür .................................................... 88 Abdest İki Çeşittir ............................................................................ 89 Taheret ve Necaset Çeşitleri ............................................................. 89 Nazar İkidir ....................................................................................... 89 154

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Ebu Bekir Sıddık (Radiyallahu Anh) İle Ebu Cehil Arasındaki Fark ... 90 HAYIZ VE NİFAS BABI .............................................................. 91 Kadınlara Mahsus Olan Kan Üçtür .................................................. 91 Hayız Nedir ve Şartları Nelerdir? ..................................................... 91 Adet Günlerinin Değişmesi İle İlgili Meseleler ............................... 92 NİKAH KİTABI ............................................................................. 94 Nikahın Üç Sebebi ............................................................................ 94 Nikahın Şartları ................................................................................ 94 TALAK KİTABI ............................................................................ 95 Talak Lugatta Nedir? ........................................................................ 95 Allah (Celle Celâluhu) Katında En Sevimsiz Helal ............................... 96 Şeriatta Talakın Manası .................................................................... 97 Talak Üç Kısımdır ............................................................................ 97 Ahsen, Hasen ve Bidat Talak Nedir? ............................................... 98 Talak İle İlgili Meseleler .................................................................. 98 SARİH VE KİNAYELİ LAFIZLAR İLE TALAK ..................... 99 Sarih Lafız Nedir? ............................................................................ 99 Ric’i Talak Nedir? .......................................................................... 100 Talak Lafızları ................................................................................ 100 KİNAYELİ TALAK FASLI ........................................................ 101 Kinayeli Lafız Nedir ve Nelerdir? .................................................. 101 Bain Talak İle İlgili Meseleler ........................................................ 102 KİTABUL EYMAN (YEMİN KİTABI) .................................... Yemin İle İlgili Meseleler .............................................................. Yemin Nedir? ................................................................................. Yemin İki Nevidir .......................................................................... Yemin-i Ğamus, Yemin-i Lağv ve Yemin-i Münakid ................... Yemin-i Münakid Üç Kısımdır ......................................................

104 104 105 105 106 107

DAVALIK GAYRIMENKUL ..................................................... 109 FASİD ALIŞVERİŞİN BEYANI ................................................ 110 155

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ KABZETMEDEN SATIŞ ............................................................ 110 ŞARTLI SATIŞ ............................................................................ 110 Alışverişi Yedi Şey Fesad Eder ...................................................... 111 FAİZ .............................................................................................. 112 Faiz Hakkındaki Ayetler ......................................................... 112-113 Faizin Zemmi ................................................................................. 113 İSLAMDA BİDAT ....................................................................... 113 Çirkin Bidat Ondur ......................................................................... 114 ÖLÜNÜN ARDINDAN YAPILAN HATALAR ........................ 115 Ölünün Ardından Yapılan Kerahiyetler ......................................... 115 ZİNA HADİSİNE DAİR MALUMAT ....................................... 116 Kul Zina Yaparsa ve Daha Sonra Tevbe Ederse Ne Olur? ............ 117 Alimlerin “Kul zina ettiğinde ondan iman çıkar” Hadisi Hakkındaki Açıklamaları ................................................................................... 117 DUA VE HATİME ....................................................................... 121 HADİS-İ ERBAİN (KIRK HADİS) ............................................ 125 Ümmet-i Muhammed’in Üzerinde İki Eman Vardır ...................... 127 Günaha Tevbe Etmenin Fazileti ..................................................... 127 İstiğfarın Fazileti ............................................................................ 128 Pişmanlık Olmadan İstiğfar Çekmenin Zemmi .............................. 129 Dünya Malından Sadece Yetecek Kadarını Alınması Gerektiği .... 130 Dünya Malını Sevmek .................................................................... 130 Dünyadan ve Dünya Malından Sakınmak ...................................... 130 Zikrullahı Çok Yapmanın Fazileti .................................................. 133 Soğan ve Sarımsak Yiyenin Mescide Yaklaşmaması Gerektiği .... 134 Şirk ve Günahtan Sakınılması Gerektiği ........................................ 134 Dört Şey Oruçluyu İftar Ettirir ....................................................... 135 Dünya Sevgisi Her Hatanın Başıdır ................................................ 135 Dünyanın Zemmi ............................................................................ 136 Hayırda Yarışmak ve Nefsi Arzuları Terk Etmek .......................... 137 156

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Allah-u Teâlâ’ya İtaat Etmek ........................................................ 137 Sofradan Düşen Kırıntıları Yemenin Fazileti ................................. 138 Bıyığı Uzatmanın Zemmi ............................................................... 138 Emaneti Nasıl Zayi Olur ................................................................. 139 Fitne Zamanında Ne Yapılması Gerektiği ...................................... 140 İlk Hesabı Sorulacak Şey Namazdır ............................................... 141 Zinayı ve Ribayı Açıktan İşlemenin Azabı Hakettirdiği ................ 142 Beş Şeyin Açıktan İşlendiğinde Helak Hak Olur …....................... 142 Livata Çoğalırsa ....................................................................... 143 Kırk Hadisin Hatimesi .................................................................... 144 KONULARIN FİHRİSTİ ........................................................... 149 ALFABETİK FİHRİST................................................................ 158

157

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

AFABETİK FİHRİST (A) Abdest İki Çeşittir ............................................................................ 89 Abdestin Farzları .............................................................................. 59 Adak Kurbanından Kimlerin Yiyemeyeceği .................................... 65 ADAK VE AKİKA KURBANI ..................................................... 65 Adet Günlerinin Değişmesi İle İlgili Meseleler ............................... 92 Ahsen, Hasen ve Bidat Talak Nedir? ............................................... 98 Akika Kurbanından Sahiplerinin Yiyebileceği ................................ 65 ALFABETİK FİHRİST................................................................ 158 Alışverişi Yedi Şey Fesad Eder ...................................................... 111 ÂL-İ İMRAN SURESİ 196-197.AYETLERİN BEYANI ........... 86 Alim Bir Kişiye Sövmek Hükmü ..................................................... 46 Alimlerin “Kul zina ettiğinde ondan iman çıkar” Hadisi Hakkındaki Açıklamaları ................................................................................... 117 Allah (Celle Celâluhu) Katında En Sevimsiz Helal ............................... 96 “Allah (Celle Celâluhu) Rızası İçin ve Şunun İçin” Demenin Hükmü .. 62 “Allah (Celle Celâluhu) Seni İmanından Ayırsın” Demenin Hükmü .... 49 Allah (Celle Celâluhu)’nun Her Şeyi Gözettiği ..................................... 39 Allah (Celle Celâluhu)’ya Şirk Koşmak ile İlgili Ayet ve Hadis-i Şerif ..................................................................................... 61 Allah-u Teâlâ’nın Subuti Sıfatları .................................................. 27 Allah-u Teâlâ’ya İtaat Etmek ........................................................ 137 Amellerin İki Kısım Olduğu ............................................................ 28 “Amelsiz (Kamil Manada) İman Yoktur” Hadis-i Şerifi’nin Açıklaması ........................................................................................ 38 Anaya Sövmenin Kerihliği ............................................................... 41 “Andria Papazının ve Yahudi’lerin Şapkası Başına Olsun” Demenin Hükmü .............................................................................................. 49

(B) Bain Talak İle İlgili Meseleler ........................................................ 102 Bazı Kelamların Sevap, Bazı Kelamların Günah Kazandırdığı ......... 8 Beş Şeyin Açıktan İşlendiğinde Helak Hak Olur …....................... 142 158

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Bıyığı Uzatmanın Zemmi ............................................................... 138 “Bir Kimse Kanaat Ederse Aziz, Eğer Tamah Ederse Zelil Olur”.... 70 Bir Kişinin Dinine ve İmanına Sövmenin Hükmü ........................... 46 Bir Kişiye “Deyyuz, Zani veya Kahpe, Fahişe vs.” Kelimeleri Kullanmanın Hükmü ........................................................................ 56 Bir Müslümana “Bre Kafir Yahudi” Demenin Hükmü .................... 47 Bir Müslümanın Malını Kendine Helal Saymanın Hükmü .............. 48 Birkaç Çeşit Yemek Yapmanın İsraf Olduğu ................................... 52 BORÇ VERİP ERZAK ALMAK ................................................. 17 BORÇ VERMEK ........................................................................... 17

(C-Ç) Cehennem Köprüsü Üzerinde Yedi Soru Sorulduğu ...................... 39 Cehennem’e Yetmiş Bin Yular Vurulacağı ve Yetmiş Bin Meleğin de Yularından Çekeceği .................................................................... 40 Cenab-ı Hakk’a Ancak Salih Amelin Ulaştığı ............................... 70 Cenab-ı Hakk’tan Talep Olunacak İki Şey ..................................... 70 Çirkin Bidat Ondur ......................................................................... 114

(D) DAVALIK GAYRIMENKUL ..................................................... 109 Dört Şey Oruçluyu İftar Ettirir ....................................................... 135 DUA VE HATİME ....................................................................... 121 Dünya Malından Sadece Yetecek Kadarını Alınması Gerektiği .... 130 Dünya Malını Sevmek .................................................................... 130 Dünya Sevgisi Her Hatanın Başıdır ................................................ 135 Dünyadan ve Dünya Malından Sakınmak ...................................... 130 Dünyanın Zemmi ............................................................................ 136 Düşen Lokmayı Yemek Hakkında ................................................... 53

(E) Ebu Bekir Sıddık (Radiyallahu Anh) İle Ebu Cehil Arasındaki Fark ... 90 EHL-İ SÜNNET İTİKADI ............................................................ 27 159

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Ehl-i Sünnet İtikadının Neler Olduğu .............................................. 27 ELFÂZ-I KÜFÜR VE LİSANIN AFETLERİ ............................. 41 Elfaz-ı Küfürden Olan Diğer Kelimeler ........................................... 43 Emaneti Nasıl Zayi Olur ................................................................. 139 Erkek Evlat ve Kız Evlat İçin Akika Kurbanının Adedi .................. 65 Eşeği Kısrak Üzerine Çekmenin Hükmü ......................................... 16 Evliyaullah Kimdir? ......................................................................... 22

(F) FAİZ .............................................................................................. 112 Faiz Hakkındaki Ayetler ......................................................... 112-113 Faizin Zemmi ................................................................................. 113 Fasık Müslüman ve Mecusi İçin Hasta Ziyareti ............................... 16 FASİD ALIŞVERİŞİN BEYANI ................................................ 110 FİHRİST ........................................................................................ 149 Fitne Zamanında Ne Yapılması Gerektiği ...................................... 140

(G) “Gafiller İçinde Allah (Celle Celâluhu)’yu Zikreden, Allah (Celle Celâluhu) Yolunda Cihad Eden Gibidir.”............................................................ 9 Guslün Farzları ................................................................................. 60 Günaha Tevbe Etmenin Fazileti ..................................................... 127

(H) Hacı Ahmed Hilmi Ankaravi Hazretleri’nin Bu Kitabı Yazmasına Sebep Olan Olay................................................................................. 1 HADİS-İ ERBAİN (KIRK HADİS) ............................................ 125 Haftada Bir Tecdîd-i Nikâh (Nikâh Yenilemesi) Yapmanın Neden Gerektiği .......................................................................................... 19 Hakiki Tevbe .................................................................................... 20 Haramı Helal Saymanın Hükmü ...................................................... 48 HASTA ZIMMÎ’Yİ ZİYARET ETMEK ..................................... 15 Hasta Zımmî’yi Ziyaret Etmenin Hükmü ........................................ 15 160

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Haşr Suresi’nin Son Üç Ayetini Okumanın Fazileti ........................ 66 Hayırda Önde, Ortada ve Sonda Olmanın Fazileti .......................... 75 Hayırda Yarışmak ve Nefsi Arzuları Terk Etmek .......................... 137 Hayız Nedir ve Şartları Nelerdir? ..................................................... 91 HAYIZ VE NİFAS BABI .............................................................. 91 HAYVANI KISIRLAŞTIRMAK.................................................. 16 Hayvanı Kısırlaştırmanın Hükmü .................................................... 16 Helal Lokmanın Fazileti ................................................................... 53 Her Müslümanın Sabah Akşam Söylemesi Gereken İstiğfar ........... 20 Hüdâî (Kaddesallahu Esrarehu) Hazretlerinden İnsanlığa Uyarı ............. 58

(I-İ) İBADETLERDE NİYET ............................................................... 41 İBADETLERİ ALLAH (CELLE CELÂLUHU)’YA HAS KILMAK ... 61 İcmali İman ve Müfesser İmanın Tanımı ......................................... 31 İftira Atmanın Hükmü ve Had Cezası .............................................. 55 İFTİRA CEZASI BÂBI ................................................................. 55 İhsan Nedir? ..................................................................................... 86 İhtikar (Karaborsacılık) Kırk Gün Hapsetmektir ............................... 6 İhtikar (Karaborsacılık) Yapan Kişinin Kırk Senelik Amelinin İptal Olacağına Dair Hadis-i Şerif ............................................................. 5 İhtikar (Karaborsacılık) Yapan Kişiye Kadı’nın Vermesi Gereken Hüküm ............................................................................................... 7 İhtikar (Karaborsacılık) Yapan Kişiye Lanet Olduğu ........................ 4 İHTİKAR (KARABORSACILIK).................................................. 4 İhtikarın (Karaborsacılığın) Hükmü ............................................... 4-6 İhtikarın (Karaborsacılığın) Yapıldığı On Şey ................................... 4 İhtikarın (Karaborsacılığın) Yiyeceğe Mahsus Olup, Olmadığı ........ 6 İki Çeşit Tevbe Olduğu .................................................................... 21 İlim Okuyana ve Okumaya Lanet Okumanın Hükmü ..................... 46 İlk Hesabı Sorulacak Şey Namazdır ............................................... 141 İman İkiye Ayrılır ............................................................................ 29 İMAN VE AMELİ SALİH ............................................................ 70 İman-ı Şer’î Nedir? .......................................................................... 29 İmanın Altı Farz ile Sahih Olduğu .................................................. 28 İmanın Şartları .................................................................................. 59 161

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ İnsanların Cahilliklerinin Nelere Sebep Olabileceği ve İnsanların Farkında Olmadığı ........................................................................... 25 İRADE-İ CÜZ’İYYE ..................................................................... 30 İslam’ın Şartları ................................................................................ 59 İSLAMDA BİDAT ....................................................................... 113 İSM-İ A’ZAM VE HAŞR SURESİ …........................................... 66 İstiğfarın Fazileti ............................................................................ 128 İtikad İki Kısımdır ........................................................................... 28 İtikad Nedir? .................................................................................... 28 İZZET ALLAH’INDIR ................................................................. 68

(K) Kabrin Yanında Kur’an Okumanın Hükmü ..................................... 10 KABZETMEDEN SATIŞ ............................................................ 110 Kadınlara Mahsus Olan Kan Üçtür .................................................. 91 Kafire Benzemek, İman ve Nikahı Yenilemeyi Gerektirir ............... 42 Kafirlerin Neden Putlara Taptıklarının Beyanı ................................ 68 Kamil Mü’min’in İmanı ................................................................... 21 Kanaat Etmenin Fazileti ................................................................... 18 KANAAT.......................................................................................... 18 KELAM.............................................................................................. 8 Kendi Malını Saklamak İhtikar (Karaborsacılık) Değildir ................ 7 Kesilen Adağın Sevabını Evliyanın Ruhuna Bağışlamak ................ 65 Kırk Hadisin Hatimesi .................................................................... 144 Kinayeli Lafız Nedir ve Nelerdir? .................................................. 101 KİNAYELİ TALAK FASLI ........................................................ 101 Kişinin Günahkar Olduğu Kelimeler ................................................ 10 Kişinin Söylediği Kelimelere Dikkat Etmesi Gerektiği ................... 31 KİTABUL EYMAN (YEMİN KİTABI) .................................... 104 Kul Zina Yaparsa ve Daha Sonra Tevbe Ederse Ne Olur? ............ 117 Kulun Fiili İki Kısımdır .................................................................... 30 Kulun İradesi İki Kısımdır ............................................................... 31 Kur’an’ı Kendi Kelamında Kullanmak Küfürdür ............................ 42 Kur’an’ı, Mescidi, Şer’î Vaizi ve Şer’an Tazim Olunan Bir Şeyi Hakir Görmek ................................................................................... 43 KURTULUŞ BEYİTLERİ ............................................................ 33 162

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

(L) Livata Çoğalırsa .......................................................................... 143

(M) Müellifin Önsözü ............................................................................. 1 Münafıklığın Üç Alameti ................................................................. 57 Müslüman’da Olması Gereken Ahlak .............................................. 57 Mütevatir Haberin İnkarı Küfürdür .................................................. 42

(N) NAHL SURESİNİN DOKSANINCI AYETİNİN BEYANI VE İHSAN ............................................................................................. 80 Namazın Farzları .............................................................................. 60 Nazar İkidir ....................................................................................... 89 Nefsin ve Aklın Tevbesi ................................................................... 22 NİKAH KİTABI ............................................................................. 94 Nikahın Şartları ................................................................................ 94 Nikahın Üç Sebebi ............................................................................ 94

(O-Ö) OTUZ İKİ FARZIN BEYANI ...................................................... 59 Oyun Oynayan Kimseye Selam Vermek .......................................... 14 Oyunlar ile İlgili Hadisi Şerifler ....................................................... 13 ÖLÜNÜN ARDINDAN YAPILAN HATALAR ........................ 115 Ölünün Ardından Yapılan Kerahiyetler ......................................... 115 Önsöz ................................................................................................ 1

(P) Peygamberlere Dil Uzatanların Düzelmezse Katledileceği .............. 41 Pişmanlık Olmadan İstiğfar Çekmenin Zemmi .............................. 129 163

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

(R) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Bir Bedeviye Üç defa Namazı Tekrarlattırması ................................................................................ 37 Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Hasta Bir Yahudi’yi Ziyaret Ettiği ................................................................................................. 15 Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Tadil-i Erkan’ı Açılaması ..... 37 Ric’i Talak Nedir? .......................................................................... 100

(S) Sabık, Muktesid ve Zalim Hakkında Ehl-i Tefsirin Beyanları ......... 76 SAÇ EKLEMEK ............................................................................ 15 Saç Eklemenin Hükmü ..................................................................... 15 Salih Amelin, Salih Bir Niyetle Yapılması Gerektiği ...................... 72 Sarih Lafız Nedir? ............................................................................ 99 SARİH VE KİNAYELİ LAFIZLAR İLE TALAK ..................... 99 SEÇİLMİŞ OLAN ÜMMET-İ MUHAMMED VE ÜÇ SINIF .. 73 Sıla-i Rahim’in Meyvesi ve Fuhşiyat’ın Neticesi ............................ 84 Sofradan Düşen Kırıntıları Yemenin Fazileti ................................. 138 Soğan ve Sarımsak Yiyenin Mescide Yaklaşmaması Gerektiği .... 134 SORULAR ...................................................................................... 46 “Subhanallahi ve bihamdihi vel hamdulillahi…” Demenin Fazileti .............................................................................................. 71

(Ş) ŞARTLI SATIŞ ............................................................................ 110 Şer’i Şerif’i Küçük Gören Zımmî ve Onu Himaye Eden Müslüman Kimsenin Hükmü ............................................................................. 48 Şeriat Hükümlerini Küçümsemenin Hükmü .................................... 47 Şeriatta Talakın Manası .................................................................... 97 Şirk ve Günahtan Sakınılması Gerektiği ........................................ 134

164

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

(T) Ta’riz ile (Üstü Kapalı) Yalan Söylemenin Hükmü ......................... 12 Tadil-i Erkan’ın Hükmü ................................................................... 38 Tadil-i Erkan’nın Önemi ve Nasıl Olması Gerektiği ....................... 34 Taharet İkidir ve Mertebesi Üçtür .................................................... 88 Taheret ve Necaset Çeşitleri ............................................................. 89 Talak İle İlgili Meseleler .................................................................. 98 TALAK KİTABI ............................................................................ 95 Talak Lafızları ................................................................................ 100 Talak Lugatta Nedir? ........................................................................ 95 Talak Üç Kısımdır ............................................................................ 97 Tavla ve Benzeri Oyunları Oynamanın Hükmü ............................... 13 TAVLA VE SATRANÇ (KUMAR)............................................... 13 TECDÎD-İ ÎMÂN (İMANI YENİLEMEK) ................................. 18 Tecdîd-i Îmân’nın Hükmü ................................................................ 18 Tecdîd-i Îmân’nın Yapılışı ............................................................... 18 TECDÎD-İ NİKÂH (NİKÂH YENİLEMEK) .............................. 19 Tecdîd-i Nikâh’ın (Nikâh Yenilemenin) Nasıl Yapıldığı ................ 19 Tedavi Amaçlı Kadına ve Erkeğe İğne Yaptırmanın Caiz Olduğu ...................................................................................... 16 Tek Niyetle İki İbadetin Olmadığı ................................................... 41 TEMİZLİK İMANDANDIR ......................................................... 88 TEVBE ............................................................................................ 19 Teyemmümün Farzları ..................................................................... 60

(U-Ü) Ulemaya Lanet Okumak Hükmü ...................................................... 46 Ümmet-i Muhammed’in Üzerinde İki Eman Vardır ...................... 127 Ümmeti Muhammed’in Yetmiş Üç Fırkaya Ayrıldığı .................... 26

(V) VELİME (DÜĞÜN YEMEĞİ)........................................................ 8 Velimede (Düğün Yemeğinde) Boş İşlerin Olduğu Bilinirse Gidilmeyeceği .................................................................................... 8 165

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ Velimenin (Düğün Yemeğinin) Hükmü ............................................ 8 Velimeye (Düğün Yemeğine) İcabet Edilmesi Gerektiği .................. 8 VÜCUDUN BAKIMI ..................................................................... 17 Vücudun Temizliği Kaç Günde Bir Yapılmalı .................................17

(Y) Yağcılığın Mü’min’in Ahlakından Olmadığı ................................... 11 Yalan Söylemenin Hükmü ................................................................12 Yarıcılığın Hükmü ............................................................................ 50 Yarıcılığın Şartı ................................................................................ 50 Yarıcılıkta “Bu Tarlanın Mahsulü Benim, Diğer Tarlalar Müşterek” Demenin Hükmü .............................................................................. 51 YEMEK YEMENİN BEYANI ...................................................... 51 Yemek Yemenin Hükümleri ............................................................ 51 Yemenin Sünnetleri .......................................................................... 54 Yemin İki Nevidir .......................................................................... 105 Yemin İle İlgili Meseleler .............................................................. 104 Yemin Nedir? ................................................................................. 105 Yemin-i Ğamus, Yemin-i Lağv ve Yemin-i Münakid ................... 106 Yemin-i Münakid Üç Kısımdır ...................................................... 107

(Z) Zalimin Arkasından Söylenilen Sözün Gıybet Olmadığı ................. 12 Zamanımızdaki İnsanların Dünyaya ve Günaha Çok Düşkün Olduğu ............................................................................................. 24 Zenginliğin Ancak Kalbin Zenginliği İle Olduğu ............................ 72 Zımmî’nin Selamına Nasıl Karşılık Verilir ...................................... 15 Zımmîlerin Bayramını Kutlamanın Hükmü ..................................... 50 Zikrullahı Çok Yapmanın Fazileti .................................................. 133 ZİNA HADİSİNE DAİR MALUMAT ....................................... 116 Zinayı ve Ribayı Açıktan İşlemenin Azabı Hakettirdiği ................ 142 ZİRAAT VE YARICILIK (YARI YARIYACILIK) .................. 50

166

DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ

167

View more...

Comments

Copyright � 2017 SILO Inc.